Lenfoma'da erken tanı hayat kuratıyor

Lenfoma'da erken tanı hayat kuratıyor

Lenfoma (lenf kanseri), erken tanı ve yeni nesil ilaçlar ile artık tedavisi mümkün bir hastalık.

Lenfoma hakkında farkındalık yaratmak ve kamuoyunu bilinçlendirmek adına her yıl 15 Eylül günü tüm dünyada “Dünya Lenfoma Bilinçlendirme Günü” kapsamında çeşitli etkinlikler gerçekleştiriliyor. Dünya Lenfoma Bilinçlendirme Günü dolayısıyla bir mesaj yayınlayan Araştırmacı İlaç Firmaları Derneği (AİFD), “Dünyada her gün ortalama 1000 kişiye lenfoma teşhisi konuluyor. Geç kalındığı takdirde 6 ay içinde ölümcül hale gelebilen Lenfomanın, farkındalık, erken tanı veyeni ilaçlar sayesinde tedavisi artık mümkün” dedi. Teknolojik gelişme ve tıp alanındaki ilerlemeler sayesinde birçok hastalığın teşhis ve tedavisinde yeni bir döneme girildiğinin vurgulandığı açıklamada, son dönemde hedefli, kişiye özel tedaviler, yeni, yenilikçi ve akıllı ilaçlar ile Lenfomanın tedavisinde çığır açan gelişmeler görüldüğü belirtildi.

Kanser, pek çok çeşidi ile tüm dünyada yüzyılın en korkutucu hastalığı haline gelirken, bazı türlerinin erken teşhis ile tedavisi mümkün hale gelmesi ise hastalar için moral kaynağı oluyor. Bir tür kan kanseri çeşidi olan lenf kanseri, diğer adıyla Lenfoma da erken teşhis konulduğunda tamamen tedavi edilebilen bir hastalık. Ancak, Lenfoma konusundaki farkındalık ve bilincin yüksek olmaması, hastalığın çoğunlukla teşhis edilememesine veya geç teşhis edilmesine neden oluyor.

2004 yılından bu yana Dünya Lenfoma Bilinçlendirme Günü olarak kabul edilen 15 Eylül’de sağlık alanının tüm paydaşları kamuoyunu bilinçlendirme faaliyetleri yürütüyor. Bu doğrultuda, Dünya Lenfoma Bilinçlendirme Günü dolayısıyla bir mesaj yayınlayan Araştırmacı İlaç Firmaları Derneği (AİFD) hastalığa dikkat çekerken, tedavisinin de artık mümkün olduğunu belirti. AİFD Genel Sekreteri Dr. Ümit Dereli konu ile ilgili olarak yaptığı açıklamada, “Dünyada her yıl 360 binden fazla insan Lenfomaya yakalanıyor. Her gün ortalama 1000 kişiye Lenfoma teşhisi konuyor. Erken teşhis ile tedavisi mümkün bir hastalık olduğu halde geç kalınırsa 6 ay içinde ölümcül hale gelebiliyor. Bu nedenle hastalığın kamuoyunda tanınması ve bilinirliğinin artması çok önemli. Yapılan araştırmalar ise, dünya genelinde bu konuda almamız gereken daha çok yol olduğunu gösteriyor.” dedi.

Lenfomanın kür şansı olan, yani tedavi sonrası tekrarlamayacak kanserlerden biri olduğuna dikkat çeken AİFD Genel Sekreteri Dr. Dereli, “Lenfoma, lenf sisteminden kaynaklanan kanserlerin ortak adıdır. Lenfoma çok çeşitli alt tiplerden oluşan, farklı davranış özellikleri gösterebilen bir hastalık grubudur. Ancak Lenfoma bugün tedavi edilebilir bir hastalıktır. Doğru tanı ve güncel tedavi uygulamaları ile aktif, sağlıklı ve uzun süreli yaşam şansı mevcuttur” dedi.

