Duygusal açlık şişmanlatıyor

Duygusal açlık şişmanlatıyor
Güncelleme:

Yemek yediğinizin farkında olmuyor ve kendinizi bir türlü yemekten alıkoyamıyorsanız, kilolarınız da her geçen gün artıyorsa duygusal aç olabilirsiniz!

Kişi bazen hatta çoğu zaman fiziksel açlıktan ziyade doyuramadığı duygusal açlığından ötürü yeme davranışında bulunabiliyor. Ruhen bazı eksiklikler yaşayan kişi bu alandaki açlığını gidermek için kendini yemeğe verebiliyor. Hal böyle olunca da birey, gereğinden fazla beslendiği için şişmanlayabiliyor.

Tüm Dünya’da günümüzün en büyük sağlık sorunlarının başında şişmanlık, hatta daha ileri boyutu ise obezite geliyor. Ciddi bir halk sağlığı sorunu olan obezite, fiziksel görünümün yanında kişinin ruh sağlığını da olumsuz etkiliyor. Böyle olunca kişi evine kapanıyor, yalnızlaştıkça yalnızlaşıyor, ciddi psikolojik sorunlar yaşayabiliyor.

Aşırı şişmanlığın yani obezitenin en büyük nedeninin yeme bozukluğu olduğuna dikkat çeken Üsküdar Üniversitesi Öğretim Üyesi, NPİstanbul Nöropsikiyatri Hastanesi Psikiyatri Uzmanı Prof. Dr. Nesrin Dilbaz, bu rahatsızlığın en büyük nedenlerinden başında duygusal açlığın geldiğini belirtiyor.

Ruhun doyurulmadıkça fiziksel açlığın giderilmesi, fiziksel doygunluğa ulaşmanın mümkün olmadığına vurgu yapan Prof. Dr. Dilbaz, bazı konularda ruhsal açlık yaşayan kişilerin kendini yemeğe verebildiklerini ifade ediyor. Dilbaz, duygusal açlıklarını yemek yiyerek giderme eğiliminde olan ancak bu şekilde mutlu olabileceklerine inanan kişilerin bu şekilde duygusal açlıklarını doyuramayacaklarını vurguluyor.

Karın doyurmakla ruhu doyurmanın aynı şey olmadığını ifade eden Dilbaz, kişilerin hep aç kalma korkusuyla hareket ettiklerini söyledi. Bu hisle kişilerin kendilerini güvende gördüklerini belirten Dilbaz aslında bunun bir yanılsama olduğunu kaydetti. Dilbaz, fiziksel açlıktan ziyade kişilerin duygusal açlıklarını gidermek için karınlarını doyurduklarını ifade etti.

Mutsuzluğu Giderme Arzusu Bir kısır Döngüye Ulaşıyor

Şişman olan kişilere bakıldığında kişisel çatışmalardan kaçmak adına yemek yeme davranışlarında bulunduklarının da altını çizen Prof. Dr. Nesrin Dilbaz, bu duyguyla kişilerin kısır döngüyü girdiklerini kaydetti. Dilbaz içine düşülen kısırdöngüyü şu şekilde ifade etti.

“Kişi mutsuzluk, bazı ruhsal açlık ya da yaşanılan çatışmalardan dolayı yemek yiyerek haz almanın peşine düşüyor. Yeme anında o hazzı alıyor ancak sonrasında inanılmaz bir pişmanlık hissediyor ve suçluluk yaşıyor. Yaşadığı bu ruhsal durumdan yine yemek yiyerek kurtulma gayretine düşüyor. Mutsuzluğunu giderme arzusu bir kısırdöngüye dönüşüyor. Sarmal büyüdükçe büyüyor ortaya obezite çıkıyor. Beyin artık şu mesajı veriyor. ‘En ufak bir mutsuzluk halinde yemek ye mutlu ol.’ Haz alınmayan hiçbir şeye bağımlılık oluşturmaz.”

Fiziksel açlıkla ruhsal açlığın aynı şeyler olmadığını, belirtilerinin de farklı olduğunun altını çizen Dilbaz bu farklılıkları şöyle sıraladı:

Fiziksel açlıkta kişinin karnında bir aşınma, burukluk olur fiziksel belirtiler verir. Kan şekeri düşer ancak duygusal açlıkta böyle bir şey olmaz ve aniden başlar.

Fiziksel açlıkta kişi doygunluğa yedikçe ulaşırken duygusal açlıkta ne kadar yerse yesin doygunluğa bir türlü ulaşamaz.

Fiziksel açlıkta kişi bekleyebilir ancak duygusal açlık hissedenler hemen yemek ihtiyacını karşılamak ister ve işe girişir.

Fiziksel açlıkta kişi ufak bir atıştırmayla doygunluk hissederken duygusal açlıkta aperatif atıştırmalar doygunluk vermez.

Fiziksel açlıkta yemeyle ilgili kişi ne yiyeceğinin planını yaparken duygusal açlıkta bir plan olmaz. Kişi ne bulursa onu yer ve doymak bilmez.

Fiziksel açlıkta mideyi doyurmak mideden beyine giden uyaranlarla olurken duygusal açlıkta ağız ile beyin arasında bir bağlantı söz konusu değildir.

Fiziksel açlıkta kişi meyve yiyerek de açlığını giderebilirken duygusal açlıkta daha çok kalori tutan şeyler tercih edilir.

Kişi duygusal açlık hissediyorsa ne yerse yesin o açlığını doyuramayacaktır diyen Prof. Dr. Nesrin Dilbaz, kişinin kendini iyi hissetmesi için kesinlikle ne yaptığını bilmesi gerektiğini söyledi. Duygusal açlık halinde kişinin yemekten ziyade o açlık hissini nasıl giderebilirim onu düşünüp çözümü doğru yerlerde araması gerektiğini vurgulayan Dilbaz, yemek yerine çok daha farklı aktivitelerin koyulabileceğini hatırlattı.

Bu noktada farkındalığın önem kazındığının da altını çizen Dilbaz, kişinin hangi duygusal alanda eksiklik hissettiğini düşünmesi gerektiğini söyledi.

“Bir oturup düşünmek gerekir, elde etmek istediği düşünce ne. Daha önceki yaşamda bunu nasıl elde etmiş. Ne aradığınızı, neyi doyurmak ve bastırmak istediğimizin farkına varmalıyız Neyi doyurmakla ilişkili.”

Duygusal açlığı yemek yiyerek giderme gayretine giren kişilerin ilerleyen dönemlerde şişmanlayarak depresyona kadar sürüklenebildiklerini ifade eden Dilbaz, yapılan araştırmaların diyet yapılarak kilonun ancak yüzde 15’inin verildiğini ortaya çıkardığını söyledi. Sadece diyetle bir noktaya varılamadığının altını çizen Dilbaz, kiloda duygusal boyutun önemine vurgu yaptı. Dilbaz bu noktada psikiyatrik yardımın kaçınılmaz olduğunu hatırlattı. Dilbaz son olarak:

“Yemek, fiziksel bir ihtiyaç. Duygusal açlığı gidermenin sonu yok. Kilolu olmak kader değil.” Dedi.