Can Dündar'ı bel altı vurdu ! Çok ağır sözler...

Can Dündar'ı bel altı vurdu ! Çok ağır sözler...

Yeni Akit'in olay yazarı Hasan Karakaya yazısında Can Dündar'a ağır sözler yöneltti.

Yeni Akit Gazetesi'nin küfürlü yazıları ile bilinen yazarı Hasan Karakaya Can Dündar yazısıyla herkesi şoke etti. Belden aşağı vuran Karakaya , Can Dündar için en çirkin kelimeleri kullandı. Can Dündar'ın Paralel Yapı'nın uşağı olduğunu iddia eden Akit yazarı "Uçkur düşkünü" diyerek özel hayatı hakkında şoke eden satırlara imza attı.

Cumhuriyet Gazetesi'nde MİT tırları görüntüsünü yayınlayan Can Dündar hedefte. Yeni Akit gazetesi de topa girdi ve Hasan Karakaya'dan çirkin bir Can Dündar yazısı geldi.

Karakaya, Can Dündar'ı ajanlıkla suçladı ve "Bu ihanetin başında “Paralel Çete” vardır, “piyon” olarak da Can Dündar’ı kullanmaktadırlar!..' dedi. Hasan Karakaya'nın asıl olay satırları ise 'Can Dündar portresi' adı altında yazdıkları. İşte şok satırlar;

'CAN DÜNDAR UÇKUR DÜŞKÜNÜ'
Can Dündar; “40 yaş erkeği”ni tarif ederken; “Kadın kokusu, taze ete susamış bir sırtlana dönüştürüyor bizi” diye yazan, “uçkur düşkünü” bir adamdır!..

Öyle bir “uçkur düşkünü”dür ki;
Atatürk’le ilgili olarak çektiği “Mustafa” adlı “belgesel”(!)de, Atatürk’ü hem “yalnız ve umutsuz”, hem de “kadınlara zaafı olan biri” olarak göstermiştir!..

Öyledir ya;
“Kişi başkalarını da kendisi gibi bilir”miş!.. “Kadın kokusu alınca, taze ete susamış sırtlana dönüşen” Can Dündar, belli ki Atatürk’ü de öyle görmüş!..

ÇITIRLA ÖPÜŞÜRKEN!

Hasan Karakaya , Can Dündar'ın özel hayatıyla ilgili eski defterleri de açtı ve 2009 yılında eşini aldatırken çekilen olay fotoğrafını hatırlattı. Ardından da şunları yazdı;

"Medya mahallesinin “ağlak yüzlü” romantik çocuğu olarak bilinirdi… Medyada herkesin bildiği “sır”, büyük bir “çapkın” olduğuydu. Ama her ne olduysa “romantik çocuk” bugün hızlı “paralel tetikçi”ye dönüştü! Can Dündar’dan “tetikçi” çıkaran Gülen örgütü bunu nasıl yaptı, hiç sorgulanmadı!

(...) CEMAATTE CAN DÜNDAR KASETİ...

O gün, o öpüşme fotoğrafıyla Can Dündar’a anlayacağı dilden belli ki mesaj veren de aslında, “paralel çete”ydi. “Kasetlerin elimizde” deniyordu sanki... “Öpüşme fotoğrafın, daha başlangıç” mesajı veriliyor gibiydi...

BAŞKA KASETİ Mİ VAR?

Sahi, “karısını aldatan” Can Dündar’ın; “öpüşme” fotoğrafı dışında, “başka bir kaseti” daha var mı?.. Bu kasetle “tehdit” edildiği için mi “Paralel’in kucağı”na oturdu?..
(...)

O halde, şöyle diyebiliriz:
“Karısını satan, herkesi satar!”
Türkiye ne ki;
“Adam karısını satmış, karısını!”

KARISINI SATTI VE...

Haa, unutmadan söyleyeyim; Can Dündar, 1992 yılında da, “Mehmet Ali Birand’ı da satmıştı” iyi mi?.. Şahidi de, Uğur Mumcu’dur!..

Demek oluyor ki; Mehmet Ali Birand’ı sattı, onun koltuğuna oturdu!.. Su Samuru’nda karısını sattı, Cumhuriyet’in koltuğuna oturdu!..

Yeni Akit