Anemi kadınlarda daha fazla görülüyor

Anemi kadınlarda daha fazla görülüyor

Kansızlık olarak bilinen anemi, ciddi hastalıkların habercisi olabiliyor.

Çoğunlukla kadınlarda görülen kansızlık, genelde hafife alınıyor. Oysaki halsizlik, yorgunluk, çarpıntı ve nefes darlığı gibi şikayetlerle ortaya çıkan bu sorun, başka ciddi hastalıkların habercisi olabiliyor. Anemi, halk arasındaki adıyla kansızlık, toplumda sık görülen bir problem. Dünya Sağlık Örgütü’nün verilerine göre tüm dünyada yaklaşık 2 milyar kişi kansızlık sorunu yaşıyor. Ülkemizde özellikle doğurganlık çağındaki kadınların bir sorunu olan anemi hakkında Hematoloji Uzmanı Prof. Dr. Mustafa Yenerel bilgi veriyor.

Anemi, alyuvarların içindeki oksijen taşıma görevini üstlenen ve hemoglobin olarak adlandırılan maddenin yaşa ve cinsiyete göre normal kabul edilen düzeylerin altında olması olarak açıklanıyor. Prof. Dr. Mustafa N. Yenerel, erişkin kadınlarda hemoglobin düzeyi için kabul edilen sınırın 12 g/dl olduğunu söylüyor. Anemi, bu kadar sık görülen bir durum olmasına rağmen maalesef gerek tanı, gerekse tedavi aşamasındaki aksaklıklardan ötürü hastaların çoğu kansızlık problemi olduğu ve çeşitli kan ilaçları kullandığı halde kansızlığının düzelmediğini söyleyerek hematoloji polikliniklerine başvuruyor.

Kansızlığın belirtileri

Halsizlik, yorgunluk, çarpıntı ve iş yaparken nefes darlığı en sık görülen şikayetler arasında yer alıyor. Kansızlığın hızlı geliştiği durumlarda örneğin kazalara bağlı ciddi yaralanmalarda ya da ani gelişen mide kanamasında yukarıda belirtilen bulgular dışında bayılma, şok, hatta koma dahi gelişebiliyor. Prof. Dr. Yenerel, bu tip bulguların hemen bütün kansızlık nedenlerinde görülebildiğini vurguluyor ve şöyle devam ediyor: “Demirin alyuvarlar dışında deri ve mukozayı örten hücrelerimiz için de gerekli bir madde olması nedeniyle eksikliğinde dudak kenarlarında çatlaklar, saç dökülmesi, ciltte kuruluk, bazen kaşıntı ile birlikte yutma güçlüğü ve tırnak bozuklukları gibi bulgular görülebilir.”

Kimlerde görülür?

Kadınlarda demir eksikliği anemisi görülme nedeninin adet kanamaları ve gebelik olduğunu belirten Prof. Dr. Yenerel, adet kanamasının üç gün sürmesi, dört ve beşinci günlerde ise tamamen bitmiş olması gerektiğini vurguluyor. Gebelerde de bebeğin ana rahmindeki gelişimi sonucu demir kullanımı artıyor. Bu durum süt verme döneminde de devam ediyor ve annelerde demir depoları da sınırda ise ciddi demir eksikliği anemileri görülüyor. Böyle durumlarda gebe kadınların daha kansızlık gelişmeden koruyucu amaçlı demir hapları ve folik asit vitamini kullanmaları öneriliyor. 

Risk altındaki bir diğer grup ise etten fakir beslenen kişiler ve vejetaryenler. Demirden zengin yiyeceklerin normal miktarlarda yenmesinin demir eksikliğinden korunmada önemli olduğunun altını çizen Prof. Dr. Yenerel, “Ancak uzun süreli kanama durumlarında bu yiyecekler de demir depolarının boşalmasını engelleyemez” diyor.

Sebep olan faktörler bulunmalı

Kansızlık konusunda bilinmesi gereken en önemli şey kansızlığın bir sonuç olduğu ve buna yol açan nedenin ortaya konulması zorunluluğu. Bu nedenle kansızlıkla başvuran bir hasta karşısında acil durumlar dışında herhangi bir tedavi girişiminden önce tüm imkanlar kullanılarak aneminin nedeni ortaya konulmalı. Prof. Dr. Yenerel, demir eksikliğine bağlı kansızlık durumlarında ise ayrıca demir eksikliğine yol açan nedenin de araştırılması gerektiğini belirtiyor. Eğer bu neden bulunabilirse tedavi de ona göre yönlendirilebiliyor.