İlk Çatlak

Güncelleme:

Askeri vesayetten kurtulurken başka bir vesayet çukuruna düşme riskinle karşılaşan Türkiye frene bastı. Yolcular kafalarını cama çarptı.

Taksim’de tetiklenen sosyal patlamanın hemen ardından facebook sayfama yapılması gerekeni yazdım.

a) Başbakan tevazu gösterip halktan özür dileyecek.
b) İstanbul’da ki (belediye başkanı hariç) tüm kamu görevlilerinin görevden alacak.
c) Hükümetin istifasını Cumhurbaşkanına sunacak. 3 Aylık ara hükümet kuracak.
d) Eylül’ün ilk haftası genel seçime gidecek.

Türkiye ekonomisi dışarıdan kaynakla dönen bir sistemle çalışıyor. Dışarıdan gelen kaynakların en büyük nedeni ise ‘istikrar’. Türkiye’nin en büyük varlığı ve satış noktası bu. Bu varlık çok çabuk kaybolabilir, ekonomi bir ‘tail spin’ e girebilir ve bir anda dolar 2.20 borsa 50 bine çakılırsa, çıkan krizden en çok yine aynı halk mağdur olur.

Aldığım Görüş ve İntibalar:

Dezavantajım Türkiye’den uzak yaşamam. Fakat bu aynı zamanda büyük bir avantaj çünkü dışarıdan bakmanın getirdiği büyük faydalarda var. Türkiye’yi ve oyuncuları iyi tanıdığımı sanıyorum. Dış dünyayı da yakinen tanıyorum. Onlarca insanla konuştum. Edindiğim intibalar şöyle;

a) AKP bu hareketi Cumhuriyet mitingleri gibi ‘çakma’ bir hareket sanıyor.
b) AKP sosyal medyanın gücünden bihaber
c) Erdoğan çevresindekilerin etkisiyle esas konudan çok ‘karizmayı’ çizdirmemenin peşinde.
d) AKP sandıktan hala galip çıkacağına inanıyor.
e) Yerleşik medya yıllardır savunduğum gibi sadece kendi mamasının derdinde.
f) Hareketin içinde kaos için kaos isteyen gruplar var.
g) Her sosyal olayda olduğu gibi en tedirgin grup ‘Beyaz Türkler’

armor.jpg

Reaksiyonun Anatomisi:

Türkiye gibi kimin eli kimin cebinde şeffaflığına ulaşamamış ülkelerde sosyal olayları sükûnetle analizde fayda var. Reaksiyon içindeki en büyük grup, yüzde 52 lik oyu demokrasiden ‘oy-krasiye’ kaydırıp madem ki ‘iktidarız o zaman istediğimizi yaparız’  psikolojisine dur diyen grup yatmakta. Ancak reaksiyon grubun içinde başka unsurlarda bulunmakta. İlk günden bu yana ısrarla ‘Sünni’ duruş gösteren AKP iktidarı Türkiye’de ki Alevileri tamamen yabancılaştırmış durumda. 3. Köprünün isim babalığı bence bardağı taşıran son damla oldu.

Siz Suriye’yle üstü kapalı savaş halindesiniz. Sünni Suriyeli gruplara yardım ettiğinizi tüm dünya biliyor. Esad’ın Türkiye’ deki Alevi gruplar üzerinden size karşı oyun yapacağını hiç mi düşünemediniz.

Siz PKK’la barış süreci içindesiniz PKK’nın içindeki Alevi-Kürt unsurunun en radikal damar olduğunu sağır sultan biliyor. Bütün bunlara rağmen Yavuz Sultan Selim köprüsü! Tarihte başka ünlümü kalmadı.

Neler Yapılabilir:

Makro konular var mikro konular var. Makro konu olarak şunu belirtmek isterim. İslam geleneğinde en önemli iki prensipten birisi danışmadır. Yönetici topluma danışmak zorundadır. Adil olmak danışma zeminin oturunca meşru olur. İkinci prensipte yönetilenlerin olurudur. Arapça bilgisi zengin Başbakan bu deyimi en iyi bilmesi gereken kimse olması gerekir. Arapça kökeni ‘Bay’a’ dır. Türkçeye geçen şekli mubayaa yani alış veriş anlamına gelir. İngilizcede buna ‘deal’  denir ve bir kontratı içerir. Yönetenler ve yönetilenler aralarında karşılıklı alış veriş sonucu bir anlaşma yaparlar. Ancak bu ortamda görev yapan lider meşru ve adil olur.
Siz kendi dini inançlarınız doğrultusunda gece yarısı içki düzenleme kanunu çıkarırsanız bunun meşruiyeti ancak meyhanede meşrubat olur.

Fazla uzatmayacağım. Mikro olarak sadece Taksim projesinden söz edeceğim. Başbakan Erdoğan Belediye Başkanı olmadan önce Başkan Dalan’la ciddi bir görüşmem oldu. Kendisine Taksim meydanıyla ilgili şunları önerdim. Taksim’in yeniden yapılanmasında hedef Taksim’den denizin görünmesi olmalı. Bu projeyle Taksim meydanın deniz tarafında yani doğusunda kalan tüm binalar, The Marmara Oteli ve Osmanlı sokaktan Sıraselviler’e kadar olan blok tamamen yıkılacak. Kuzey’de AKM yıkılacak. Gezinin deniz tarafındaki apartmanlar yıkılacak.Gezi alanı yeşillendirilecek, 12 milyonluk kentin ana meydanı kente damgasını vuran doğal mucize Boğaz’ın havasını teneffüs edecek.

Bugün 21. yüzyıl demokrasisindeyiz. Bir tarihi kentte yaşanan anında başka yerlerde seda bulmakta. Osmanlı da, T.C.’de bir yere kadar. Zaman ekolojiye saygılı sürdürülebilir serbest piyasa zamanı.

1 Haziran 2013

Diğer Yazıları
31 Mart Vakası & 31 Mart Yerel Seçimleri
Bir Türk Kedisinin Amerika Macerası
Yüzde 0,0055