Kızılay, koronavirüse karşı umut olan projeye başlıyor

Kızılay, koronavirüse karşı umut olan projeye başlıyor
Güncelleme:

Türk Kızılay Genel Başkanı Kerem Kınık, koronavirüs tedavisi için gelecek hafta plazma alımlarına başlayacaklarını belirterek, "İyileşmiş olan vatandaşlarımızı 14 gün geçtikten sonra Kızılayımızın kan merkezlerine bekliyoruz. Biz zaten kendilerine de ulaşacağız" dedi.

Türk Kızılay Genel Başkanı Kınık, Kuzey Marmara Bölge Kan Merkezi laboratuvarında online düzenlediği basın toplantısında konuştu.

Yeni tip koronavirüs (Kovid-19) pandemisinden etkilenen hastalardan uygun görülenlerin tedavisinde kullanılması planlanan immün plazma hakkında açıklamalarda bulunan Kınık, şunları söyledi:

"Bizim konvelsan plazma tedavisi dediğimiz yani koronavirüsü geçirmiş ve iyileşmiş olan, nekahet dönemine geçmiş olan hastaların plazmalarından alacağımız bu immünglobulinlerin, antikorların hala bu hastalığı yenememiş olan hastalara takılması ve tamamlayıcı bir tedavi maksadıyla kullanılması ile ilgili olarak özellikle Amerika'da gıda ve ilaç ajansı FDA'den, İsrail'den, Çin'den çok farklı iyi uygulamalar ve pozitif sonuçlar geldi. Hacettepe Üniversitesi, Sağlık Bakanlığı ve Kızılay olarak 15 Mart'ta bir proje başlattık. Bu projede ülkemizde bu plazma tedavisinin ya da pasif aşılama dediğimiz bu immünoterapinin nasıl uygulanacağıyla ilgili bilimsel çalışmalar, Koronavirüs Bilim Kurulumuz, Sağlık Bakanlığımız, Hacettepe Üniversitesi ve Kızılay kan birimimizdeki bilim ekibimizle beraber geliştirildi ve bu konuyla alakalı yordamlar oluşturuldu. Bu olgunluk seviyesine eriştikten sonra da Sağlık Bakanımız bu konuyla ilgili startı verdi. Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğümüz de bu tedavinin nasıl yapılacağıyla ilgili asgari şartları bir genelge ile yayımladı." 

Kınık, "Önümüzdeki hafta plazma alımlarına başlıyoruz. Çünkü ilk hastalarımızın iyileşip taburcu olmasından sonra bunun üzerinden 14 gün geçmesi gerekiyordu" dedi.

Tedavinin içeriğinden bahseden Kınık, şöyle devam etti:

"Mikroorganizmalar veya farklı antijenler vücudumuza girdiğinde vücudumuzun buna karşı bir tepkisi oluşuyor. Bu genellikle mikroorganizmalarda antikor oluşturma dediğimiz bir tepki. Biz bu yolla iyileşiyoruz, mikroorganizmalarla savaşıyoruz, mikropları yeniyoruz. Bugün itibarıyla tıbbın yaptığı aslında her insanın bünyesinde olan savaşma mekanizmasına destek olmak. Mesela aşı yapıyoruz. Aşıyla zararsızlaştırılmış, bulaştırıcılığı düşürülmüş olan mikropları ya da bazı parçalarını aşı yoluyla vücudumuza veriyoruz ve vücudumuzda bu mikroorganizmaya karşı immünglobulinler dediğimiz antikorlar oluşturuyoruz. Daha sonra bu mikrobun kendisi güçlü bir şekilde bize bulaştığında vücudumuz bu mikrobu tanıyor ve buna karşı bir antikor üretiyor. Bu antikor da mikrobu hemen yenmemize ve hastalanmamamıza yol açıyor. 

Bizim şu anda uygulayacağımız konvelesan plazma tedavisi bu mantığın pasif bir şekilde uygulanmış hali olacak. Yani, çok sayıda korona hastamız, yaklaşık yüzde 98-99 bir şekilde kliniği ağır da geçse, hafif de geçse iyileşiyor. İyileştikten sonra bu savaştan çıkmış bünyenin içerisinde Kovid-19'a karşı oluşmuş immünglobulinler bulunuyor. Bu özel immünglobulinler bu şifa bulmuş vatandaşımızın plazmasında bulunuyor ve iyileştikten sonra 14. günlerde en üst seviyelerde bulunuyor. Sonra yavaş yavaş bizim immünglobulin M veya A dediğimiz farklı tipteki immünglobulinler öncelikle azalmakla beraber bu antikorlar da azalıyor. Dolayısıyla bağışçılarımızın hastalığı geçirdikten sonraki 14. günü bizim için çok önemli. Çünkü o sırada kanlarında maksimum düzeyde bu antikordan bulunmakta. Dolayısıyla biz iyileşmiş olan vatandaşlarımızı 14 gün geçtikten sonra Kızılayımızın kan merkezlerine bekliyoruz. Biz zaten kendilerine de ulaşacağız."