Kendinizi baştan yaratmanın ilk adımı beslenme

Kendinizi baştan yaratmanın ilk adımı beslenme
Güncelleme:

Sofranızda yapacağınız değişiklikler ile daha formda, daha sağlıklı ve daha aktif bir hayata merhaba demeniz oldukça kolay…

Sağlıklı beslenerek, formda bir vücuda ve zihne sahip olunabilinir, güzelliğinize güzellik katar, genç ve dinç kalabilirsiniz. Aynı zamanda sağlıklı beslenme, mental ve fiziksel performansı arttırarak, kendinizden memnun ve mutlu olmanızı sağlar.
Sofranızı değiştirmek, sizi değiştirir.

İşte yapmanız gerekenler…

Basit karbonhidratları azaltın… Beyaz şeker, basit karbonhidrat türüdür. Besin kalitesi oldukça düşük olduğundan dolayı, boş enerji kaynağı olarak adlandırılır. Günlük enerji ihtiyacının kaliteli besin kaynaklarından karşılanması sağlık açısından daha olumlu olduğundan ötürü, beyaz şeker ve şekerli besin tüketiminin azaltılması uygundur. Bu hiç tatlı tüketmemek anlamına gelmiyor tabiî ki fakat tüketim miktarlarına dikkat edilmeli…

Öğünlerinizin glisemik indeksini düşürün… Glisemik indeks, bir besinin kan şekerini ne kadar ve ne hızda yükselttiği ile ilgili bir terimdir. Glisemik indeksi yüksek olan besinler kan şekerini hızlı yükseltir ve hızlı düşürürler. Bu durumda, açlık hissinin artmasına neden olur. Bu nedenle, basit karbonhidratlar yerine öğünlerde kuru baklagil, sebze, ekmek, makarna gibi kompleks karbonhidratlar yeterli miktarda yer almalıdır.

Doymuş yağ tüketimine bir son verin… Tereyağı, kaymak, kuyruk yağı gibi hayvansal kaynaklı yağlar, doymuş yağ kaynaklarıdır. Doymuş yağların kalp sağlığı üzerinde yarattığı olumsuz etkiler araştırmalarca kanıtlanmıştır. Sofrada, doymuş yağ kaynakları yerine sıvıyağlar tercih edilmelidir.
Trans yağ asitleri sağlıklı değildir… Bitkisel katı margarinlerin birçoğu, üretim işlemleri nedeni ile trans yağ asitlerinden zengindir. Trans yağ asitleri, kalp sağlığını olumsuz etkiler ve aşırı tüketimleri kalp hastalıkları açısından riski artırabilir. Bu nedenle, katı margarin tüketimi sınırlandırılmalı ve katı margarin yerine sıvı formda olan margarinler tercih edilmelidir.

Protein kaynaklarını doğru kullanın… Et ve süt ürünleri, hayvansal protein kaynakları; sebze, tahıl ürünleri ve kuru baklagiller bitkisel protein kaynaklarıdır. Günlük protein ihtiyacının yarısından fazlası hayvansal kaynaklı proteinden yarısından azı ise bitkisel kaynaklı proteinden sağlanmalıdır. Bu dengeyi sağlamanın en kolay yolu, öğünlerde hayvansal ve bitkisel kaynaklı proteinlere bir arada yer vermektir.

Lifler önemlidir, ihmal etmeyin… Lifli besinlerin tercih edilmesinin sağlık üzerine bir çok yararı bulunmaktadır. Lifler, midede dolgunluk yaratarak tokluk hissinin uzamasına neden olurlar. Sindirim hızını yavaşlattıklarından ötürü kan şekerinin dengelenmesinde önemli role sahiptirler. Barsaktan zararlı maddelerin atılmasını sağlayarak kolon kanserine yakalanma riskini azaltır ve barsaklarda su tutulmasını sağlayarak, kabızlıktan korurlar. Bu yararlarının yanı sıra, kolesterolü düşürücü etkileri olduğu düşünülmektedir. Ayrıca, lif içeren besinlerin enerji içeriği daha düşüktür. Sağlıklı bir yetişkinin günde 25-30 gram lif alması gerekir. Bu miktarda tüketimi sağlamak ve liflerden maksimum yarar sağlamak için, öğünlerinizde çiğ salatalara, sebze ve kurubaklagil yemeklerine yer vermeniz, beyaz ekmek yerine tam buğday unundan yapılmış ekmek tüketmeniz ve meyve tüketiminizi arttırmanız yeterli olacaktır.

Hayatın kaynağı olan suya gerekli özeni gösterin… Vücudumuzun yaklaşık % 60’ı sudan oluşmaktadır. Su, vücudumuzun işlevlerini doğru sürdürmesi için gereklidir. Bir yetişkinin günde yaklaşık 8-10 su bardağı su tüketmesi gerekir. Su, yarattığı doygunluk hissi ve vücutta oluşan yıkım ürünlerini vücuttan uzaklaştırması nedeni ile zayıflamak isteyenler içinde oldukça önemlidir.
Tuz tüketiminde aşırıya kaçmayın… Gereğinden fazla tuz tüketimi tansiyonunuzun yükselmesine neden olabilir. Günlük tuz tüketiminin 6 gramı aşmaması sağlığınız için uygun olacaktır.