Yapacağın işler aklından uçup gitmesin

Yapacağın işler aklından uçup gitmesin

Kıyafetlerini kuru temizleyiciye bırakmayı, otomobil anahtarını nereye koyduğunu ya da o sabah deodorant sürüp sürmediğini bile unutabilirsin.

Hafıza kaybı mı yaşıyorsun? Bu son derece fena bir his. Bir zamanlar benim de hafızam paçuli kokusundan daha keskindi, ta ki doğum yapana kadar! Daha geçen seneye kadar hafızamın güçten düşmesini doğum yapmama bağlıyordum. Daha sonra bir yerde kadınların doğum sonrasında daha etkin bir hafıza kabiliyetine sahip olduklarını okudum. Richmond Üniversitesi’nde gerçekleştirilen bir araştırmaya göre, iletişim kurmanı sağlayan beyin hücreleri, hamilelik esnasında ve doğum sonrasında daha mükemmel işliyormuş çünkü beynin hipokampus bölgesine giden sinirler kendini yeniliyormuş. Bana kalırsa bu teori çok saçma! İşte ben de bu yüzden Jeopardy şampiyonu Ken Jennings gibi hafızası kuvvetli kişilerin taktiklerini öğrendim ve her birini bizzat kendim denedim.

Taktik: İlgini çeken detaylara konsantre ol

Babam bir beyin cerrahı olduğu için, tüm hayatım boyunca amigdala, hipokampus, serebellum gibi terimleri duymak zorunda kaldım. Tabii ki şu anda bunların hiçbirini hatırlamıyorum. Geçen hafta babam bir seminere katılmamı rica edince, dinlediğim bilgilerin hiç olmazsa ufak bir kısmını hatırlamaya çalıştım. Nörolojiyi o kadar sıkıcı buluyorum ki, sanırım hiçbir şey hatırlamıyorum. Belli ki bu konu ilgimi çekmiyor.

Ken Jennings, insan beyninin sıkıcı bulduğu bilgileri öğrenmek istemediğini belirtiyor: “Baleden hoşlanmayan insanları bu konuda bir seminere davet edersen, tabii ki sıkılacaklardır. Onlara 1913’te Stravinsky’nin ‘The Rite of Spring’ gösterisinde olanlardan bahset! Müzik ve koreografi o kadar modernmiş ki, bütün seyirciler ayağa kalkmış.” Ya da ilgi çekmek için verdiğin bilgileri günlük hayata adapte etmeye çalışabilirsin.

Anlaşıldı! Mesela seminer esnasında babam, kafeinin nörolojik etkilerinden bahsederken pür dikkat dinliyordum. En iyi yazıları kahve eşliğinde yazdığım bir gerçek. Tıp araştırmaları da bu kanıyı doğruluyor. Günde içtiğim iki fincan kahvenin beynimi ve hafızamı kuvvetlendirdiğini düşünüyorum. Birkaç gün sonra hipofiz bezleri ve adenozin üretimi hakkında her şeyi unutuvermiştim. Sadece kafein hakkında konuştuklarını harfiyen hatırlıyordum. Beyin ve kan damarlarının, mis gibi kokan Kolombiya kahvesi sayesinde nasıl canlandığını dinlemek oldukça enteresandı.

Taktik: Yüksek sesle tekrarla

Evde neyi nereye yerleştirdiğimi hatırlamakta kimi zaman zorluk çekiyorum. iPod’umu haftada en az üç kez kaybedip tekrar buluyorum. The Business of Memory kitabının yazarı, Memory Training Systems Başkanı Frank Felberbaum, beynin dört türlü yeteneği olduğundan bahsediyor: Gözlem, konsantrasyon, görüntüleme ve ilişkilendirme: “Sakladığın bir eşyanın yerini daha sonradan hatırlayabilmek için bu dört yeteneğini de kullanmalısın.” Yani elindeki eşyayı tutarak ona iyice bak ve yüksek sesle onu nereye bıraktığını tekrarla!

Ben de spordan döndükten sonra elimdeki iPod’a uzun uzun baktım ve yüksek sesle şöyle dedim: “Seni mutfak masasının üstündeki mavi çanağın içine bırakıyorum!” Aynı yöntemi sık sık kaybolan cep telefonuma da uyguladım. Aynı Felberbaum’un öngördüğü gibi ertesi sabah mutfağa gittim ve her iki eşyamı da fazla çaba harcamadan buluverdim. Ertesi gün iPod’u odamdaki sehpada bıraktım ve sonra yine efor sarf etmeden buldum. Kendi kendime konuşmanın faydasını kesinlikle gördüm!

