Yaşamımızdaki pişmanlıkların hikayesi... 100 yılda ölümün ilanı

Yaşamımızdaki pişmanlıkların hikayesi... 100 yılda ölümün ilanı

Gazeteci - Yazar ve eski bakanlardan Dr. Hakan Tartan’ın yeni kitabı yayımlandı: Ölümün İlanı - Son Ses

Alanında farklı bir çizgiye sahip olan kitapta, 100 yıllık bir süreç içinde bir anlamda ‘sözcüklerin gözyaşı’ olan ölüm ilanları üzerinden insanların yaşadıkları pişmanlık, özlem, sevgi patlamaları ve isyanlar anlatılıyor. Ölüme felsefik bir bakışla da yaklaşan kitapta Tartan, ‘Ölüm yaşamın en temel gerçeği. Ölüm ilanları ise yaşamımız boyunca sergilemekte cimri davrandığımız sevginin en güzel yansıması’ diyor.

Gazeteci – Yazar ve eski siyasetçi-bakanlardan Dr. Hakan Tartan’ın yeni kitabı yayımlandı: Ölümün İlanı – Son Ses.

Doğan Kitap’tan çıkan ‘Ölümün İlanı – Son Ses’te 100 yıllık  bir süreç içinde bir anlamda ‘sözcüklerin gözyaşı’ olan ölüm ilanları üzerinden insanların sevdiklerinin kaybının ardından yaşadıkları pişmanlık, sevgi patlamaları, özlem ve isyanlar farklı bir dille anlatılıyor.

screenshot_1-165.jpgÖlüme felsefik bir bakış açısı ile de yaklaşan ve alanında tek olma özelliği de taşıyan kitapta, insanların doğumu ile birlikte  ‘ölümünün de doğduğu’ ve aslında yaşamın bu gerçeklik üzerinden sevgi, saygı, dostluk, iyilik ve hoşgörü penceresinden sürdürülmesi gerektiğine vurgu yapılıyor.

Dünyaca ünlü düşünür, gazeteci, bilimadamı ve yazarların ölüm konusundaki değerlendirmelerine de yer verilen kitap için gazeteci-yazar ve 56. Hükümetin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı, eski İzmir milletvekili Dr. Hakan Tartan, şu değerlendirmeyi yapıyor:

’20 yıllık bir çalışmanın ürünü bu kitap. Her şey gazetedeki bir ölüm ilanı ile başladı. Çok duygulandım. Sakladım. Sonra benzer ilanlar da dikkatimi çekti. İlanlar birikti. Ölüm ve yaşam arasındaki hassas çizgi üzerine araştırmalar yaptım. Sonuçta bu eser ortaya çıktı. Alanında dünyada da bir ilk olduğunu sanıyorum. Konu; belki ölümün ilanı. Ancak kitabın verdiği mesaj net: Bu dünyada çevremize mutluluk vererek yaşayalım ve mutlu olalım. Bir anlamda ölümle yüzleşiyoruz. Ancak bu sevgi pencereleri açmamız için de bir şans. Ölüm sonrasında yaşanan hep pişmanlık, hep ah, vah. Hep bir gidene doyamama. Keşke şöyle yapsaydım, keşke böyle yapsaydım. Ve gidenin ardından yapılan şatafatlı törenlerin de anlamı yok. Güzel olanı sevdiklerimize sevgi ve saygıyı onlar yaşarken göstermek. Bu kitabı okuyanların gelecekte daha az pişmanlık duyacaklarına, daha az keşke diyeceklerine inanıyorum’.

Ölümün acı yüzünün mezarlıklarda ‘unutulan ya da yıkık dökük mezarlar’da görüldüğünü de vurgulayan Tartan, ‘Gerçek ölüm o. Yani unutulmak. Onu da en acı şekilde mezarlıklarda görüyoruz. Onun için yaşarken kalıcı izler bırakmak önemli olan. Hizmet, proje, eser, güzellik. Bazen sadece iyi anne-baba olmak bile en kalıcı olgu. Ölüm aslında sevgi çiçekleri yaratabilir, tabi görenlere’ diyor.

Kitapta çok sayıda yazar, gazeteci, bilim adamı ve düşünürden de alıntılar var. Bir bölümü şunlar:

Nietzsche, Gabriel Garcia Marquez, Woody Allen, Montaigne, Neruda, Eduardo Galeano, Erich Fromm, Franz Kafka, Francis Bacon, Stratis Mirivilis, Nikos Kazancakis, Umberto Eco, Shakespeare, James Bailey, Sokrates, Platon, Homeros, Epikuros, Heraklitos, Lukretius, Thomas Mann, Henry Fielding, Buscaglia, Goethe, Pessoa, Baudelaire, Dolores Cannon, Saramago, Bruyere, R.Kipling, Lamartine, Jean Paul Sartre, Oğuz Atay, A.Muhip Dranas, S.Faik Abasıyanık, Yaşar Kemal, Orhan Pamuk, İhsan Oktay Anar, Necip Fazıl, Can Yücel, Yunus Emre, Mevlana, Metin Altıok, Buket Uzuner, Exmede Hani, Edip Cansever, Cemal Süreya, Nazım Hikmet, Z.Osman Saba, A.Kutsi Tecer, C.Sıtkı Tarancı,  Yahya Kemal, Muhsin Ertuğrul, Aziz Nesin, A.Hamit Tarhan, Çetin Altan, Levent Kırca,v.b.