Nükleerde büyük çelişki

Güncelleme:
Beklenen oldu ve cumhurbaşkanı Abdullah Gül, çevrecilerden ve yerel halktan gelen tepkilere rağmen Mersin’e kurulması planlanan nükeer santral yasasını onayladı.
Artık geri sayım başladı.
 
Konuyla ilgili Enerji Bakanının yaptığı açıklama bir çelişkiyi işaret ediyor. Enerji Bakanı Taner Yıldız, “Bizim hesabımıza göre 5.5 euro/sent maliyeti karşılıyor. Krizden sonra rüzgar türbini fiyatı düştü. Maliyeti düşünce rüzgara daha rahat yatırım yapılır, fiyat iyi” diyor.
 
Rusya ‘nın Mersin’de inşaa edeceği nükleer santralde üretilecek elektriğin kilovat saatine 12.5 euro/sent fiyat biçen Türkiye, ‘rüzgar santralinden üretilen elektriğe 5.5 euro/sent vermekte kararlı.(posta)
 
Bu açıklamadan sonra insanın aklına gelen ilk soru şu: Madem rüzgar santrellerinden üretilen elektirik nükleer santralden çok düşük, sağlıklı rüzgar santrali ucuza kurulabiliyor, fayda ucuz yoldan elde ediliyor, risklerle dolu nükleer santrale bu ısrar neden? Alım garantisi neden nükleerde yüksek. Devlet bile bile zarar ettirilmiş olmuyor mu?
 
Türkiye yüksek dağlarla çevrili bir coğrafyada yer alan rüzgar zengini bir ülke. Üstelik enerji için güneş gibi bir alternatif söz konusu... Rüzgar ve güneş enerjisinden yeterince faydalanacak kadar yatırım yapmadan nükleere bu ısrar neden?
 
Nükleer enerji dünya’da uzun yıllardır kullanılıyor ve artık eskimiş bir teknoloji! Yine de Türkiye gibi gelişmemiş ülkelerde kullanılabilir, tamam ama daha az maliyetli ise rüzgar enerjisi niçin öncelikle kullanılmıyor? Üstelik bacasız sanayi denen deniz turizminin Türkiye’deki tek gelişme bölgesi, caretta-carettaların ve Akdeniz foklarının üreme alanı olan Batı Mersin’e bu ısrar neden?
 
2008 yılı turizm sezon açılışı Mersin’de yapıldı. Mersinin turizminin geliştirilme sözü verildi. Bazı doğal koy ve kıyılar turizm bölgesi ilan edildi. Antalya kıyılarında artık çok fazla yatırım yapacak alan kalmadığı da biliniyor. Bunlar üst üste konulunca koca bir çelişki yığını karşılamıyor mu bizi?
 
Kötü senaryoları geçtim, hiçbir kaza yaşanmasa bile nükleer santral ile sadece 2 milyonluk Mersin değil Türkiye etkilenir. Çünkü Mersinin en güzel koylarından birisine yapılacak olan santral turizm yatırımcılarını ve turistleri kaçıracaktır.
 
Nükleer santral, deniz turizminin yaygın olmadığı Karadeniz sahilleri, Van Gölü, enerji bölgesi ilan edilen Yumurtalık, Ceyhan neden düşünülmüyor? Nükleer santralin Mersin’e yapılması konusunda, santralin su ile soğutulması haklı bir gerekçe olarak gösterilemez. Yukarıda bahsettiğim bölgelerin hepsinin bol suya kıyısı mevcut!
 
Bu ısrarın ardındaki gizli gerçek açıklanmalıdır... Ayrıca, nükleer santral kurulacak bölgedeki halkı "iş alanı yaratılıyor" diyerek etkisiz hale getiren nükleer enerji taraftarlarının yaptığı ise düpedüz ahlaksız tekliftir.
 
 
Diğer Yazıları
Atatürk'ün koltuğu işgal edilmesin
Bu yazıyı yirmi yıl sonra hatırlayacaksınız
TİP’e bak!
Cumhuriyet sensin
Vicdanlar kanarsa insanlık yaşar