Kınında Kılıç

Güncelleme:

Bir rüya tabirine göre, kılıcın kınında kırılması, evladın anne karnında öleceği, annenin kurtulacağı olarak yorumlanırmış.

Kemal Kılıçdaroğlu, kılıç kınında kırılmadan, yani “CHP adlı ananın” kucağında siyaseten öldürülmeye çalışılmadan; kılıcını “değişim” için çekti..

Ve bu son gelişmeler, Kılıçdaroğlu’nun, genel başkanlıktan liderlik konumuna yükselişi olarak da okunmaktadır.

Kuşkusuz Kılıçdaroğlu, yerelde zafer sürgünü veren kongrelerden gelmedi. Böylesi yapısı da kapısı da gerçekte düşünsel mücadele zeminine nicedir kapalı olan partide pek muhtemel de değildi…

Çünkü, “Önder Sav” anaforundaki anlayışın CHP’si, her Kurultayında, bir öncekine göre daha anti-demokratik tüzüklere duçar edilmiştir…

2003 Kurultayından sonra, genel başkanlığa aday olmak, delegelerin divan karşısında açık oyuna bağlanmıştır... Yani, il delegesi (ve/veya yerel meclis üyesi ya da doğal delegeler) -hem de büyük sayılacak bir yüzdeyle, mevcut yönetim erkinin gözünün içine baka baka değişimi savunacaktı(r)!. Orada “bir sunak bir de kurban” kollezyumu kurgulanmıştır. Adeta “açık oy gizli tasnif” anlayışı yapılandırılmıştır.

2008’de yapılan (ve Kılıçdaroğlu’nun bu son hamlesiyle olumlu anlamda değişim için değerlendirmek durumunda kaldığı) Tüzük değişikliğiyse, parti üye ve özellikle de delege yapılanması açısından saydamlığı ve hakim gözetimine dayanan güvenceleri sağlamaktan yine uzaktır..

Bunlara karşılık, asıl önemli olan Parti Meclisinden üyelik hukukuna organların hakkaniyete dayalı çalışmasıdır. Tüzüğü gerçekten demokratik işleyişe evirmek; hakim denetiminde önseçimler ve saydam bir disiplin anlayışını geliştirmektir ve bu, artık Sayın Kılıçdaroğlu’nun söz-verimidir.

Öte yandan, CHP’ne, merkez sola emek vermiş nice insan halen Partiden uzak tutulmaktadır. CHP üyeleri ve örgütleri testi kırılınca anımsanmakta, merkeze egemen siyaset seçkinleri ise, zafer diye tevil ettikleri yenilgilerden sonra bile konumlarını korumaktaydılar…

Buna karşılık, Kılıçdaroğlu’nun, başarıma dayalı ödüllendirme düzeneğine verdiği önem, son yaptığı açıklamada, “başarısız olan gitmelidir ve birlikte çalışmak esas olmalıdır” vurgusuyla belirginleşmektedir.

CHP’ne yansıyan yenilenme beklentisinin gerçekleşmesi herkesi kapsayan ve herkesi aşan yaşamsal önemde bir konudur. Bu uğurdaki savaşımlar kazanılmadan, bunun bedelleri göze alınmadan, elbette seçim kazanılamaz, kazanılsa bile hükümet olunur ama iktidar olunamaz.

Dileyelim parti üzerinden saltanat değil partide demokratik siyasetin katkısıyla halk kazansın.

Diğer Yazıları
Akıl Sağlığını Yitirmekte olan Toplum!
Bir asırlık çınar nasıl batırılır ?
Belediye Encümenleri Böyle mi olmalıydı?
Çöken madencilik politikamızdır