Bahar hastalıkları kapımızda

Bahar hastalıkları kapımızda

Baharın gelmeye başladığı şu günlerde enfeksiyon hastalıklarının görülme riskide arttı.

Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Kulak Burun Boğaz (KBB) Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Oğuz Güçlü, kış mevsiminin bitip, baharın başladığı mart ve nisan aylarında enfeksiyon hastalıklarının görülme riskinin arttığına dikkat çekti.

Bahar ayları ile artan enfeksiyon hastalıklarına ve alerjiye vurgu yapan Yrd. Doç. Dr. Oğuz Güçlü, 'Bahar hastalıları olarak bizim alanımızla en ilgili olan enfeksiyonlar, özellikle viral enfeksiyonlardır. Enfeksiyonlar dışında ise bahar aylarının başlamasıyla beraber artan alerjik rahatsızlıklar sayılabilir. Alerjik rahatsızlıklarında branşımız ile ilgili olarak ise burun semptomları sık gözlenmektedir' dedi.
Kışın en soğuk aylarında da enfeksiyonların gözlendiğini ancak özellikle hava sıcaklığının 10-25 derece arasında olduğu dönemlerde viral enfeksiyonların sıklığında artış olduğunu belirten Güçlü, 'Özellikle toplu yaşama alanlarında daha hızlı yayılarak toplumun genelinde görülen hastalık, toplumsal bir problem haline dönüşmektedir. Bu hastalığın daha doğrusu virüsün karakteriyle ilgili özellikle bu aylarda artış görüyoruz. Bu durum bizim günlük yaşantımızı oldukça etkiliyor. Bunun sonucunda yaşam kalitemiz, iş gücümüz, eğer okuldaysak da okul performansımız düşüyor.

Özellikle havanın güzel olduğu, dışarıda daha fazla vakit geçirmek istediğimiz bahar dönemlerinde bu tür hastalıklar yaşam kalitemizi düşürüyor. Artan üst solunum hastalıkları özellikle viral kaynaklı oluyor, bunun dışında bakteriyel kaynaklı enfeksiyonlar da görülebilir. Viral kaynaklı enfeksiyonlar içinde nezle gibi daha basit üst solunum yolu enfeksiyonları görülebileceği gibi daha ağır gribal enfeksiyonlarda gözlenebilir. Bu enfeksiyonların ortaya çıkmasına neden olan birden fazla virüs var. Bu virüslerin hepsine yönelik ve bir önceki sene karşılaşılan virüslerin tiplerine göre aşılama uygulanabilmektedir. Ben daha az bu hastalıklarla karşılaşmak istiyorum diyenlere koruma olarak aşı yapılabilir' diye konuştu.

"Çocuklarda enfeksiyon sıklığı biraz daha fazladır. Aşılama özellikle ailelerin çok sık tercih ettiği yol olarak görülmektedir" diyen Güçlü, 'Herkes çocuğunu grip aşısı yaptırmalı diye bir şey yok ama ekstra bir tedbir olarak yapılabilir. Bağışıklık sistemini güçlendirici yiyecekler, ilaçlar kullanılabilir. Tabii bunların da hiçbiri bundan sonra çocuk hastalanmayacak demek değildir. Özellikle çocuklar hastalandıkları ilk birkaç gün kreşe gidiyorsa kreşe, okula gidiyorsa okula göndermemekte fayda var. Bu hem kendi çocuklarının dinlenmesi hem de diğer çocuklara bulaşmaması açısından önemlidir.

'Çocuk hapşırmaya başladı, hafif ateşi çıktı ancak bugünde bir gitsin' bakalım denmemeli. Çünkü ilk günlerde de bulaşıcılık söz konusudur ve diğer çocuklara da bulaşabilir. Ama aileler o gün çocuğunu evde bekletirse çocuğu dinlenmiş olacaktır. Ayrıca dinlenmenin hastalığın tedavisine pozitif katkısının olduğunu biliyoruz. Çünkü viral enfeksiyonların doğrudan bir tedavisi yok. Biz bu hastalıklara karşı sıklıkla yardımcı tedaviler uyguluyoruz. Ateşi varsa ateşini düşürüyoruz, burun akıntısı varsa onu azaltmak için ilaç veriyoruz. Yani özellikle mevcut semptomlarına yönelik bir tedavi veriyoruz. İyileşme bağışıklık sisteminin virüsü yenmesi mümkün oluyor. Hasta dinlenirse bağışıklık sistemi daha da güçleniyor. Alerji çok sık karşılan bir hastalık oldu. Şehirleşme ve şehirde yaşam artınca alerjinin biraz daha artığını görüyoruz. Örneğin kırsalda yaşayan insanlarda alerji daha az görülüyor. Alerjinin nedeni şudur demek çok zor, çünkü çok faktörlü bir şey. Kırsalda yaşayan insanlarla, şehirde yaşayan insanları karşılaştırdığımızsa şehirde yaşayan insanların daha sık alerjik rahatsızlıklarla karşılaştığını görüyoruz. Kırsalda yaşayanlarda, evinde evcil hayvan besleyenlerde alerjinin daha az görüldüğünü biliyoruz' şeklinde konuştu.

İHA