Kilolu her çocuk obez değildir !

Kilolu her çocuk obez değildir !

Obezite, çocukluk dönemindeki önemli sağlık sorunlarından biri...

Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Vakfı’na bağlı Academic Hospital doktorlarından Çocuk Gastroenterolojisi Uzmanı Prof. Dr. Deniz Ertem, son yıllarda beslenme ve aktivite değişiklikleriyle ilgili olarak obezitenin giderek yaygınlaştığını bildirdi. Sağlık Bakanlığı Türkiye Araştırması 2010 raporuna göre Türkiye’de obezite sıklığının yüzde 30,3 olduğunu belirten Ertem, obezite sıklığının erkeklerde yüzde 20,5, kadınlarda da yüzde 41 olduğunu söyledi.

Çocuklarda Obezite Tanısı Boy Kilo Eğrisine Göre Konur

Dünya Sağlık Örgütü'ne göre obezitenin sağlığı bozacak miktarda vücutta aşırı yağ birikmesi olarak tanımlandığına değinen Prof. Dr. Ertem, çocuklarda bu tanımın ulusal büyüme eğrileri kullanılarak çocuğun yaşına göre kilosunun yanı sıra boyuna göre kilo ölçümünün de göz önünde bulundurularak yapılması gerektiğini vurguladı.

Türkiye’deki fazla kilolu çocuk oranının 5 yaş altında yüzde 17,9, 6 yaş üstünde de yüzde 14,3 olduğunu belirten Ertem, çocuğun yaşına ve boyuna göre olması gereken ideal kilonun üzerinde olması durumunda obeziteden söz edilebileceğini söyledi.

“Çocuğun kilosu, boyunun yüzde yüz onunun (85 persentilin) üzerindeyse kilolu, yüzde yüz yirminin (95 persentilin) üzerindeyse obez kabul ediyoruz.” diyen Deniz Ertem, Türkiye’de obezite sıklığının 0-5 yaş arası çocuklarda yüzde 8,5, 6-18 yaş arasında yüzde 8,2 olduğunu ve erkek çocuklarda kızlara göre daha fazla oranda görüldüğünü açıkladı.

En Önemli Neden, Harcanan Enerjiden Daha Fazla Enerji Alınması

Çocukluk ve ergenlik döneminde görülen obezitenin pek çok nedene bağlı olduğunu vurgulayan Ertem, bu nedenleri şu şekilde sıraladı:

Beslenme alışkanlıkları: Yüzde 95 oranıyla en önemli neden beslenme yanlışlıklarıdır. Obez çocuk her zaman yaşıtlarına göre daha fazla yiyen çocuk değil, tüketemeyeceği kadar enerji alıp az enerji harcayan çocuktur. Düşük enerji tüketimi, yüksek kalori içeren yiyeceklerin aşırı tüketimi, aç olmadığı halde yemek, televizyon karşısında veya ders çalışırken atıştırmak kilo alımı için önemli bir risk faktörüdür. Beslenmede öğün sayısı ve alınan besin maddelerinin içeriği de son derece önemlidir.

Genetik: Fazla kilolu ve obez ailelerin çocukları da obezite için yüksek risk grubunda yer alıyor. Anne ve babanın her ikisi birden şişman ise çocuklarında obezite görülme ihtimali artıyor.

Hormonsal faktörler: Tiroid bezi ve böbrek üstü bezi hastalıkları ile özellikle adolesan çocuklarda görülen polikistik over sendromu gibi bazı hormonsal nedenler obeziteye sebep olabilir. Çocukluk döneminde görülen obezite, erişkin dönemde kardiyak hastalıklar için riski belirgin derecede artırmaktadır.

Fiziksel aktivite: Düzenli aktivite yoksunluğu, hareketsiz yaşam tarzı, çok fazla televizyon seyretme, bilgisayar kullanımı vb.

Çevresel faktörler: Özellikle enerji tüketimi açısından önemlidir. Kentlerde yaşayan çocuklarda fiziksel aktivitenin kısıtlanması genel bir sorundur. Çocuğun aktivitesi kısıtlanırken, önüne sınırsız olarak tüketebileceği yiyecekler sunulmaktadır. Bu iki önemli koşul birleştiğinde de obezite riski artmaktadır.

Bazı ilaçlar: Uzun süre kullanılan kortizon ya da antidepresan türü ilaçlar aşırı kilo alımına neden olabilmektedir.

Obezite Bir Çok Hastalığa Karşı Riski Arttırıyor

Çocuk Gastroenterolojisi Uzmanı Prof. Dr. Deniz Ertem, vücuttaki yağ oranının artışına bağlı olarak çocukta ciddi bazı sağlık sorunları görülebileceğini belirtti.

Ertem, bu sorunları; kilonun artmasıyla birlikte insülin direncinin gelişmesi, diyabet, hipertansiyon, kan yağlarında yükselme, reflü, kalp-damar hastalıkları, safra kesesi hastalıkları, ortopedik rahatsızlıklar, psikososyal bozukluklar ve karaciğer yağlanması olarak sıraladı. Çocuğun kilosunun zamanında kontrol edilmemesi durumunda, karaciğer yağlanmasının karaciğer iltihabına yol açabileceğini belirten Ertem, bu tablonun da siroza ya da morbid obeziteye kadar gidebileceğini vurguladı. Ertem, çocuklarda yağlı karaciğer hastalığının görülme sıklığının da yüzde 2,5-3,2 arasında olduğunu söyledi.

