Kadınların en büyük kabusu !

Kadınların en büyük kabusu !

Doğum yapan yaklaşık 10 kadından 1'inde doğum sonrası depresyon görülüyor.

Kadınlar, bir şekilde, doğumun otomatik olarak keyif ve neşe oluşturduğunu öğrenmişlerdir. Çocuk doğurmayı takip eden dönemin, hayatlarının en mutlu zamanı olması gerektiğine inanmaya yönlendirilmişlerdir. Gerçekte ailenin yaşam döngüsündeki en stresli ve endişe üreten dönemlerden biridir. Her sene, doğum yapan kadınların yarısından fazlası, akıl sağlıklarında olumsuz değişiklikler yaşamaktadır. Bu kadınlardan yüzde 10 ila 15'i için çocuk doğurmayı takibeden dönem, uykusuzluk, kafa karışıklığı, hafıza kaybı, ve zaten stresli olan annelik durumuna alışma sırasındaki endişeleri yaşadıkça bir kabusa dönüşür.

Yeni anneler, doğumdan sonraki ilk sene içinde her an depresyona özellikle yatkındırlar. Bir çocuğun bakımını üstlenmenin bunaltıcı talepleriyle birlikte insanın eşiyle geçirdiği zamanın kaybı, yetişkin arkadaşlıklarının kaybı, özgürlüğün ve alışılmış gündelik hayatın kaybı da yanında gelmektedir. Yaşamlarının bir daha asla eskisi gibi olmayacağının bilinciyle, yeni yaşam tarzına uyum sağlamaya çalışırken bu bütün aile için de bir mücadele zamanıdır.

Postpartum Depresyonu Nedir?
Postpartum depresyonu, çocuk doğumunu takiben oluşabilen beyin kimyasındaki değişikliklerin neden olduğu bir çeşit biolojik rahatsızlıktır. Gebelik sırasında, hormon, özellikle de progesteron ve östrojen düzeyleri, dikkate değer şekilde yükselir, ve çocuğun doğumundan sonra da saatlerle günler arasında bir zaman içinde hızla düşer. Ayrıca gebelik sırasında plasentanın ürettiği, insana kendini iyi hissettiren hormonlar olan endorfinlerin miktarı da doğumdan sonra bariz şekilde düşer. Gebelik ve çocuk doğumuyla ilgili büyük hormonal değişikliklerden, tiroid bezleri bile, kadınları depresyon riskine daha fazla açık hale getirmek suretiyle etkilenir.

Postpartum Depresyonuna Girdiğimi Nasıl Anlarım?
Uzmanlar, belirtilerin ciddiyeti ve süresine göre sınıflandırılmış olan üç genel postpartum ruh hali bozukluğu çeşidi tanımlamaktadır. "Bebek melankolisi", yeni annelerin ortalama yüzde 50 ila 75'ini etkilemekte ve genellikle doğumdan sonraki birkaç gün içinde ortaya çıkmaktadır. Annelik melankolisi olan kadınlar, genel bir bunalma hissinin yanında, alışılmıştan daha fazla gözyaşı dökme hissi, alınganlık, ve endişe tarif etmektedir. Tıbbi veya psikolojik yardım olmadan iki hafta içinde bu belirtiler genellikle azaldığı için, bu hislerin normal ve geçici olduğuna dair telkin ve duygusal desteğin yanında biraz ek dinlenme ve çocuk bakımında fazladan yardım alarak çoğu kadın bu durumla gayet iyi başa çıkar.

"Psikoz", postpartum depresyonunun daha ileri boyuttaki bir formudur. Az rastlanmakla beraber psikoz, sizi ve çocuğunuzu korumak için derhal tıbbi tedavi gerektiren, yaşamı tehdit edici bir acil durumdur. Psikozunuz varsa, aşağıdaki şu belirtileri yaşıyor olabilirsiniz:

-Hiç kimse olmadığı halde sesler duyma
-Acıdan kurtulmak için kendine zarar verebileceğinizden korku duyma
-Bebeğinize zarar vermeyle ilgili fikirlere kapılma
-Hızlı kilo kaybı ve yemek yemeyi reddetme
-Kırk sekiz saat veya daha fazla uyumadan devam etme
-Düşünceleriniz size ait değilmiş gibi hissetme
-Bebeğinizin bakımını, ona karşı pek fazla sevgi duymadan, "otomatik hareketlerle" yapıyor olduğunuzu hissetme

Doğum yapan yaklaşık 10 kadından 1'inde postpartum depresyonu gelişmektedir.
Onlardan biri olduğunuzu düşünüyorsanız, şunları yaşıyor olabilirsiniz:

