Böbrek taşını önlemenin 10 yolu

Böbrek taşını önlemenin 10 yolu

Böbreklerde oluşan taşlar dayanılmaz ağrılardan böbrek yetmezliğine kadar bir çok rahatsızlığa neden oluyor.

Böbrekler, yaşamın devam edebilmesi için atık maddelerin vücuttan atılmasını sağlıyor. Öte yandan vücut için gerekli olan bazı maddelerin seviyesini ayarlamak gibi filtre görevi de bulunan böbreklerde bu görevle ilgili mekanizmadaki sorunlara bağlı olarak taş oluşabiliyor. Bu mekanizmaların neden bozulduğu halen net olarak bilinmese de taş hastalığının beslenmeden genetiğe, yaşanılan coğrafyadan cinsiyete kadar çeşitli faktörlere bağlı olarak ortaya çıktığı düşünülüyor. Bazen sessizce bekleyen bu taşlar bazen de idrar yoluna düşerek hastaların dayanılmaz ağrılarla sağlık kuruluşlarına başvurmasına neden olabiliyor. Acıbadem Bursa Hastanesi Nefroloji Uzmanı Dr. Hüseyin Çelik konu ile ilgili bilgi verdi.

1. Böbrekleri suyla besleyin

Büyük bir çözelti olarak nitelendirilen idrar, yaklaşık 50 maddenin çözülerek vücuttan atılmasını sağlıyor. Yeterince su içildiğinde çözelti miktarı artıyor ve burada daha fazla madde çözülebiliyor. Böylece böbreklerde kristalleşme azalıyor, var olan küçük kristaller de atılıyor. Az su tüketildiğinde ise çözelti miktarı azalıyor ve taş oluşumuna neden olan kalsiyum, oksalat ve benzeri maddeler kristalleşmeye başlıyor. Bunlar zaman içinde taşa dönüşüyor.

Günlük su tüketiminin yaklaşık 2 litre olması gerekiyor. Ancak herkes kendi tüketimini çıkan idrarı takip ederek ayarlayabiliyor. İdrarın mümkün olduğunca renksiz ve kokusuz olması, yeterince su tüketildiğini gösteriyor.

2. Protein alımını kısıtlayın

Özellikle hayvansal proteinlerin, kalsiyum ve oksalatın böbreklerden daha fazla atılımına neden olduğu düşünülüyor. Bu nedenle özellikle böbrek taşı hastası olanların taşın şiddetine göre protein alımlarına dikkat etmeleri gerekiyor. Örneğin bir öğün hayvansal protein tüketen kişinin diğer öğünde lifli besinlere yönelmesi ya da sabah fazla peynir tüketen kişinin öğlen et yememesi öneriliyor.

3. Tuzla aranızı açın

Tuz, en sık görülen böbrek taşı bileşiminin elemanları olan kalsiyum ve oksalatın böbrekten daha fazla atılmasına neden oluyor. Herkesin metabolizması, böbrek dinamiği, böbreğin içindeki idrar akımı farklılık gösterdiği için tuz tüketimi ile ilgili bir miktar önermek doğru olmuyor. Hastaların tuz kullanımını mümkün olduğunca azaltması gerekiyor.

4. Limonu çok sevin

Böbrekte taş oluşumunu önlediği bilinen ‘sitrat’ maddesi limonda bol miktarda bulunuyor. Bu nedenle her gün taze sıkılmış yarım limon suyu içebilir, salatalarınıza bol bol limon sıkabilir ya da kendinize taze bir limonata hazırlayabilirsiniz.

5. Oksalat kaynaklarından uzak durun

Oksalat maddesi, her besinde var ancak bazılarında daha fazla bulunuyor. Domates gibi oksalat içeren sebzeler beslenmenin vazgeçilmezlerinden olsa da bazıları sadece keyif için tüketiliyor. Çay, kahve, ıspanak, kakao, çilek ve kabuklu kuruyemiş gibi gıdaların tüketiminden kaçınarak oksalat alımını azaltmak mümkün oluyor. Öte yandan içeriğinde oksalat bulunan çavdar ve kepek ekmeklerinin tüketimini de sınırlamak gerekiyor.

6. Kalsiyumdan korkmayın

Güçlü kemiklere sahip olmak için ihtiyacımız olan kalsiyumun böbrek taşına neden olabileceği endişesine kapılmayın. Çünkü yapılan son çalışmalar kalsiyum tüketiminin bu konuda önemli bir rol oynamadığını ortaya koyuyor. Hekim önerisi bulunmadığı sürece kalsiyum tüketiminin sınırlanmasına gerek olmuyor. Yetişkinlerin ise günlük 1000 mg kalsiyum alması gerekiyor.

