Cumhuriyet iddianamesi 3 aydır yazılmadı

Cumhuriyet iddianamesi 3 aydır yazılmadı
Güncelleme:

Cumhuriyet gazetesine düzenlenen operasyonun üzerinden 3 ay geçti. 10 yönetici ve yazar hakkındaki iddianame ise henüz hazırlanmadı.

Gazetenin ‘FETÖ ve PKK adına suç işlemekle’ suçlanan yönetici ve yazarları 3 ayı aşkın bir süredir cezaevinde. Cumhuriyet Gazetesi Yazı işleri Müdürü Bülent Özdoğan, iddianamenin hazırlanmamasının fiili cezalandırmaya dönüştüğünü söyledi. Beklentileri, iddianameyle birlikte arkadaşlarının derhal serbest bırakılması.

 

DURUM FİİLEN CEZALANDIRMAYA DÖNÜŞTÜ
DW Türkçe’ye konuşan Bülent Özdoğan, “İddianamenin bunca zamandır hazırlanmamış olması fiilen cezalandırmaya dönüştü” dedi. Özdoğan, halihazırda zorunlu olarak gazetenin editoryal sorumlusu. 3 aydır bir gün bile dinlenmeden çalıştığını söyleyen Özdoğan’a göre Cumhuriyet üzerindeki bu baskılı yorgunluk, 15 Temmuz darbe girişiminden önceye dayanıyor. 2015 başında göreve getirilen Eski Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar’ın, Ankara Temsilcisi Erdem Gül’le birlikte yazdığı, Milli İstihbarat Teşkilatına ait TIR’ların Suriye’deki cihatçı gruplara silah taşıdığını iddia eden haber nedeniyle yargılanmaları sürecini hatırlatan Özdoğan, tüm bu yaşananların da gazeteyi maddi olarak zora soktuğunu söyledi.


‘KORKMAYA LÜKSÜMÜZ YOK, YAZMAK ZORUNDAYIZ’
Gazetenin genç muhabirlerinden Canan Coşkun, bazı yargı mensuplarının indirimli ev sahibi olduğunu iddia eden haberi nedeniyle “kamu görevlilerine hakaret” suçlamasıyla para cezasına çarptırıldı.Coşkun, hapisteki Cumhuriyet Muhabiri Ahmet Şık’ın masa komşusu. Şık, 2011 yılında, “Ergenekon” adlı davada, eski genel kurmay başkanlarından İlker Başbuğ’un da aralarında bulunduğu, pek çok asker, polis, gazeteci ve akademisyenle birlikte yargılanmış, bir yıldan fazla süre hapis yatmıştı. Coşkun, masa komşusu Şık’la birlikte hapiste olan tüm çalışma arkadaşlarının, haklarındaki dayanaksız ve çelişkili suçlamalar karşısında başlarının dik olduğunu, bunun kendisine örnek ve motivasyon oluşturduğunu söyledi; “Korkmaya lüksümüz yok, yazmak zorundayız. Bu gereklilik” diyor.