Taktik: Oyunu kuralına göre oyna ve kendi kuralını belirle

İsimleri hatırlama konusunda genelde iyiyimdir. Yalnız kayınvalidemin arkadaşlarını hatırlamakta zorlanıyorum. Görüştüğümde tatlı tatlı gülümseyip tanıyormuş gibi yapıyorum ki kimse gücenmesin. Kayınvalidemin 60. doğum gününde ekstra yardıma ihtiyacım olduğuna karar verdim ve Jennings’e başvurdum.

Jennings, bilgi yarışması için hazırlanırken Amerikan başkanlarının görev sırasını ezberlemeye çalışmış ama John Quincy Adams’ın 1824’te göreve başladığını hatırlayamıyormuş. O da Quincy’yi 24 saat setlerde çalışan bir kameraman olarak hayal etmiş. Aradan seneler geçmiş olmasına rağmen Quincy’yi hâlâ hatırlıyor.

Bundan ilham alarak kayınvalidemin partisinde, davetlilerin isimlerini hatırlamak için kendi çapımda bir kelime oyunu oynadım. Mesela Camponella çiftinin bir kampa katılıp salmonella kaynaklı bir gıda zehirlenmesi yaşadığını hayal ettim. Ardından onları daha sonra hatırlamamı sağlayacak birkaç soru sordum. Bay Camponella doktorluk yapıyormuş. Onu kafamda bir kamp bölgesinde salmonella kurbanlarını tedavi ederken hayal ediyorum.

Taktik: Derin derin nefes al!

Bazen yapacak o kadar çok işim oluyor ki, ipin ucunu tamamen kaçırıyorum. Nereden başlayacağımı şaşırdığım için yapılacaklar listemi bir türlü takip edemiyorum. The Memory Prescription kitabının yazarı Gary Small, stresin kortizol hormonunu tetiklediğini ve bunun hafıza kabiliyetini azalttığını söylüyor. Stresli olduğunu hissettiğin anlarda, bir dakikalık stres molası vermelisin. Önce kendini rahat hissedeceğin bir sandalyeye otur, derin bir nefes al ve aldığın nefesin tamamı içinden çıkana dek yavaşça ver. Önce alın kaslarını gevşet, sonra boyun ve omuzlar gibi diğer kas gruplarını da rahatlat. Kaslarını gevşetmeye konsantre olursan, negatif düşünceler kafandan uzaklaşır. Bu sayede beynin de rahatlar.

Bu yönteme ilk başta önyargıyla yaklaştım ama gözlerimi açtıktan sonra, Doktor Small’un söylediği gibi, sanki bir süre kestirmişim gibi rahatladım ve kendimi tazelenmiş hissettim. Günün yapılacaklar listesini hazırlarken hiç zorluk çekmedim ve hayat daha kolay gelmeye başladı. Her şey üstüne üstüne gelmeye başladığında bunu muhakkak dene. Faydasını göreceğinden eminim.

Taktik: Bir işi bitirmeden diğerine başlama

Pekâlâ, itiraf ediyorum: Telefonda konuşmaya çalışırken aynı zamanda bilgisayarda da bir şeyler yapıyorum; çoğunlukla oyun oynuyorum. Hattın diğer ucundaki kişinin bunu bilmesine gerek yok tabii ki! Aynı zamanda birkaç iş birden yürüterek vakit kazanman mümkün ama böylece hiçbir işe tam anlamıyla konsantre olamadığını ve boş yere enerji tükettiğini de fark edersin. Felberbaum, aynı anda beş iş birden yapmaya kalkanların her bir iş için beyin gücünün yüzde 20’sini kullandığını, böylece hiçbir şeyi tamamlayamadığını söylüyor. Eşim geçenlerde bana faturalar hakkında hatırlatma yaparken, bilgisayarımdan uzaklaştım ve sadece konuya konsantre oldum. Sonuçta ne mi oldu? O gece internet üzerinden faturaları ödemeyi unutmadım. Ertesi gün köpeğin mamasının bittiğini söylediğinde, kafamı gazeteden kaldırdım, gözlerinin içine baktım ve köpek mamasını alacağımı tekrar ettim. Siyah Labrador köpeğimiz, o gece bizimle beraber pirzola yemek yerine köpek mamasıyla yetinmek durumunda kaldı. Yapacağın şeyleri unutmamak için bu çok iyi bir yöntem.

Women'sHealth