Karaciğer kanserinden korunabilir miyiz?

Karaciğer kanserinden korunabilir miyiz?

Gastroenteroloji Uzmanı Doç. Dr. Binnur Şimşek, karaciğer sağlığını korumak için yapmanız gerekenleri anlatıyor...

Karaciğer vücudumuz en büyük organı olup, çok yoğun çalışan bir fabrika gibidir. Kendi kendini yenileme yeteneği yüksek bir organdır. Bir yandan ağızdan alınan tüm yiyecek ve içeceklerin, diğer yandan hemen hemen tüm ilaç ve besin takviyelerinin sindirilmesi, vücuda yararlı hale getirilmesi, kullanılmayan ve vücuda zarar verebilecek şekle dönüşen kısımlarının zararsız hale getirilerek vücuttan uzaklaştırılmasını sağlamaktadır. Liv Hospital Gastroenteroloji Uzmanı Doç. Dr. Binnur Şimşek karaciğer sağlığını korumak için yapılması gereken püf noktaları anlattı.

Hepatit B ve C gibi tedavi edilmez ise karaciğer yetersizliğine yol açabilecek virüslere karşı korunmalıyız. Özellikle hepatit B ve C virüslerine bağlı kronik hepatit veya sirozu olan hastalarda karaciğer kanseri gelişme riski artmaktadır. Karaciğer kanserinin Batı ülkelerinde en sık nedenlerinden biri hepatit C virüsüne bağlı siroz iken, Asya ülkelerinde karaciğer kanserinin en sık nedeni hepatit B virüsüne bağlı karaciğer hastalığıdır. Hepatit B aşılaması bu nedenle çok önemli bir adımdır. Hepatit C virüsü için henüz bir koruyucu aşısı bulunmaması nedeniyle aşılama ile korunmak mümkün olmamaktadır. Bulaşmayı önlemek için kişisel hijyen kurallarına çok dikkat edilmelidir. Hepatit B ve C virüslerinin bulaşmasına yol açabilecek korunmasız cinsel temastan kaçınılmalıdır. Steril olmayan malzeme kullanılarak yapılan tıbbi girişimler (diş tedavileri, anjiyografi, jinekolojik muayeneler vb.) dövme-tatoo, manikür-pedikür gibi uygulamalarda tek kullanımlık malzeme kullanılmasına özen gösterilmelidir.

Obezite ve kontrolsüz diyabet hastalığı; karaciğer yağlanmasına yol açmaktadır. Bu yağlanma öncelikle basit yağlanma şeklinde başlayıp, sonrasında yağlı hepatit denilen karaciğer iltihabına yol açabilmektedir. Yıllar sonrasında da yağlı hepatit siroza dönüşebilir. Hepatit virüslerine bağlı karaciğer sirozuna benzer biçimde yağlı karaciğer hastalığına bağlı siroz zemininde de karaciğer kanseri gelişebilmektedir. Sağlıklı beslenme, yeterli fiziksel aktivite ve kilo kontrolü ile karaciğer yağlanması önlenebilir. Bu nedenle yağlı ve karbonhidratlı gıdaların tüketimi sınırlanmalı, sebze-meyve tüketimi arttırılmalı, hazır gıda tüketimi en aza indirilmelidir.

Düzenli egzersiz yapın: Kas gücünün korunması ve arttırılması, eklem ve kas esnekliğinin kazanılması, denge ve koordinasyonun güçlendirilmesi için mutlaka düzenli egzersiz yapılmalıdır. Bireysel sağlığı koruyan en önemli aktivitelerden biri egzersiz yapmaktır. Egzersiz sırasında salgılanan endorfin hormonu, stresin azalmasını ve kendinizi mutlu hissetmenizi sağlar. Bu nedenle haftada 3-4 gün, en az 30 dakika egzersiz yapın.

Alkol kullanımı sınırlanmalıdır; eşlik eden karaciğer hastalığı olan bireyler hiç alkol almamalıdır. Alkol hem yağlı karaciğer hastalığına, hem alkolik hepatit ve siroza yol açabilmektedir.

Doktor önerisi olmadan ‘’gelişigüzel’’ ilaç kullanılmamalıdır. Pek çok ilaç veya bitkisel ürünün karaciğer için zararlı etkileri olabilmektedir. Hangi ilaç veya ürünün karaciğer hasarına sebep olabileceğini önceden mutlak biçimde tahmin etmek her zaman mümkün olmamaktadır. Özellikle bazı grup antibiyotik ve ağrı kesici ilaçlar, aktarlarda satılan bitkisel ürünler ve mantar zehirlenmesi; karaciğerde hasara yol açabilmekte ve karaciğer yetersizliği tablosuna sebep olarak acilen karaciğer nakli yapılamazsa, ölüme yol açabilmektedirler.

Leyditurk.com