Böbrek naklinde rakamlar göz korkutuyor!

Böbrek naklinde rakamlar göz korkutuyor!

Prof. Dr. İbrahim Berber, böbrek nakli ile ilgili çarpıcı gerçeklere dikkat çekiyor.

Şu anda ne yapıyorsanız bir an olsun durun ve düşünün, çok susadığınız halde doya doya su içemediğinizi ya da çok sevdiğiniz bir yemeği yiyemediğinizi... Kendinizi ne kadar kötü hissederdiniz? İşte böbrek yetmezliği hastaları için bu durum hayatlarının bir parçası. Ve şu an “Ben çok sağlıklıyım” diyen herhangi biri de bir gün böbrek yetmezliği ile karşı karşıya kalabiliyor. Bu gerçeğe karşı yapılması gereken önemli duyarlı olmak. Çünkü nakil olamadığı için her yıl binlerce kişi hayatının büyük bir bölümünü diyaliz makinesine bağlı olarak geçiriyor ya da hayatını kaybediyor. Acıbadem International Hastanesi Organ Nakli Merkezi Başkanı Prof. Dr. İbrahim Berber, böbrek nakli ile ilgili çarpıcı gerçeklere dikkat çekiyor.

Böbrek yetmezliği ülkemiz için ciddi bir sorun

Ülkemizde ve tüm dünyada kronik hastalıkların görülme sıklığı günden güne artıyor. Bu artışın en önemli nedeni ise ortalama yaşam süresinin uzaması ile birlikte şeker ve tansiyon gibi hastalıkların daha fazla yaşanması. Birçok organı etkisi altına alan bu sorun, böbreklerde de yetmezliğe neden oluyor. Son yıllarda böbrek yetmezliği hasta sayısında büyük bir artış yaşanıyor. Öyle ki her 6-7 kişiden biri böbrek hastası.

“Yakın bir gelecekte rakamlar 100 bini bulacak”

Evre 5 olarak ifade edilen ve böbrek nakli şansı bulamadığı veya nakile uygun olmadığı için diyaliz tedavisi gören son dönem böbrek yetmezliği hasta sayısı 2015 itibari ile yaklaşık 60 bin.  Türk Nefroloji Derneği’nin yaptığı bir çalışmaya göre yıllık yaklaşık yüzde 10 artış hızı ile son dönem böbrek yetmezliği hasta sayısının yakın bir gelecekte 100 bini bulması bekleniyor.

Kadavra listelerinde 30 binden fazla kişi bekliyor

Her sene kadavra böbrek bekleme listesine 6-7 bin kişi ilave oluyor ve bunların yaklaşık yarısı nakil şansı bulabiliyor. Kadavra böbrek bekleme listesindeki hasta sayısı 2015 yılı itibari ile 20 binin üzerine çıktı. Buna kalp, karaciğer, akciğer, pankreas, ince barsak, kornea, kalp kapağını dahil eklendiğinde toplam rakam 30 bine yaklaşıyor.

“Canlı nakillerde dünyada birinciyiz, kadavra nakillerde ise son sıralarda”

Türkiye’de son yıllarda sağlık bakanlığının da desteği ile böbrek nakil sayılarında hızlı bir artış yaşandı ve rakamlar yılda 3000’e ulaştı. Diğer organ nakilleri ile birlikte toplam nakil sayısı 4000’e kadar çıkıyor. Maalesef böbrek nakillerin yaklaşık yüzde 80’i canlı vericiden yapılıyor. Yani yapılan her beş nakilden sadece 1’İ kadavradan, 4’ü canlı vericiden gerçekleşiyor. Türkiye, dünyada milyon nüfus başına yapılan canlı vericili böbrek ve karaciğer nakil sayıları açısından birinci sırada. Fakat yine milyon nüfus başına kadavra organ bağışında maalesef son sıralarda yer alıyor. Gelişmiş ülkelerde milyon nüfus başına kadavra bağış oranı 25-35 arasındayken ülkemizde bu oran yaklaşık 5 civarında.

Beyin ölümü gerçekleşenlerin dörtte biri bağışçı oluyor

Ülkemizde bildirilen beyin ölüm sayılarında son yıllarda artış yaşanıyor. Ancak aile onayı olan beyin ölümü sayılarındaki artış hızı daha yavaş gerçekleşiyor ve beyin ölümü bildirimi yapılan kadavraların yaklaşık dörtte biri kadavra olarak kullanılabiliyor. Bu da yılda yaklaşık 350-400 kadavraya denk geliyor. Kadavra bekleme listesine her sene yaklaşık 10 bin yeni hasta eklendiğini göz önünde bulundurduğumuzda bu sayının çok yetersiz olduğu görülüyor.

Naklin önündeki en büyük engel organ bağışının olmaması

Ülkemizde organ naklindeki en temel sorun, kadavradan organ bağışının yetersiz olması sonucu organ nakillerinin büyük oranda canlı vericilerden yapılıyor olması. Bu sorunun aşılması için son yıllarda önemli çalışmalar gerçekleştiriliyor. Halkın organ bağışı konusunda bilinçlendirilmesi, başta yoğun bakım hekimleri olmak üzere tüm sağlık çalışanlarının eğitimi gibi farklı projeler yapılıyor. Bu bilinçlendirme ve eğitim çalışmalarının hiç durmadan devam ettirilmeli.  Özelikle kadavra organ bağışının önemi medyada sık sık gündeme getirilip bu konuda halkın kafasındaki soruların yanıtlaması ve aydınlanmaları sağlanmalı.

Organ nakline devlet destek veriyor

Sosyal güvenlik kurumunun tüm nakil ameliyatlarını sigorta kapsamına alması sayesinde isteyen herkes istediği devlet hastanesi ya da özel hastaneye giderek organ nakli yaptırabiliyor. Eskiden böbrek nakli olan insanlar malülen emeklilik hakkını kaybediyordu. Bu yüzden vericisi olduğu halde hastalar nakil olmak istemiyordu. Yapılan yasal düzenleme ile bu sorun giderildi. Artık nakil olduktan sonra malülen emeklilik hakkı devam ediyor. Ulusal bekleme listesinin oluşturulması ve koordinatörlük sisteminin etkinleştirilmesi de yaşanan diğer önemli gelişmeler arasında yer alıyor.

Sağ kalım oranı 2-3 kat artıyor

Organ naklinde tıbbi yönden de son yıllarda önemli gelişmeler kaydedildi. Bağışıklık sistemini baskılayan ilaçlardaki gelişmeler sayesinde nakil yapılan organlar artık daha uzun süre sorunsuz çalışıyor. Nakil yapılan organ sağ kalımları eskiye göre yaklaşık 2-3 kat daha uzun. Günümüzde naklin ardından böbrekler 30-40 yıl sorunsuz çalışabiliyor.

Nakillerin çoğu kapalı yöntemle gerçekleşiyor

Ayrıca cerrahi tekniklerde de önemli gelişmeler yaşanıyor. Artık nakil operasyonlarının büyük bir kısmı kapalı yöntemle, yani vücutta kesi olmadan 3-4 ufak delik aracılığıyla gerçekleştiriliyor. Bu sayede böbrek vericileri eskiye oranla çok daha kolay geçen operasyonlarla yakınlarının hayatını kurtarabiliyor. Hatta uygun kadın vericilerde böbrek doğum yolundan çıkartılarak vericilerin ameliyat sonrası iyileşme dönemini daha rahat geçirmesi ve vücudunda kesi izi kalmadığı için kozmetik yönden de daha iyi sonuçların elde edilmesi sağlanıyor.

Leyditurk.com