Ergenlik çağında malign melanom riski artıyor

Ergenlik çağında malign melanom riski artıyor

Malign melanomda tek sorumlu güneş mi?

Güneşin zararlı ışınlarının etkisiyle benlerde görülen artış ve değişimler, ciddi bir sağlık sorununun da habercisi olabiliyor. Son dönemde 15-19 yaş arasındaki ergenlerde, özellikle de kızlarda görülen melanom artışı dikkat çekiyor. Erkeklerde yüz ve gövdede, kızlarda ise bacak ve kalçalarda daha sık görülen malign melanomdan korunmak için bilinçli güneşlenmek, solaryumdan kaçınmak, kendi kendine deri muayenesi  ve düzenli doktor takibi büyük önem taşıyor.

Güneş ışınlarının deri kanserine neden olabileceğine söyleyen Neolife Tıp Merkezi, Danışman Hekim, Plastik, Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Sıdıka Kurul “Cilt, güneş ışınlarına maruz kaldığında kızarıklıkla ilk tepkisini verir. Güneş enerjisi yoğunluğu fazla veya güneş altında uzun süre kalınmış ya da cilt aşırı hassas ise güneş yanığı gelişir. Güneş ışınlarının epidermis (üst deri) veya dermisi (epidermisin bir alt tabakası) etkilemesi ile değişik derecelerde DNA hasarı ortaya çıkar. Bu DNA hasarı, çeşitli mekanizmalarla onarılmaya çalışılır.   Hasarın onarılamaması sonucunda mutasyonlar meydana gelir. UVA ve UVB’ nin etkilediği deri tabakalarında oluşan mutasyonlar ise kanser oluşumunu tetikler.  Bu kanserler içinde en önemli olan, malign melanomdur.” diyor.

Malign melanom risk faktörlerine dikkat!

UV ışınları: Yapılan tüm çalışmalar; bebeklik, çocukluk veya ergenlik dönemlerinde güneş yanığı geçiren kişilerin melanom riskinin ömür boyu yüksek olduğunu gösteriyor. Özellikle açık tenli, mavi/yeşil gözlü ve güneşte kaldığı zaman cildi hemen  kızaran kişiler ciddi oranda melanom riski taşıyor. Çocuklukta bir kez yüksek dozda güneş ışınına maruz kalma sonucu oluşan ve su toplamasının eşlik ettiği güneş yanığı, malign melanoma yol açabiliyor. Çocuklukta ve ergenlikte bu şekilde güneş yanığı geçiren kişinin hayatı boyunca melanoma yakalanma riski, geçirmeyenlere oranla 2 kat daha fazla bulunuyor.

Benler: Doğuştan var olan doğum lekeleri veya erken çocukluk döneminde gelişen melanositik lezyonlar (benler),  anormal görünümlü (atipik) benler ve güneş lekeleri melanom açısından risk olarak kabul ediliyor. Ancak melanom öncüleri olarak potansiyel rolleri hala tartışılıyor. Birçok melanom hastasında, melanomun öncü lezyonuna (ben)  ait dokusal (histolojik) belirtiler görülüyor ve bazı benlerin  melanom öncüsü  olabileceği kabul ediliyor. Asıl önemli olan önceden var olan veya sonradan ortaya çıkan benin; şeklinde (asimetri, kenar düzensizliği), büyüklüğünde ve renginde bir değişiklik olup olmadığıdır. Çoğunlukla melanomun ilk belirtisi olarak kabul edilen bu değişikliklerden birisi fark edildiğinde, uzman görüşünün alınması gerekiyor.    

Kişisel ve ailesel özellikler: Melanom hastalarının yüzde 10’unda ailede melanom öyküsünün bulunduğuna dikkat çeken Kurul,  bir veya daha fazla birinci derece akrabada (ebeveyn, kız/erkek kardeş, çocuk) melanom görüldüğünde riskin arttığını belirtiyor.

Güneş ışınlarından çocuğunuzu koruyun

Yaz aylarında ciltleri güneş ışınlarından kolaylıkla etkilenen bebek, çocuk ve gençler için korumanın önemini vurgulayan Kurul, “Bebeklerin cildi yumuşaktır ve kolayca yaralanır. Çocuk ve ergenlerin derileri ise yaşlılara göre daha çabuk iyileşir; fakat  cilt, güneş ışınları nedeniyle oluşan yaralanmalara karşı kendini koruyamaz. Güneşe maruz kalma süresi arttıkça cilt kanserlerine yakalanma ihtimali de o oranda artar. Özellikle yaz aylarında açık alanlardaki sosyal aktivitelerde ve deniz kenarında mutlaka güneş koruyucuları kullanılmalıdır. Ama en önemlisi kullanılan güneş koruyucularının hem UVA hem de UVB’ ye karşı etkili olduğuna, suda ve terleme ile koruyucu özelliklerini yitirmediğine dikkat edilmesi gerekir. Yüz ve ellere 30 faktörün üstünde koruyucu krem sürmek, güneş gözlüğü kullanmak, geniş kenarlı şapka, uzun kollu giysiler ve uzun paçalı pantolon giymeye dikkat etmek deri kanserinden korunmada en önemli hususlardır. Öğlen saatlerinde (güneş ışınlarının kuvvetli olduğu (11:00 - 15:00 arası) çocuk/ergen ve gençlerin kapalı mekanlarda kalmalarını sağlamak korunma ve korumanın en etkin yoludur. Bunun dışında, tüm cilt düzenli aralıklarla kontrol edilmeli ve herhangi bir lezyonun ortaya çıkması halinde mutlaka doktora başvurulmalıdır. Bu yaş grubunu güneş ışınlarından korumak okul, aile ve toplum eğitimi ile mümkündür.” diyor.