Koronavirüs korkusuyla yapılan en büyük hata! ''Panik halinde kullanıyorlar'''

Koronavirüs korkusuyla yapılan en büyük hata! ''Panik halinde kullanıyorlar'''
Güncelleme:

Koronavirüs salgını döneminde bilinçsiz ilaç kullanımına dikkat çeken Doç. Dr. Denizhan Dizdar, antibiyotik kullanımının da arttığını belirterek uyarıda bulundu.

Kontrolsüz antibiyotik kullanımı, vücutta birçok olumsuz etkiye neden olabiliyor. Özellikle pandemi döneminde artan antibiyotik kullanımında artış olduğunu ancak bunun nedeninin hastaların koronavirüse yakalanma korkusu olduğunu belirten Kulak Burun Boğaz Uzmanı Doç. Dr. Denizhan Dizdar, “Hastane ortamından, toplu taşımadan çekinen hastaların önemli bir kısmı da hastaneye gelmiyor. Bu noktada ise bir şekilde antibiyotiğe ulaşıp, kullanmaya başlıyorlar. Maalesef bunlara rastlıyoruz. Daha önceden yazılıp, evlerinde bulunan antibiyotikleri bile panik halinde kullanıyorlar” dedi.

Türkiye’de son zamanlarda antibiyotik kullanımının arttığı söyleyen uzmanlar, aşırı ve kontrolsüz kullanımda vücutta olumsuz etkiler oluşabileceği konusunda vatandaşları uyarıyor. Antibiyotiğin virüslere etki etmediğini ve bakterileri canlı tuttuğunu dile getiren Altınbaş Üniversite Hastanesi Medical Park Bahçelievler Kulak Burun Boğaz Uzmanı Doç. Dr. Denizhan Dizdar, “Antibiyotik kullanımı ülkemizde yıllardır süregelen bir alışkanlık. Bu maalesef mevcut ama antibiyotikler mutlaka ve mutlaka doktor kontrolünde kullanılması gereken ilaçlar. Antibiyotiklerin virüslere karşı herhangi bir etkisi yok. Tamamen bakterilere yönelik uygulanan bir tedavi seçeneği. Siz bir üst veya alt solunum yolu enfeksiyonu geçirdiğinizde, normalde bunu iyileştiren sizin bağışıklık sisteminiz. Ama hastalık yapan etken biraz daha güçlü olduğunda ve vücut başa çıkamadığında, onu zayıflatacak bir şey kullanmanız gerekiyor. Bakteri burada devreye giriyor. Her hastalıkta antibiyotik almak doğru bir yaklaşım değil. Zaten şu an, reçetesiz antibiyotik alınamıyor” diye konuştu.

Doç. Dr. Dizdar, sözlerine şöyle devam etti:

“Antibiyotiklerin bir kısmı bakterileri öldürebiliyor veya çoğalmalarını engelleyerek bağışıklık sistemine zaman kazandırıyor. Sonuca baktığımızda, aslında hastalığı sonlandıran bağışıklık sistemimiz, antibiyotik değil.”

“BİR HASTALIKTAN KORUNURKEN, DİĞERİNE KAPI AÇILIYOR”

Antibiyotik tedavisinin bir sağlık profesyoneli kontrolünde uygulanması gerektiğinin altını çizen Dizdar, “Antibiyotikler seçici bir ilaç değil. Hasta olan, olmayan tüm hücrelere etki edebiliyor. Vücutta ‘flora’ dediğimiz, yani bizimle yaşayan, mikroorganizmalar var. Bunlar besin sindiriminde, bağışıklıkta ve benzeri pek çok konuda bizimle beraberler. Antibiyotik alımında bu florayı oluşturan etkenleri de yok etmiş oluyoruz. Bu terazide, antibiyotik kullanımına dair kararın sağlık profesyonelleri ile verilmesi gerekiyor. Kontrolsüz kullanımda olumsuz etkileri olabiliyor. Bir hastalıktan korunurken, başka bir hastalığa kapı açılıyor. Antibiyotikler kuvvetli ilaçlar. Her ilacın karaciğerden, böbrekten sindirimi ve vücuttan atılması gerekiyor. Bu durum da vücudu zorlayabiliyor. Karaciğerde, böbrekte bilinmeyen bir hastalık varsa ve kişi, bunu bilmeden kendi kafasına göre antibiyotik alırsa 2 organa da zarar verir” diyerek çok daha büyük problemlerin meydana geleceğini vurguladı.

