Kapitalizmin statükoya karşı zaferi

Güncelleme:

Hatırlar mısınız, eskiden “kırmızı çizgilerimiz” vardı. Bu “kırmızı çizgiler” çerçevesinde kararlar alınacak, özellikle savunma ve dış politikada geri adım atılmayacaktı. Can pahasına savunulacak noktalardı bunlar.

Ne olduysa oldu “kırmızı çizgiler” Amerika'nın Irak işgalinden sonra sessizce silindi gitti. Amerikan askerlerinin attığı misket bombalarından dağılan şarapnel parçacıkları örttü bu kırmızı çizgileri!

Irak'ın kuzeyinde alınan ihalelerin gölgesinde kaldı bu çizgiler. Varlığı bile savaş sebebi sayılan bir bölgeye Türk müteahhitleri ve İşadamları yeni bir şehir kurdular. Telefon ve içme su şebekesini yenilediler. Bütünüyle altyapısını yeniden kurdular. Yönetim binaları inşa ettiler.

Kısacası siyasetçilerin koyduğu çizgiler uluslararası sermaye ile aşıldı. Amerika'nın yıkıp, yaktığı bölgeyi yeniden inşa ihalesi kırmızı çizgilerimizi silmeye yetti de arttı bile. Statüko olrak adlandırılan siyaset gol yerken, ekonomi uzmanlarımız ihracattaki artıştan bahsettiler uzun uzun. Irak'ta çalışmaya giden işsizlerimizin yüzü güldü.

Önceleri ağızlarına isimleri alınmaya korkulan, Kuzey Irak'taki PKK himayecisi Kürt liderler ile bakanlarımız, MİT Müsteşarlarımız doğrudan görüştüler. Çoğu zaman üniter devlet yapımızın garantisi gösterilen bu çizgiler en radikal milliyetçilerimizin bile aklına gelmiyor şimdi!

Belki BOP projesinin bir parçası, belki Kapitalizmin statükoya karşı zaferi. Kim nasıl adlandırırsa adlandırsın. Hiçbir tanım, kırmızı çizgilerimiz ile var ettiğimiz geleneksel siyaset anlayışımızı diriltmeye yetmeyecek. O ünlü söz gibi yani: Artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak.

Domates

Geçen hafta tarım bakanı Tarım Bakanı Mehdi Eker açıkladı da öğrendik- Et fiyatları ülkedeki refah düzeyinin yükselmesinden dolayı yüksekmiş! Bu tespit karşısında ciddi bir yorum, kayda değer bir analiz yapmak mümkün değil.

Refah düzeyimizin yüksekliğin kanıtı yükselen gökdelenler. Kredi kartı borcu olanlar, evine icra gelenler parasını kullanmasını bilmeyenler. Ülkede öyle bir refah düzeyi var ki; açlık sınırında kimse yaşamıyor, asgari ücret alanların keyfi yerinde, işsizim diyen yalancı, ürünüm para etmiyor diyen çiftçi sahtekârdır.

Özellikle domates artık kilo ile değil sayı ile alınır oldu. Hatırı sayılır oldu yani! Bunlar işin şakası tabi!

Domates fiyatındaki rekor artış karşısında çiftçinin cebine çok fazla bir paranın girmediğini ama buna karşılık parayı götüren komisyoncunun verdiği ile yetinen üreticinin çok şikâyetçi olmadığına inanıyorum. Bu inancımı halkın oy verme tercihleri de sağlamlaştırıyor. Çiftçi, üretici, komisyoncu, tarım ürünleri ihracatçısı, tarım ile ucundan köşesinden uğraşanlar halinden memnun. Bu kesin.

http://www.twitter.com/yolagiden

http://yolagiden.blogspot.com

Diğer Yazıları
Atatürk'ün koltuğu işgal edilmesin
Bu yazıyı yirmi yıl sonra hatırlayacaksınız
TİP’e bak!
Cumhuriyet sensin
Vicdanlar kanarsa insanlık yaşar