7. Gazlı içeceklere hayır deyin

Limonda bulunan sitrat böbrek taşı oluşumunu engellerken, gazlı ve kolalı içeceklerin ise vücuttaki sitrat miktarını azalttığı tahmin ediliyor. Bu nedenle gazlı içeceklerin mümkün olduğu kadar az tüketilmesi öneriliyor.

8. Hareket edin

Hareket etmek vücuttaki tüm mekanizmaları dengeli hale getirirken, hareketsizlik ise tam tersi bir etki yaratıyor. Bu tür yaşam, böbrek taşına neden olanlar dahil olmak üzere vücuttaki birtakım maddelerin daha fazla salgılanmasına yol açıyor. Gün içinde her fırsatta yürüyen, haftada en az beş gün yarım saat düzenli yürüyüş yapan, markete yürüyerek gitmeyi tercih eden insanlar hem kilolarını dengede tutuyor hem de böbreklerinin daha iyi çalışmasını sağlamış oluyor.

9. Böbreklere stres yaşatmayın

Yapılan çalışmalar stresin de böbrek taşı oluşumunda rol üstlendiğini ortaya koyuyor. Şehir hayatının yoğun temposunda stresten uzak durmak zor görünse de herkesin içinde bulunduğu stresin farkında olup bunu iyileştirmek için çalışması, sakinleştirici yöntemlerden faydalanması öneriliyor.

10. Check-up’ı ihmal etmeyin

Böbrek taşlarının oluşumunda genetik faktörlerin rol oynadığı düşünülüyor. Bu nedenle ailesinde böbrek taşı hastalığı olan kişilerin benzer sıkıntılar yaşama riskinin daha yüksek olduğunu bilmeleri ve böbrek sağlığı kontrollerini yılda bir kez düzenli olarak yaptırmaları öneriliyor.

Kendini ağrı ile belli ediyor

Böbrek taşları bir kum taneciğinden 7 cm’e hatta bazen daha büyük ölçülere kadar değişiklik gösterebiliyor. Taşların varlığı genellikle bel bölgesinde ya da böbrek ile idrar torbası arasında bulunan böbrek yolundaki konumuna göre karın ve kasık bölgesinde ağrı ile anlaşılıyor. Ağrı erkeklerde yumurtalıklara, kadınlarda ise vajinal dudaklara kadar ilerleyebiliyor. Bazen bulantı, bazen kusma hatta ateş görülebiliyor. Ağrının şiddeti ise hastadan hastaya değişebiliyor.

İhmal edilen taş böbrek yetmezliğine götürebiliyor

Böbrek taşları bazen böbrek fonksiyonunu bozuncaya veya kalıcı hasarlar oluşturuncaya dek belirtisiz büyüyebiliyor. Hatta böbreğinde taş olduğunu bildiği halde bir uzmana başvurmakta geç kalarak organ kaybı yaşayan hastalar görülüyor. Acıbadem Bursa Hastanesi Nefroloji Uzmanı Dr. Hüseyin Çelik, taşın böbrekte yaratabileceği sorunların bulunduğu yere göre değişiklik gösterdiğini söylüyor. Taşın, böbrekte üretilen idrarı mesaneye taşıyan ‘üreter’in ağzına yerleşmesi idrar çıkışının azalmasına ya da durmasına neden oluyor. Bu durumun uzun sürmesi halinde idrarın geriye dönüp böbreğe baskı yaptığını ve şişmesine neden olduğunu belirten Dr. Çelik, “Hidronefroz olarak adlandırılan bu durum bize o bölgede taşa bağlı ya da bir başka nedenle oluşmuş tıkanıklığı gösteriyor” diyor. Tek taraflı tıkanıklık idrarda belirgin bir azalmaya neden olmadığı için fark edilmeyebiliyor.

Yılda bir kez kontrol şart!

Böbrekte taş varlığının neden olduğu bir başka hastalık ise böbreğin bakteriyel enfeksiyonu ile ortaya çıkan pyelonefrit oluyor. Taşın bulunduğu bölgede oluşan enfeksiyon doğru ve zamanında tedavi edilmediği takdirde hastayı böbrek yetmezliğine götürebiliyor. Her iki durumda da taşa müdahale edilerek böbreğin geri döndürülmesi mümkün oluyor. Ancak taşların geri dönülemeyecek kadar zarar verdiği ve böbreğin alınmasının söz konusu olduğu hastalar da oluyor. Dr. Çelik, hastanın kendisinde ve ailesinde taş öyküsü varsa böbreğin yılda en az bir kez ultrason ile takip edilmesini öneriyor. Bir böbreği alınmış hastaların ise 3-6 aylık aralıklarla takip edilmesi ve diğer organın çok iyi korunması gerekiyor.

Leyditurk.com