Kürtlere ev verilmez mi?

Güncelleme:

Geçtiğimiz hafta, kapatılan DTP'nin lideri Ahmet Türk'ün kiraladığı evin Mardinli ve Müteahhit sahibi, komşularının rahatsız olduğu gerekçesiyle Ahmet Türk'e evini vermekten vazgeçtiğini açıklamıştı.

Bu haberin duyulmasından sonra durumdan vazife çıkaranlara gün doğdu. Kimisi hemen atlayıp Ahmet Türk'ün mağduriyeti üzerinden gündeme çıkmaya çalıştı. Kimisi gel benim evimde otur filan dedi. Sabah gazetesi köşe yazarı Sevilay Yükselir Kürtlere neden ev verilmez yazılarıyla olayı genelleştirmeye çalıştı.

Münferit bir olayı Kürtlerin geneline uygulanan bir politika gibi göstermek insafsız bir yaklaşımdır, objektiflikten ve doğruluktan uzaktır. Kürtler, Türkler ve diğer farklı etnik kimlikler bu coğrafyada yüzyıllardır aynı ortak hayatı paylaşıyorlar. Belki bu ülkede bazı etnik kimliklere farklı davranılmış olabilir ama bunlar asla ve katiyen Kürtler değildir.

Kürtler, öğretmenlikten, mimarlığa, doktorluktan, siyasete, minibüs ve otobüs işletmeciliğine kadar her mesleğin ortasındadır. Neden ev verilmesin?

Ahmet Türk'e evini vermeyen kişinin Mardinli bir müteahhit olması sebebiyle kurgulanan hesap baştan yanlıştır. Çünkü zaten olayın kahramanı bir Kürt, birden fazla evin sahibi olabilmiştir. Herkesin istediği yerden ev aldığı ve istediği mesleğin içinde yer aldığı bir ortamda “Kürtlere ev verilmiyor” demek hangi mantığa sığar?

Tekrar etmeye gerek yok belki ama Ahmet Türk, çoğu Kürt siyasetçiden fazla sevilir ve değer görür. Zaman zaman söylediği sivri sözlerin temel nedeni herkesçe bilinir ama genel anlamda barışçı bir yapıya sahip olduğuna yürekten inanıyorum. Kuşkusuz yaşadığı ev probleminde, başlı başına bir dramatize vardır ve olayın kahramanı açısından iyi bir tecrübe olmadığı kesindir. Bu gibi münferit olayların insanlar arası güven üzerinde tahribat yapması kaçınılmazdır. Bu yüzden de olayı genelleştirerek insanlar arasında kin ve nefret duygularını körüklemenin doğru olmadığını düşünüyorum.

Bugün Kürtler, Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgesinden daha çok Batı'da yaşıyor. Kürtlerin yerleşmediği kent yok gibi. Büyükşehirler başta olmak üzere her kentte Kürt vatandaşlar istedikleri evlerde oturuyorlar. Kendi mahallelerini oluşturuyorlar. İstedikleri meslekte, istenen koşulları sağlayan her Kürt rahatça çalışabiliyor.

Büyükşehirlere bakın: Mersin'de kentin her ilçesi ve her mahallesinde Kürtler var, ayrıca Çay, Çilek, Siteler, Gündoğdu gibi mahallelerde Kürtler ağırlıktalar ve Türklerle birlikte oturuyorlar. Son yerel seçimlerde merkez Akdeniz ilçesi belediye başkanlığını yerel seçimlerde DTP kazanmıştı.

Adana'da Küçük Dikili beldesini kim yönetiyor bir bakın. Adana'da Kürtlerin yoğun olarak yaşadığı Yenibey, Gülbahçesi, Barbaros ve Dağlıoğlu mahallelerini inceleyin. Basına yansımıştı, hatırlayanlar olacaktır. Adana'da Kürtlerin yoğun yaşadığı merkez ilçeleri Seyhan ve Yüreğir'de çok sayıda mahallenin muhtarı ve muhtar adayları toplu bir şekilde DTP'ye gelerek, 29 Mart Yerel Seçimleri'nde DTP'yi destekleyeceklerini açıklamışlardı.

Başka örnekler de var kuşkusuz. Erzurum, Gaziantep'in Şahinbey veŞehitkâmil ilçeleri... Hatay, Çanakkale, Balıkesir, Ankara, Bursa, İzmir, İstanbul... Daha nice kentler.

Bu yazıyı okuyan herkes kendi ilinde, ilçesinde Kürtlerin yoğun yaşadığı bölgeler olduğunu bilir. Ahmet Türk’e evini vermeyen kişi gibi Kürtler bırakın ev kiralamayı, müteahhitlik yapmakta ve istediğine evini satmayı ve kiralamayı seçmektedir.

Eğer toplum şimdiye kadar olduğunun tersi yönde hareketle bir ayrışmaya gidiyorsa bunun önüne geçilmeli ve sorunlara köklü çözümler getirilmelidir.

Sonuç olarak

Münferit bir olayı genişleterek Kürtlere ev verilmiyor konusuna getirmek ülkemiz adına geçtiğimiz hassas günlerde kimileri için kışkırtıcılık etkisi yaratabilir. Lütfen dikkat.
 

Kroki

 

Dün, (pazar günü) Milliyet Gazetesi kozmik odaya ulaştıran olay krokiyi yayınladı. Krokide bilgisayar servisi açık olarak çizilmiş. Zaten sorgudaki subaylar ve askerler kartuşlar ve servis faturalarını göstererek bu kroki servisi işaret ediyor demişlerdi. Ama özellikle bazı taraflı köşe yazarları ve gazeteler inanmamışlardı. Sanırım kötü niyetli niyet okuyucusu bazı gazetecilerin bu kroki komedisinden sonra tasfiye vakti gerçekten geldi de geçiyor.

Yaşınız ne olursa olsun gidin artık bulunduğunuz yerler kirleniyor.

http://yolagiden.blogspot.com

Diğer Yazıları
Atatürk'ün koltuğu işgal edilmesin
Bu yazıyı yirmi yıl sonra hatırlayacaksınız
TİP’e bak!
Cumhuriyet sensin
Vicdanlar kanarsa insanlık yaşar