Bilim ve teknolojide son yıllarda gerçekleşen devrimsel ilerlemeler sayesinde, artık birçok hastalığın teşhis ve tedavisinde yeni bir döneme girildiğini ifade eden Dr. Dereli, kök hücre araştırmaları, genetik çalışmalar, yeni, yenilikçi ve akıllı ilaçlar sayesinde kişiye özel tedavi seçeneklerinin gündemde olduğunu, Lenfoma tedavisinin artık hastanın hayattan kopmadan, yaşamına aktif bir şekilde devam ederken yapılabildiğine dikkat çekti. Sadece Lenfoma tedavisinde değil, tüm kanser tiplerinin tedavisinde umut veren gelişmeler olduğunu kaydeden Dr. Ümit Dereli “Tedavi, farkındalık ve bilinç ile başlar. Bilimsel ilerleme, artık birçok hastalığın tedavisini mümkün kılmakta. Hastalar yalnız ve umutsuz olmadıklarını bilmeli” dedi.

Lenfomanın, hem çocuklarda hem de erişkinlerde görülebildiğini belirten Dr. Dereli “Bağışıklık sistemini zayıflatan durumlar, bazı kimyasal maddelere maruz kalınması, belirli bazı virüslerden kaynaklanan hastalıklar Lenfomaya yol açabilen risk faktörleri arasında yer almaktadır. Genetik, immünsupresyon, çevresel faktörler, infeksiyöz ajanlar (Virüs ve bakteriler), kimyasal ve fiziksel ajanlar, radyasyon, kollajen doku hastalıkları, bağışıklık sistemi bozulması ve bağışıklık sistemi hastalıkları Lenfoma gelişme riskini artırmaktadır.” dedi. Lenfomanın görülme sıklığının tüm dünyada son yıllarda artış gösterdiğini dile getiren Dr. Dereli, “Lenfomaya, son yıllarda düzenli ve istikrarlı olarak daha fazla rastlıyoruz. Sadece ABD\'de 2014 yılında 80 bin yeni Lenfoma vakası bildirilmiştir. Aynı yıl yine sadece ABD\'de Lenfoma tedavisi için 13.5 milyar dolar harcandığı tahmin ediliyor. Özellikle ortalama yaşam süresinin artması ve yaşlı nüfusun önümüzdeki yıllardaki durumu düşünüldüğünde, Türkiye\'de de Lenfomanın artacağı öngörülmektedir.” dedi.

Tüm kanser tedavilerinde olduğu gibi, Lenfoma tedavisinde de moral ve psikolojik desteğin önemine dikkat çeken Dr. Dereli, hastaların tıbbi bir zorunluluk olmadıkça kendilerini aktif yaşamdan ve toplumdan soyutlamamaları gerektiğini ifade etti. Lenfoma hastalarının hayata sıkı sıkıya bağlı kalmaya çalışmalarının, aile ve sosyal çevreleri ile daha sıcak ilişkiler içinde bulunmalarının hastalık ile mücadelede çok önemli avantaj sağladığının artık bilindiğini belirten Dr. Dereli “Lenfoma hakkında konuşmalıyız. Hastalıklar hakkında konuşmalıyız. Hiç kimse yalnız ve umutsuz kalmamalı. Günümüzün sağlık sorunlarının üstünden, ancak elbirliğiyle gelebiliriz.” dedi.

Yenilikçi ilaç ve tedaviler ile bazı Lenfoma türlerinde %95’e kadar başarı sağlandığını vurgulayan Dr. Dereli açıklamasında ayrıca “Lenfoma tedavisinde dünyadaki çalışmaların amacı Lenfomanın şeker, tansiyon vb. kontrol edilebilen, kronik bir hastalık haline gelmesidir. Lenfoma tedavisinde artık hastalar evde, işyerinde, aktif yaşamdan kopmadan, ağız yoluyla alınabilen ilaçlarla yüksek başarı oranları ile tedavi oluyor.” ifadelerini kullandı.

Kanserli hücrenin özelliklerine göre üretilen yeni ilaçların büyük gelecek vadettiğini,dünya çapında yapılan araştırmalarda yenilikçi ilaçlar sayesinde hastaların yaşam süresinin uzadığının tespit edildiğini ve Dünya Sağlık Örgütü’nün de mevcut yenilikçi ilaçların tedavide kullanılmasını teşvik ettiğini belirten AİFD Genel Sekreteri Dr. Ümit Dereli, “Lenfoma hastalarının tedavisinde gelinen noktada maliyetten ziyade, hastaların ölümcül aşamalara gelme korkusu olmadan, aktif, daha kaliteli ve uzun bir yaşam umutlarına odaklanmak önemli.” dedi.

Leyditurk.com