Kadına Duygusal Şiddet

Güncelleme:

İklim Bayraktar olayı bir kez daha gösterdi ki; Türkiye' de kadınlar fiziksel olduğu kadar ruhsal olarak da taciz ediliyor, üzerlerine gidiliyor ve suçlanılıyor.

Ama hangi kadınların bir de ona bakmak lazım? Ne dedi İklim Bayraktar; ben röportaja gittim tacize uğradım ama bu olay büyüsün istemedim, onun için sustum. Daha o zaman çıkıp deseydi ki, ben tacize uğradım mağdurum, bangır bangır bağırsaydı, belki de herkes vah vah diyecekti...O ne yaptı? Sustu. Yine kendi ifadesiyle.

Mesela, medyatik birinin yakını bir röportaj yapar, adamın tüylerini çeker, dekolte pozlar verir. Çok konuşulan röportajları yaptı olur ve dolayısıyla en çok okunan yazarlardan ve gazetecilerden sayılır...Ölçüsü de röportaj çok konuşuldu ya? Ama nasıl konuşuldu, orasını sorma....

Bir diğer 'köşe yazarı' hanım açılır saçılır, jartiyerli çamaşırlarıyla poz verir, cinsel hayatım yok, işimle sevişiyorum der sanki soran varmış gibi, kimse ağzını açıpta, kızım önce poponu kapat üşüteceksin demez. Bunlar normal karşılanır, olması gerekenmiş gibi.

Ya da yine bu model sabun köpüğü gazetecilerin gurusu; 40 lı yaşlarıma geldim, soyunmak istiyorum, benim neyim eksik der, gider en iyi moda fotografçılarına rötuşlu fotograflar çektirir.

Vay ne cesur, ne seksi kadın olur. Yine yaptı yapacağını denilir... Tabuları kırdı geçti diye bir madalya takılmadığı kalır.

Bilmem kim saçmalar, gündem olmak adına her garipliği yapar çok zeki kadın olur.

Falanca manken frikik verir, görünmez kaza denir.

Yahu neresi görünmez, kıyafet o kadar dekolte ki, zaten frikik vermezse görünmez kaza olur.

Bir çok büyük medya kalemi, rakiplerinin açıklarını, eksiklerini bulmaya çalışır, bunları haber yapar, araştırmacı gazeteci, objektif, tarafsız gazeteci geçinir.

Doğrudur, yalnıştır bilemem, İklim Bayraktar diye bir gazeteci çıkar, teknik takibe takıldım, tacize uğradım ama çıkıp konuşmadım der, ipliği pazara çıkar. Ne şantajcılığı, ne ispiyonculuğu kalır.

Bu kadını savunduğumdan söylemiyorum, çünkü yaşananlar, gerçek mi, komplo mu bilmiyorum, tanımıyorum...

İki tarafı da, yani hem Baykal' ı, hem Bayraktar' ı dinleyince, ikisi de doğru söylüyor gibi geliyor ama gerçeğini bir tek Allah biliyor.

Ben sadece, ahlaktan, etikten bahseden bir kısım medya mensubu insanların kendine müslümanlığına ve yerilmesi gereken insanları yermeyip, zayıf gördükleri insanların üzerlerine gitmelerine kızıyorum.

Bir de kadınları yeren, onlara namus bekçiliği yapan bu bir kısım gazetecilerin ağırlıklı olarak erkek olmasına.

Aynı erkekler, o yerdikleri kadınların çok daha kötülerini yere göğe koyamıyor.

Sürekli onlarla ilgili pozitif haberler yapıyor...

Sonuçta, Anadolu' da ki kadınların sorunlarının en başında şiddet ve töre cinayetlerinden bahsediliyor.

Maalesef bunlar gerçek... Bir de şehirlerde yaşayan kadınların da sorunlarına bakmak lazım. Kadına uygulanan şiddetin her zaman fiziksel şiddet olması gerekmiyor. Duygusal şiddet te aynı şekilde incitici oluyor.

Kadının cinsel meta olarak görülmesi ve değer yargıları üzerinden eleştirilmesi de buna dahil.

İklim Bayraktar olayı bana kadına uygulanan negatif ayrımcılık ve şiddeti bir kez daha hatırlatıyor....

Eğer suçluysa ve böyle bir iftira da bulunmuşsa, ilahi adalet yaptıklarının cezasını çekiyor, yok iddiaları doğruysa da o zaman medya tarafından ciddi anlamda tacize uğruyor....