Sezaryende dünya üçüncüsüyüz

Sezaryende dünya üçüncüsüyüz

Türkiye'de doktorlar gereksiz yere sezaryenle doğum yaptırıyor.

Normal Doğumun yararını öven övene, herkes karşı ama sezaryende dünya üçüncüsüyüz.

Genel olarak normal doğumdan yana olunmasına rağmen Türkiye'de neredeyse tüm doğumların yarısı sezaryenle gerçekleşiyor.İstanbul Üniversitesi (İÜ) Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Faruk Buyru, herkesin normal doğum istediğini ama Türkiye'nin sezaryende dünya üçüncüsü olduğunu belirterek, ''Son 6 ayda sezaryen oranları yüzde 1-2 oranında arttı'' dedi.

TÜM UYARILARA RAĞMEN SEZARYEN ARTIYOR

Aynı zamanda Türk Jinekoloji ve Obstetrik Derneği İstanbul Şube Başkanı olan Buyru, AA muhabirine yaptığı açıklamada, genel olarak normal doğumdan yana olunmasına rağmen Türkiye'de neredeyse tüm doğumların yarısının sezaryenle gerçekleştiğine dikkati çekti.Sezaryen oranının yüzde 46 olduğuna, son 6 ayda da bu rakamın yüzde 48'e kadar çıktığına işaret eden Buyru, normal doğuma niyet edilse dahi, bazı sebepler yüzünden doğumun büyük oranda sezaryenle gerçekleştiğini dile getirdi.

Buyru, geçen yıl Sezaryen Yasası'nın yürürlüğe girdiğini ve yasaya göre tıbbi zorunluluk bulunması halinde doğumun sezaryenle yapılması gerektiğini belirterek, şunları kaydetti: ''Yasada ayrıca gerekli tedbirlerin alınmasına rağmen anne veya bebekte meydana gelebilecek istenmeyen sonuçlardan dolayı hekimin sorumlu tutulamayacağı yer alıyor.

Sezaryen Türkiye'de uzun yıllar yüzde 15 oranında seyretti. Bu oran, anne-bebek ölüm oranlarını düşürmeye yönelik çalışmalardan sonra bir miktar arttı. 2003'te ülkemizde tüm doğumların yüzde 21'i sezaryenle gerçekleşirken, bu rakam 2010'da yüzde 46'ya çıkmıştır. Bu oranın artmasında nüfusun yaşlanması, giderek daha az sayıda çocuk istenmesi, planlı ve ağrısız doğum yapma isteği, gebelikte iyi beslenme ve vitamin kullanımına bağlı daha iri bebeklerin dünyaya gelmesi, doğum korkusu gibi etkenler var.

Hekimlerin de gerek doğum sonrası ortaya çıkan problemler nedeniyle yüksek tazminat davalarına maruz kalmaları, gerekse zamanını kendi ayarladıkları biçimde doğum yaptırma istemlerinin de bu artışta payı var. 'Nasıl olsa 1 veya 2 çocuk doğuracağım, onu da hiçbir şekilde riske atmak istemiyorum' diye düşünen anne adayları, planladıkları günde sezaryenle doğumu tercih edebilmektedir. 'Ağrım başladığında doktoruma ulaşamam' korkusu, 'trafikte kalır mıyım?' endişesi her gebenin kafasında soru işareti yaratmaktadır. Bazı gebelerin saatlerce ağrı çektikten sonra doğuramayıp, sezaryene gitmeleri az da olsa ihtimal dahilindedir. Bütün bunlar sezaryenin giderek daha fazla yapılması ile sonuçlanmaktadır.''

NORMAL DOĞUM İÇİN TEŞVİK ŞART!

Prof. Dr. Faruk Buyru, sezaryen oranının sosyo-ekonomik açıdan gelişmiş olan kesimde daha yüksek olduğunu da belirterek, ''Bunun nedeni de bu kesimin daha geç ve daha az doğum yapması. Kırsal kesimde anne isteği veya annenin doğum korkusu nedeniyle sezaryen yapılmıyor. Ancak tıbbi bir gerekçe olursa sezaryene başvuruluyor. Daha geç ve zor gebe kalmak, tüp bebek gibi tedavilerle oluşan gebelikler, daha konforlu doğum isteği sezaryen artışına neden oluyor. Bir de sezaryenle doğum sayısının sınırlı olduğuna ilişkin yanlış bir inanış var. Aslında 4'e kadar sezaryenle doğum mümkün'' ifadelerini kullandı.

Normal doğuma her şeyin yolunda gittiği durumlarda başvurulması gerektiğini ifade eden Buyru, şunları kaydetti:

''Ancak makat gelişi, annenin çatısının dar olması, iri bebek, bebeğin eşinin önde gelmesi, annenin hipertansiyon, şeker hastalığı bulunması, bebeğin suyunun azalması, günü geçtiği halde doğmamış olması sezaryen gerektiren tıbbi durumlar. Tüm bunlar dikkate alındığında yüzde 25'lik bir oran olduğu ortaya çıkıyor. Normal doğum sonrasında, doğum yapan kadının ayağa kalkması daha kolaydır. Normal doğumda anne, bebeğiyle daha iyi ilgilenebiliyor. Aslında ülkemizde sezaryen oranlarının yüksek olduğu ve bunun aşağıya çekilmesi gerektiği konusunda herkes hemfikir. Ancak bunu yasal düzenlemeler veya zorlamalarla yapmak mümkün değildir. Teşvik etmek amacıyla örneğin normal doğum yapanlara daha fazla izin veya ikramiye verilebilir. Kamuda normal doğumun performans puanı artırılarak hekimler teşvik edilebilir. Tazminat davalarına sınır getirilebilir. Ebelerin riskli olmayan gebelere doğum yaptırması teşvik edilebilir.''