Uzmanlardan meme kanseri uyarısı

Uzmanlardan meme kanseri uyarısı

Her 10 kadından birinde görülen meme kanseri en sık görülen kanser türlerinden biri.

Op.Dr.Uğur Gül, Türkiye'de her 10 kadından birini etkileyen meme kanserinin en sık görülen kanser türü olduğunu söyledi.

Özel Çorlu Reyap Hastanesi Genel Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Uğur Gül, Türkiye'de her 10 kadından birini etkileyen meme kanserinin, kadın kanseri arasında en sık görülen kanser türü olduğunu söyledi. Gül, meme kanserinin erken tanı ile tamamen tedavi edilebileceğini belirtti.

"Meme kanserinin görülme oranı, yaşla birlikte artmaktadır" diyen Op. Dr. Uğur Gül, "Bu nedenle 40 yaş sonrası kadınların düzenli meme muayenesi ve mamografi yaptırmaları çok önemlidir. Erken tanısı konmuş meme kanseri tamamen tedavi edilebilen bir hastalıktır. Kadınların her ay kendi kendilerine yapacağı kontrol, meme kanserinin erken teşhisine imkan tanımaktadır" dedi.

Meme dokusunu oluşturan süt yapan hücreler veya süt kanallarını oluşturan hücrelerin, amaçsız ve kontrolsüz olarak çoğalmasının meme kanseri olarak tanımlandığını dile getiren Gül, "Hücrelerin çoğalması ve büyümesi için uzun zaman geçmesi gerekir. Çoğalan hücreler lenf ve kan yoluyla vücudun diğer organlarına yayılabilir. Amaç, meme kanserinin kan ve lenf yoluyla yayılmadan önce meme içinden küçük bir kitle iken tanı konmasıdır. Bu aşamada tanı konan hastalarda tedavi tamamen mümkündür" diye konuştu.

Meme kanserinin nedeninin henüz tam olarak bilinmediğini ancak meme kanseri için risk olacak bazı faktörleri bulunduğunu belirten Op. Dr. Uğur Gül, "Anne ve kız kardeş gibi birinci derece akrabasında meme kanseri olanlar, hiç doğum yapmamış olanlar, hiç emzirmemiş olanlar, 30 yaşından sonra ilk doğumunu yapmış olanlar, 50 yaşın üzerinde olanlar, ilk adetini 12 yaşından önce olanlar, 50 yaşın üstünde geç menopoz olanlar, şişman ve aşırı alkol kullanan kadınlar, kanserin daha önce bir memede görülmesi, meme kanseri geni (BRCA) taşıyanlar ve ilk doğum öncesi uzun süre doğum kontrol hapı kullananlar bu faktörler arasında sayılabilir" şeklinde konuştu.

Gül, meme kanserinde erken tanı için neler yapılması gerektiğini anlatarak, "Memesinden hiçbir şikayeti veya kitlesi olmayan kadınlarda olası bir meme kanserini erken dönemde tanı koymak için kullanılan yöntemler, tarama yöntemleri olarak adlandırılmaktadır. Bu genellikle 40 yaşından sonra başlamalıdır. Ancak kadınların 30 yaşından itibaren bilinçlenip aylık kendi kendine meme muayenesi ile ve gerektiğinde ultrasonografi ile memelerini kontrol etmeleri uygun olacaktır. Tarama yöntemleri 3 şekilde yapılmaktadır. Birincisi, yıllık mamografi ve ultrasonografi, ikincisi her ay kendi kendini muayene etmesi, üçüncüsü ise yıllık doktor muayenesidir. 40 yaşından sonra yılda bir kez memesinde hiçbir şikayeti olmayan kadınların doktora başvurarak muayene olması gerekmektedir. Meme ile ilgili şikayetleri olanlarda muayene daha erken yaşlarda rutin olarak yapılabilir. 40 yaş altı mamografi yerine ultrasonografi daha uygundur" dedi.

Memede kitle saptandığında neler yapılması gerektiğini de belirten Op. Dr. Uğur Gül, "Doktor muayenesini takiben memedeki kitlenin ne olduğunu anlamak için mamografi, utrasonografi, biyopsi işlemleri yapılar. Memede ele gelen kitlelerin yüzde 90'ı kanser değildir. Genç yaşlarda fibroadenom veya kist denen kanser olmayan kitleler çok görülür. Orta ve ileri yaşlarda fibrokistik değişiklikler ele kitle olarak gelebilir. Kitlelerin ağrılı veya ağrısız olması bunun kanser olduğu anlamına gelmez. Ancak meme de ele gelen farklı bir yapı veya kitlenin ne olduğunun mutlaka aydınlatılması gerekmektedir. Ağrısız olması bunun önemli olmadığını göstermez. Meme de kitle fark edildiğinde mutlaka doktora başvurmak gerekir" diye konuştu. Özel Çorlu Reyap Hastanesi Genel Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Uğur Gül, şöyle devam etti:

"Meme kanserinin tedavisi birçok tedavi yöntemlerinin birlikte kullanılması ile mümkün olmaktadır. Cerrahi müdahalelerin yanı sıra ilaçla tedavi (kemoterapi), ışınla tedavi

(radyoterapi) ve hormonoterapi uygulanır. Cerrahi müdahalede meme kanserinde uzun yıllar memenin ve koltuk altındaki lenf bezlerinin çıkarılması olan Modifiye radikal mastektomi ameliyatı yapılmıştır. Ancak son yıllarda erken dönemde tanı konulması sayesinde, memenin tümü alınmadan sadece tümör etrafındaki doku ile birlikte çıkarılması ve koltuk altındaki lenf bezlerinin temizlenmesi mümkün olmaktadır. çıkarılmakta, koltuk altının tamamı çıkarılmamaktadır.

Kemoterapide vücuda yayılan bazı tümör hücrelerinin yok edilmesi için birkaç ilaç birleştirilerek 3 haftada bir uygulanan işlemdir. Bu bazen 4 kür, bazen 6 kür olarak planlanır. Radyoterapi, memenin alınması durumunda ameliyat bölgesine veya memenin alınmadan yapılan ameliyatlarda memenin diğer bölgelerini korumak için yapılan ışın tedavisidir. Hormonoterapi ise, tümör hücrelerindeki östrojen ve progesteron reseptör varlığında bu hücrelere östrojen hormonunun etkisini azaltmak için 5 yıl süreli ilaç uygulanmaktadır. Çok ender durumlarda hastanın yumurtalıklarının alınması veya yumurtalık fonksiyonlarını durduran ilaçlar da tedavi için kullanılmaktadır."

Meme kanserinden korunmak için yapılması gerekenleri de sıralayan Op. Dr. Gül, "Özellikle A ve C vitamininden zengin taze meyve ve sebze tüketimi, hayvansal yağlardan uzak durarak daha çok posalı gıdalarla beslenme, tütsülenmiş tuzlu ve konserve yiyecekler tüketmeme, sigaradan uzak durma, fazla kilo almama ve alkollü içki kullanmamayla meme kanserinden korunmak mümkün olabilmektedir" dedi.