Sevda Demirel tacizi ağlayarak anlattı

Sevda Demirel tacizi ağlayarak anlattı
Güncelleme:

Bir dönemin ünlü mankeni Sevda Demirel, iş için yaptığı görüşmelerde kendisine yapılan ahlaksız teklifleri anlatırken canlı yayında gözyaşlarına boğuldu.

Sevda Demirel, gençlik yıllarının ilk basamaklarında verdiği fotoğraflar yüzünden imajının “kolay kadın”a çıktığını belirterek, bunu bir türlü düzeltemediğini söyledi.

Sevda Demirel, Kanal D’de yayınlanan Renkli Sayfalar programına konuk oldu. Müge Dağıstanlı ve Gülşen Yüksel Salt’ın sorularını cevaplandırdı. Uzun zamandan beri işsiz olduğunu belirten Sevda Demirel, bir türlü iş alamadığından yakındı. Küçük yaştan beri tacize uğradığını belirten Sevda Demirel, “O kadar bunaldım ki, o kadar mutsuzum ki, neredeyse tedavi göreceğim. Sinir sitemlerim çok bozuldu. Ben kendi ülkemde artık sağlıklı yaşayamıyorum. Bayrağımı çok seviyorum, Atatürk'ümü çok seviyorum ama insanların zihniyetinden nefret ediyorum. Yani o kadar taciz edildim ki, 16 yaşımdan bu yana tacize uğruyorum" dedi.

TACİZE UĞRUYORUM

İşte Sevda Demirel'in yaşadıklarından satır başları:

"Ben şu an 44 yaşındayım ve hala bu tacizleri yaşıyorum. Zamanında bir takım mesleğim adına verdiğim pozlardan dolayı o pozları profesyonellik olarak düşünmeyip, ‘bu kadın benim olmalı’ hırsıyla bir takım yapımcılar, televizyoncular, kanal sahipleri vs. o dönem benim işlerimi baltalayanlar hep 'hayır' dediğim erkekler oldu.Benim hayatımı mahvettiler.

Ben uzun zamandır bir şey yapamıyorum. Dergilere kapak olduğum dönemlerde iş sebebiyle beni çağırıp da bambaşka şeyler teklif ediyorlardı ve benim midem kalkıyordu bu insanlardan. Benim hiç bir erkek dayanağım olmadı bu hayatta. Geri çekilmek zorunda kaldım. Ben o adamlara 'Hayır' dedikçe bütün iş olanaklarım kapandı. 'Evet' demem gerekiyordu, çünkü bikinili açık seçik poz veriyordum. O pozlardan yola çıkıp bütün hayatımı o şekilde yaşadığını zannediyorlar. Ben bikiniyle mayoyla evde gezmiyorum kardeşim, o benim işimin uzantısıydı. Onu yapıp o şekilde sahne teklifleri alıyordum.

“İKİNCİ KARIM OLUR MUSUN?”

İnsanlar hep bana önyargı ile yaklaşıyorlar. Babam ölmeseydi çok daha güçlü olurdum, çok yalnız kaldım. Ben 16 yaşımdan beri yalnız yaşıyorum. Kolay mı ailesiz olmak. Hiç kardeşim yok, hiç kimsem yok. Sadece annem var o da uzakta yaşıyor. İftiralar atıldı, neler yapıldı bana. Bir televizyon kanalına gittim ‘spor haberlerini sen sunacaksın gel’ dediler, ben de gittim.

Tekrar mesleğimle önde olurum dedim. Görüşmeye gittim her şey çok güzeldi, her şey çok mantıklı gidiyordu ertesi gün beni aradılar sabahın erken bir saatinde bana yapımcı 'ikinci karım olur musun'a getirdi lafı. Ben de ona mesaj attım 'Lanet olsun, seninle o kadar iyi arkadaştık sen de mi' dedim. Bu kişi benim arkadaşımdı. Bu kişi beni daha fazla kızdırırsa ismini açıklayacağım. Bu kişi evli ve çocuklu biri. Bu tip şeyleri başkalarına da yaparsan eğer birinden duyarsam bu şekilde bir olay yaptığını seni ele vereceğim. Bütün mesajlarını konuşmalarını ele vereceğim, her yerde söyleyeceğim' dedim. Bunun gibi binlerce kez olay yaşadım. Hani bir gün canıma tak etti deyip de kötü haberimi alırsanız...

HAYIR DEDİKÇE KAPILAR KAPANDI

Ben neden bu ülkedeki kendi akranlarımdaki kadınlar gibi bir yerde değilim, sessim mi yok, sahnem mi yok, çirkin miyim? Ben artık bu ülkede sevilmek istiyorum, benim sevilmeye ihtiyacım var. Değer görmek istiyorum. Verdiğim pozlar hep benim önüme engel oldu. Çünkü bu hep benim istenilen bir kadın olma durumumu sağladı bu duruma 'hayır' dediğim için yollarımı kapadılar. Çok yaşadım bunları, gerek sponsorlar tarafından gerekse işverenler tarafından... İş için bazı dosyalar götürdüm menajerlere, sponsorlar, işverenler benimle yemek yemek istediler, tanışmak istediler 'hayır' dedikçe kapılar kapandı.

HEP BEL ALTI YAKLAŞTILAR

Türk erkeğinin uçkuru yüzünden hayatlar mahvoluyor. Biz ‘hayır’ dedikçe de şaşırıyorlar. 'Hayır diyecek kadın değilsin ki' icabında bakıyorlar. Şu anki kafayla o pozları kesinlikle vermezdim asla, ama o dönem öyle bir trend vardı. Herkes kapak oluyordu. Nerede o eski mankenler kapak olanlar, bunlar hep bu tip tacizci insanların tuzağına düştü, yani bu tarz engellerle karşılaştılar. Kiminle çalışmak istediysem hep bel altı yaklaştı, hep bu zihniyetle yaklaştı. Ben Almanya'dan gelen bir kız olduğum için hep saftım, kim ne derse inanıyordum. Ama artık kimseye inanmıyorum, kimseye güvenim kalmadı, erkeklere güvenim kalmadı."