“HASTANEYE GELMEYENLER, EVLERİNDE BULUNAN ANTİBİYOTİKLERİ TÜKETİYOR”

Pandemi döneminde antibiyotik kullanımının artma sebeplerinin başında koronavirüse yakalanma endişesi olduğunu dile getiren Doç. Dr. Dizdar, “Normalde antibiyotiklerin koronavirüse karşı bir etkinliği yok. Bu konuda da hastalarımızı uyarıyoruz. Şu anda herkes çok hassas. Üst solunum yolu enfeksiyonu geçirenler haklı olarak, ‘ben korona mıyım’ diye soruyor. Hastaneye ulaşabilen hastalar ulaşıyor. Muayene edilip, test yapılarak bir şekilde tanı konulabiliyor. Ama hastane ortamından, toplu taşımadan çekinen hastaların önemli bir kısmı da hastaneye gelmiyor. Bu noktada ise bir şekilde antibiyotiğe ulaşıp, kullanmaya başlıyorlar. Maalesef bunlara rastlıyoruz. Daha önceden yazılıp, evlerinde bulunan antibiyotikleri panik halinde kullanıyorlar. Pandemi döneminde antibiyotik kullanımının artma sebebi de bu aslında. Bizler de bu konuda gerekli uyarılarda bulunuyoruz” dedi.

“AKCİĞERİ KORUMASIZ HALE GETİRİYOR” 
Kovid-19 tedavisinde antibiyotik kullanımı ile virüsü yok etmek değil, fırsatçı enfeksiyonları engellemeyi amaçladıklarını söyleyen Doç. Dr. Denizhan Dizdar, sözlerine şöyle devam etti:

“Koronavirüs alt solunum yollarına, ciğerlere indiği zaman buradaki yapıları bozarak hem kendisi bir enfeksiyon oluşturuyor hem de akciğeri bunun üzerine binecek fırsatçı enfeksiyonlara karşı açık ve korumasız hale getiriyor. Tedavi içerisinde, biz pek çok yerden yakalamaya çalışıyoruz. Kovid-19 tedavisinde antibiyotik kullanımının mantığı, fırsatçı enfeksiyonları tedavi etmek. Bu her hasta için gerekli olmuyor, durumu daha ağır ve hastane yatışı gerektiren hastalar için uygulanıyor. Yani amaç, antibiyotikle koronavirüsü yok etmek değil. Onun tedavi ilaçları farklı.”

"ANTİBİYOTİK YERİNE SOĞAN, SARIMSAK TÜKETİYORUZ"

Antibiyotik kullanımı konusunda bilinçli olan vatandaşlar ise, doktora gitmeden herhangi bir ilacı alıp kullanmadıklarını söyledi. Antibiyotik yerine kellepaça çorbası ve meyve, sebze tüketmeye özen gösterdiğini söyleyen Cengiz Danış, “Antibiyotik alışkanlık olmuş millette. Antibiyotik değil de normal ilaçlar kullanılabilir, ki kullanılmaması gerekir acil bir durum olmadıkça” diyerek beslenmesine dikkat ettiğini söyledi.

Hem kendileri hem de çocukları için hassas davrandıklarını dile getiren Zülfiye Kahraman, “Doktor yazmadığı sürece antibiyotik kullanmamak gerekiyor. Bir faydası da yok zaten. Biz onun yerine, çocuklar da olduğu için, soğan ve sarımsağı daha çok tüketiyoruz” diye konuştu.

Bir diğer vatandaş ise, “Antibiyotik çok kötü çünkü mikroorganizmaları tamamen öldürüyor. Hem iyi hem kötü tarafları var. Belki hastalıktan kurtuluyoruz ama sonucu fena” ifadelerini kullandı.

DHA