-Normalden daha fazla ağlama
-Çoğunlukla kendini üzgün hissetme
-Konsantre olamama ve sıkıntı içinde hissetme
-Eşyaları nereye koyduğunuzu hatırlamakta zorluk çekme
-Eskiden keyif aldığınız şeylerden keyif alamama
-Çok yorgun olduğunuz halde bebeğiniz uyuduktan sonra bile hala uyuyamama
-Günün çoğunda yorgun olma
-Hep böyle hissedecekmiş gibi hissetme
-Yalnız kalmaktan korkma
-Böyle hissetmeye daha fazla devam etmek durumunda olmaktansa ölmüş olmayı isteme

Genellikle, belirtiler farkedilmeden geçer çünkü bunların yeni bir bebeğin bakımının getirdiği stresin birer parçası sanabilirsiniz. Utanma, suçluluk, ve "iyi bir anne"nin küçük veya hiç yardıma ihtiyaç duymadan yeni bir bebeğin bakımına ayak uydurmasının bunalımıyla başa çıkabilecek yetide olması gerektiği şeklindeki yanlış inanış gibi sebeplerle yardım istemekte gecikebilirsiniz. Ayrıca bir bebeğe göğüsten emzirmek ve adetlerin geri dönmesi, vücudun biokimyasını değiştirebilecek ve bir depresyonun zamanlamasını etkileyebilecek önemli hormonal olaylardır.

Postpartum Ruh Bozukluğu Riski Taşıyor muyum?
Bir postpartum depresyonunu önceden belirlemek için kesin bir yol olmamakla birlikte, bu rahatsızlığa yakalanma riskini arttıran faktörleri tanımlamak mümkündür. En önemli risk faktörü, sizin veya ailenizin depresyon veya manik-depresif rahatsızlık geçmişidir. Daha önce postpartum depresyonu geçirdiyseniz, bu da bir başka depresyon ihtimalinizi arttırır. İlaveten, gebelik sırasında depresyonunuz olduysa ve adet öncesi ruh hali sendromu geçmişiniz varsa risk artmaktadır.

Evlilikte gerginlik, bebekle ilgili sağlık sorunları, komplike bir gebelik ve doğum, ve sosyal destek eksikliği gibi gerginlik verici durumlar postpartum depresyon riskinizi arttırır. Çocuklukta cinsel suistimal veya travma geçmişi, ailenizde kimyasal bağımlılık, gebelik konusunda kafanızı karıştıran olumsuz hisler ve bir anne olarak yeni rolünüzle ilgili yaşadığınız zorluklar, sizi postpartum depresyonuna sokacak psikolojik faktörler arasındadır.

Postpartum Ruh Bozukluğu Tedavileri Nelerdir?
Postpartum ruh bozuklukları için tedaviyle ilgili kararlar belirtilerin ciddiyetine göre değişmektedir. Ancak, uzman görüşü, vasıflı bir aile terapistinden alınacak psikoterapiyle birlikte antidepresan ilaçların kullanımını genellikle destekler. Aile ve çift terapisi de, aileyi ve/veya partneri depresyonu daha iyi anlaması ve anneye destek kaynağı olmasını sağlamak suretiyle ayrıca etkilidir. Bir evlilik ve aile terapisti, her birinin hislerinin tarihçesini keşfetmek ve ailenin hemen uygulamaya koyabileceği çözümlere odaklanmak üzere çiftle birlikte çalışabilir.

Grup psikoterapisinin, postpartum ruh bozukluğu yaşamakta olan diğer kadınların katılımını sağlayarak, çocuğun doğumundan sonraki ilk aylarda birçok kadının hissettiği "kabuğuna çekilme" hislerini azaltarak, depresyonu düzelttiği görülmüştür. Emziriyorsanız, antidepresan alırken bunu sona erdirmeniz gerekmeyebilir. Kendi özel koşullarınız için uygun olacak ilaç seçenekleri konusunda doktorunuzla mutlaka görüşün.

Postpartum Depresyonunu Engelleyebilir miyim?
Postpartum depresyonun engellenmesi her zaman mümkün olmasa da, ortaya çıkması halinde belirtilerin ciddiyetinin azaltılması mümkündür. Hayatınızdaki stres etkenlerini doğumdan önce saptayın ve azaltmaya çalışın. Gebelik sırasında ve bebek geldikten sonra kendinizi daha az yalnız ve bunalmış hissetmeniz için, bir destek sistemi yerleştirin. Çocuğunuzun doğumunu takip eden aylarda, boş zamanlarınız için plan yapın, bol bol dinlenin, hislerinizi reddetmeyin ve böyle hissettiğiniz için kendinizi suçlu hissetmeyin. Erken teşhis ve düzgün tedaviyi sağlamak için kendinizi postpartum ruh bozuklukları konusunda eğitmek en iyi yollardan biridir. Postpartum ruh bozuklukları tedavi edilebilir ve bu konuda uzman bir terapistten yardım almak şarttır.