Veremden korunmak için bağışıklık sisteminizi güçlendirin

Veremden korunmak için bağışıklık sisteminizi güçlendirin

Verem yani türberküloz hastalığı, doğru zamanda müdahale edilmediği takdirde ölümcül olabiliyor.

Vücut direncinin düştüğü zamanları seçen tüberkülozdan korunmak için birtakım önlemlerin alınması gerekiyor. Memorial Ankara Hastanesi Göğüs Hastalıkları Bölümü’nden Prof. Dr. Metin Özkan, “24 Mart Dünya Tüberküloz Günü” öncesinde, verem hastalığı ve tedavi yöntemleri hakkında bilgi verdi.

Her 3 kişiden 1’i hayatının bir döneminde veremle karşılaşıyor

Verem, nefes yolu ile bulaşan bir mikrobun neden olduğu bir hastalıktır. Genetik bir hastalık değildir ve bulaşması solunum yoluyla olur. Hastaların öksürmesi, hapşırması veya konuşması sırasında havaya karışan mikroplar bir süre havada asılı kalır ve solunum yolu ile mikrop alınır. Mikrobu alan kişi enfekte olur, ama mutlaka hastalanması gerekmez. Alınan mikrop vücutta bazı bölgelerde vücudun savunma hücreleri tarafından hapsedilir ancak ölmeden kalır ve vücut direncinin düşmesi durumunda hastalığa neden olur. Bu şekilde enfekte olan kişilerin %5-10’u aktif olarak hasta olurlar. İlk 2 yıl en riskli dönemdir. Özellikle HIV pozitif kişilerde, şeker hastalığı olanlarda, beslenme yetersizliği ve vücut savunmasını baskılayan kortizon gibi ilaçları kullananlarda uyuyan mikropların hastalık yapma riski daha yüksektir. Dünya nüfusunun üçte biri enfekte kabul edilir.

Şüpheli durumlarda mutlaka göğüs hastalıkları uzmanına başvurun

Hastalığın tanısı genellikle akciğer filmi ve balgam tahlili ile konur. Akciğer tüberkülozlu hastanın filminde çoğunlukla tanı koydurucu belirtiler vardır ama asıl tanı balgamda verem mikrobunun mikroskop altında görülmesi veya özel ortamlarda bu mikrobun üretilmesi ile konur. Mikrobun üremesi 4-6 hafta zaman alabilir ancak mikrobun mikroskopla görülmesi hemen yapılabilir. Günümüzde tanı için hızlı kan tetkikleri de yapılabilmektedir.

İlaçlar düzenli kullanılmalı

Tüberküloz tedavisinde günümüzde en az 4 ilaç kullanılmaktadır. İki ay sonra iki ilaç kesilip diğer iki ilaçla 4 ay daha devam edilir. İlaçların düzenli kullanılmaması ve ara ara kullanılması tedavi süresinin uzamasına neden olur. Tedavide dikkat edilmesi gereken noktalar:

1- İlaçların tamamı mümkünse sabah aç olarak alınmalıdır

2- İlaçlar kullanılırken bulantı, kusma, ciltte sarılık gibi belirtiler olursa mutlaka hekime başvurmalıdır. Bu ilaçların çoğu karaciğeri etkileyebilir. İlaçlara birkaç gün ara verip karaciğer enzimleri düştükten sonra tekrar devam edilebilir. Buna sadece doktorlar karar verebilir.

3- İlaçların tamamı alınmalı ve belirtilen süre kadar kullanılmalıdır. Aksi takdirde direnç gelişebilir ve bu durumda hastalık yıllarca devam edebilir.

4- İlaçlardan biri idrar ve diğer vücut sıvılarını kırmızıya/turuncuya boyarsa, panik yapılmamalıdır

5- Tedavi için özel beslenme, özel mekan ve mutlak istirahat gibi uygulamalara gerek yoktur.

Erken tanı ve tedavi sayesinde bulaştırıcılık ortadan kalkıyor

Veremden en etkili korunma tüberküloz hastalarına erken tanı konulup tedavi edilmesi ile sağlanır. Genellikle tedaviye başlandıktan 2-3 gün sonra mikrop sayısı hızla azalır ve 2-3 haftada bulaştırıcılık ortadan kalkar. Doğumdan sonraki 1 ay içinde yapılan BCG verem aşısı erişkinlerdeki hastalığı önlemekten çok özellikle çocuklarda daha çok görülen ve ölümcül olan kanla yayılıp tüm organları tutan yaygın tüberküloz (miliyer tüberküloz) ve menenjit tüberkülozdan korumada etkilidir.

Veremden korkmayın

Sağlıklı yaşam, düzenli egzersiz ve stresten uzak durmak veremden korunmada son derece önemlidir. Bağışıklık sistemi mümkün olduğunda güçlendirilmelidir. Hasta ile aynı evde yaşayanlara verem mikrobunun bulaşma olasılığı yüksektir. Çünkü aynı havayı en uzun süre paylaşmaktadırlar. Hastalık yayıldıkça ve ilerledikçe tedavi edilse bile akciğerde kalıcı hasara neden olabilir. Oysa erken tedavi ile hiçbir iz kalmadan tedavi edilebilir. Günümüzde ilaçla tamamen iyileşebilen veremden korkmaya gerek yoktur.