Obezite Tedavisinde Davranış Değişikliği Tüm Aile İçin Gerekli

Prof. Dr. Deniz Ertem, obezitenin en önemli nedeninin harcanan kaloriden daha fazla kalori alınması olduğunu belirterek, obez olmamak için fiziksel aktivitenin arttırılmasının yani alınan kalorinin harcanmasının çok önemli olduğunu söyledi. Obez çocukların ailelerinde de fiziksel aktivitenin, enerji tüketiminin az olduğunu ifade eden Ertem, bu nedenle fizik aktivitenin tüm aile bireyleri tarafından arttırılmasının önemine dikkat çekti.

Obez bir çocuğun tedavisinin planlanmasında beslenmenin düzenlenmesi, aktivitenin artırılması, ailesel ve çevresel şartların düzeltilmesi ve davranış değişikliğinin gerekli olduğunu belirten Ertem, bu önlemlerin tüm aile bireyleri tarafından sağlıklı bir yaşam için uygulanmasının çocuğun uyumunu kolaylaştıracağını bildirdi. Tedavide öncelikle çocuğun haftalık yemek listesinin incelendiğini ve aldığı kalorinin hesaplandığını ifade eden Dr. Ertem, bu kalorinin yavaş yavaş azaltılarak ideal kaloriye inileceğini söyledi.

Sağlıklı Beslenme ve Spor Aktivitesi Bir Yaşam Şekli Haline Gelmeli

Obezitenin mutlaka kontrol ve tedavi edilmesi gereken bir hastalık olduğunu belirten Prof. Dr. Deniz Ertem, obezite tedavisinde dikkat edilmesi gereken noktalar hakkında da şu bilgileri verdi:

Obezite tedavisinin en önemli parçalarından biri, anne babaların bilinçli olmaları ve duyarlı bir yaklaşım benimsemeleridir. “Çocuğum zayıf” diyen ebeveyn sayısı “Çocuğum kilolu” diyen ebeveyne göre çok daha fazla... Anne babalar öncelikle çocuğun durumunu kabullenmeli ve doktorla işbirliği yapmalıdır.

Çocukların ihtiyaçları konusunda uzmanlaşmış bir diyetisyene danışmak obezite tedavisinin değerli bir parçasıdır. Tedavi sürecinde sağlıklı bir gelişim için beslenme uzmanları uygun besinler önerecektir.

Kahvaltının ve diğer yemeklerin içeriği düzenlenmeli, televizyon karşısında yemek yenmemeli, yemekler masa başında tüm aile bir arada iken yenmelidir. Ailenin beslenme alışkanlıkları da çocuğun beslenmesine göre değiştirilmelidir.

Televizyon ve bilgisayar karşısında geçirilen saatlerin azaltılması, günlük aktivitenin artırılması ve düzenli spor programına başlanması obezite tedavisinde en etkili unsurlardan birisidir. Haftada üç gün, haftaya yayılmış spor aktivitesi düzenli yağ yakımı için çok önemlidir. Spor için çocuğun severek yapacağı bir spor aktivitesi (yüzmek, bisiklete binmek, çeşitli oyunlar oynamak gibi) seçilmelidir. Bu sporları hafta sonları ailecek yapma olanakları yaratılmalıdır.

Diyet programında "fast food" tarzı beslenmeden uzaklaşılmalı, abur cubur denilen yiyecekler kesilmeli, basit şeker ve bol yağ içeren gıdalardan uzak kalınmalıdır.

Sebze öğünleri arttırılmalı, yemekler sağlıklı yağlarla yapılmalıdır. Doymamış ve trans (katı yağlar) yağlardan uzak durulmalıdır.

Çocuğun günlük şeker ihtiyacı 180 gramdır. Çocukların sıkça tükettiği hazır içecekler şeker deposudur, bu nedenle şekerli ve gazlı içeceklerin tüketimi azaltılmalıdır.

Katkı ve koruyucu madde içeren işlenmiş (salam, sucuk, sosis gibi) besinler eve alınmamalıdır.
Ekmek tercihi beyaz ekmek yerine işlenmemiş tam tahıl içeren ekmek olmalıdır.

Akşam sekizden sonra yemek yenmemeli, yatma saatinden en az iki saat öncesine kadar yemek işi bitmelidir.

Çocukların acıktıklarında ara öğün olarak tüketebilecekleri sağlıklı atıştırmalıkları  (yarım elma, bir dilim karpuz, bir miktar badem, fındık ve ceviz gibi) çantalarında bulundurulmalıdır.

Yemek, çocuğa karşı bir ödül ya da cezalandırma yöntemi olarak kullanılmamalıdır.

Yaşam stili değişmeden obezite tedavisi olmaz. Bu nedenle sağlıklı beslenme ve spor aktivitesi bir yaşam şekli haline gelmelidir.