Dünya Yeniden Kurulsa !

Güncelleme:

‘Tarih sonlansa, hayat dursa ve Dünya yeniden kurulsa; korkarım ki, alın teri yine en altta kalır, yine “farklı” olan itilip kakılır; şehirde kırda kadınlar ezilmeye, yoksulların çocukları cephelere sürülmeye, devam eder…

Gerçekte “Yeni Bir Dünya”, sokaklarda eylemlerle; yazılarla şarkılarla arandı; Bağlantısızlar oldular, 68’liler diye anıldılar, Latin Amerika’dan İberya’ya ve Ön Asya kapısına özgürlük diye dayandılar…

‘Köhne devran’sa, müttefiklerini petrol rantında buldu, uzak vahalardan altın hilal yapıp banliyölere serpiştirilen “uyuşturucu” tuzakları kurdu, yetmedi; kimilerini işkenceden geçirdi; seçilmiş liderlerini darbelerle devirdi; Berlin duvarı yıkıldı ama umutlar enkaza dönüştü…

“Ah, Dünya, bir yeniden kurulsa!”.. Savaşlar, sömürü, şiddet olmasa... Ama, olmuyor!

Etnik köken, inanış, soy sop, yerel düzeyde kapalı ama her türlü sömürüye açık çarpık bir milliyetçilik tutkalı, halkları böldü.. Yugoslavya’yı dağıttı. Somali, Ruanda ve Balkanlar’da topluluklar ‘akraba, Milletler “aile” olmaktan çıktı; tek kutuplu bir Dünya’da, vahşetle terbiye edilenler, dehşetle dengelenen “ sözde adaletin” mengenesinde ezildi, eziliyor…

“Ah Dünya, bir yeniden kurulsa!”.. Savaşlar, sömürü, şiddet olmasa… Olmuyor!

Üniversiteler gerilemiş, ufku özgür bireyler yetiştirilmiyor. Sular kirlenmiş, bozulan gıdalar insan soyunu tehdit ediyor. Nükleer ve balistik silah stokları, bir tuşla yaşamı yok edecek düzeyde. Toplumlara “rol model” olanların kalitesi düşüyor. Kapitalizmin her “kriz” valsi, ayrı bir ülke hazinesinin iflası…

Yunanistan, Portekiz, İspanya; “düşüyor”… Ukrayna, Gürcistan veya Beyaz Rusya’da “sandık” demokrasisinden öteye geçilemiyor, Arap Baharı laiklik rotasına girmeden demokrasi menziline erişilmeyeceği gerçeğinde düğümleniyor. Uzak Asya mekanik kalkınma duasında, Çin, Hindistan ve Brezilya’nın ekonomik grafiği “çevre” açısından henüz belirsiz.

Davos, “istikrar”dır… Porto Alegre henüz “dalgalanma”…  “Yeni bir dünyanın yaşamış ve yaşayan savaşımcılarının” yenilgisinden daha dramatik olansa; özgürlük, eşitlik, sosyal adalet diyen kuşaklar arasındaki kopukluklardır…

İngiltere İşçi Partisi liderliğine Irak’ın işgaline onay verdiren, Afrikalı göçmenleri adında “sosyal” sözcüğü olan iktidarlar döneminde karantinaya aldıran, köle terinden fason imalat yaptırıp satılmasına göz yumarken - emeklilik fonlarını kevgire çeviren, modern dünyanın iflası, işte böyle bir ortamın çıktılarıdır.

Yeni bir Dünya arayanların ‘yenilgileri, eski dünyanın çemberinde kalan ve bu arayışa kayıtsız kalan yığınların da yenilgisi olarak beliriyor…

Türkiye ise nicedir, iki anlamıyla “geriliyor”; gerginlik yüklü ve geriye gidiyor!

“Batsın bu Dünya!” diyen insan sayısı her yerde artıyor…

Ülkelerde bölgeler, bölgelerde kentler, kentlerde mahalleler arasında “korkunç” gelir uçurumu var. Enlem boylam ağıtlar... Kapıları tutan, tekellerdir.  “Medeniyetlerin değil bu savaş”, çöken orta direği masumca kabullenen alt sınıflarla artı değerin tümüne arsızca sahip olmak isteyen azınlığın çatışmasıdır…

Öylesine derinleşen, yarı çapı genişleyen bir çelişme ve üzeri örtülen bir çatışma ki; (ne olursa olsun biri yensin de küllerinden yeniden bir Dünya kurulsun) dedirtecek denli karmaşa, riya, tuzak ve keder içeriyor.

Oysa, “denklem” bozuk olduğu için, sonuç bozuk!

Böylesine “bozuk” denklemlerle, dünya yeniden kurulsa bile, savaşlar, sömürü ve soygun devam edecek gibidir…

Ve ama yine de ‘bu koşullar’, özgürlüğün, gerçek demokrasinin, emeğin, üretkenliğin, hakça gelişme ve bölüşümün aranmasını baskıladığı kadar tahrik de eden koşullardır…

Fakat bunu kimler yapacaktır?

Yine ve yeniden “Yeni Bir Dünya” diyecek olan, -burada ve her yerde- sol’dur. Ulusal ve evrensel sözü olan bir sol… Yaşamın her alanında yüzünü gelişmeye, ilerlemeye, üretime çevirmiş, demokrasiye bağlı, doğaya saygılı olan, çevreyi kapsayan merkezde bir sol…

İşte böyle bir sol, geleceğin çıtasını geçmişin olumlu kazanımlarını da değerlendirerek, yükseltebilir. Bu anlamda ‘yükselme, -siyasal, sosyal, kültürel alanda sorunlara halkla birlikte çözümler üretilerek- insanlığın geleceğinin kazanılması açısından da önemlidir.

Sol, yeni bir Dünya’da emeğin hakkını alacağını, kadınların ezilmeyeceğini, çocukların savaşlara sürülmeyeceğini, insanlık onurunun çiğnenmeyeceğini, barış, birlik, refah içinde yaşamak için yeniden yapılanmanın başarıya ulaşabileceğini, hazırlıklarıyla, kadrolarıyla; eylemiyle, söylemiyle, müjdeleyen olmalıdır!

Çünkü, her anlamda “yeni”lenen bir Dünya’da…

İnsanoğluna;

Yok-etmeden yönetmek, ezmeden yaşamak, sömürmeden üretmek yaraşır!
________________________________________________________________________
Yeni Bir Dünya için, özellikle ekonomik alanda, solun öncelemesi gerekenleri bir sonraki yazımda ele almaya çalışacağım.

 

Diğer Yazıları
Akıl Sağlığını Yitirmekte olan Toplum!
Bir asırlık çınar nasıl batırılır ?
Belediye Encümenleri Böyle mi olmalıydı?
Çöken madencilik politikamızdır