''Halka sağlıklı ve ucuz ekmek götürmemizi kimse engelleyemez''

Güncelleme:

İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne (İBB) bağılı İstanbul Halk Ekmek AŞ'nin Yönetim Kurulu Başkanvekili Özgen Nama, Tarım ve Orman Bakanlığı'nın, önceki gece yayınladığı "seyyar araçlarda ekmek satışını yasaklayan" genelgeden tepkiler üzerine geri adım attığını savundu.

İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne (İBB) bağılı İstanbul Halk Ekmek AŞ'nin Yönetim Kurulu Başkanvekili Özgen Nama, Tarım ve Orman Bakanlığı'nın, önceki gece yayınladığı "seyyar araçlarda ekmek satışını yasaklayan" genelgeden tepkiler üzerine geri adım attığını savunarak, "Biz her halükarda mobil büfelerde ekmek satışını yapacaktık. Bizi hiçbir şekilde, halka sağlıklı ve ucuz ekmek götürme konusunda engelleyemeyecekler. Çünkü bu bir ekmek davasıdır. Temel besin maddesidir. Yoksulun olmazsa olmazıdır. Biz bu ekmeği İstanbul’un yoksullarına götürme konusunda çok kararlıyız. Buradan asla geri adım atmayacağız" dedi.

Tarım ve Orman Bakanlığı, önceki gece yayınladığı "seyyar araçlarda ekmek satışının yasaklanması"na ilişkin genelge tartışmalara yol açmış, bu kararla İBB'nin mobil Halk Ekmek büfelerinin faaliyetinin de engelleneceği ifade edilmişti. Kamuoyundaki yoğun tepkilerinin ardından bakanlık dün yeni bir açıklama yaparak, genelgenin Mobil Halk Ekmek büfelerini kapsamadığını duyurdu. 

Mobil Halk Ekmek büfeleri dün ve önceki gün de erken saatlerden itibaren yoksul mahallelere giderek, ekmek satışını gerçekleştirdi. Yine çok sayıda vatandaş, kuyruğa girerek ucuz ekmek aldı.

İstanbul Halk Ekmek AŞ Yönetim Kurulu Başkanvekili Özgen Nama da ANKA'ya yaptığı açıklamada, Tarım ve Orman Bakanlığı'nın önceki gece yayınladığı, "seyyar araçlarda ekmek satışının yasaklanması"na ilişkin genelgeden yoğun tepkiler üzerine geri adım attığını savunarak, şunları söyledi:

"HUKUKA, YASALARA AYKIRI KARAR"

"Bakanlığın böyle bir emir yazısı vardı. 48 saat yayında kaldı. Fakat haber olunca halkın büyük tepkisi oldu. İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun kararlı bir duruşu oldu. İBB Sözcümüz Murat Ongun da bir açıklama yaptı, 'Her türlü hizmetimize devam edeceğiz. Bizi engellerlerse o yoksul insanlarımızın evlerine kadar ekmeği personellerimizle alıp götüreceğiz' diye.

O genelgeden geri adım atılmasaydı - ki ben geri adım olarak değerlendiriyorum - da biz sabah mobil satış büfelerimizle sahadaydık ve satışa devam ediyorduk. Tekrar ediyorum ikinci genelge gelmeden de mobil büfelerimiz satış noktalarına ulaşmıştı. Biz devam edecektik. 2012 yılında 9 yıl önce yayınlanan tebliğe bir paragraf ekleniyor, 'Araçlarda ekmek satışı yasaklanmıştır' diye. Sonra emre dönüştürülüp yayınlıyorlar. Bu bir kere tebliğe aykırı bir emirdir. Yasal değil, hukuki değil. Kim yapıyorsa bu işi de bilmiyor.

"BU BİR EKMEK DAVASI"

Biz hazırlığımızı yapmıştık, her halükarda ekmekleri satacaktık. Bizi hiçbir şekilde halka sağlıklı ve ucuz fiyata ekmek götürme konusunda engelleyemeyecekler. Çünkü bu bir ekmek davası. Ekmek bizim için kutsaldır. İnançlarımızda kutsaldır, değerlerimizde kutsaldır, kültürümüzde kutsaldır. Temel besin maddesidir. Yoksulun olmazsa olmazıdır. Biz bu ekmeği İstanbul’un yoksullarına götürme konusunda çok kararlıyız. Buradan asla geri adım atmayacağız.

Sosyal medyanın gücü diye bir şey var. Gece adeta bir infial oldu. Saat 04.00’e kadar ayaktaydım. Sonra saat 06.00’da kalkıp, fabrikalarda ekmekleri arabalara yükleyip satış noktalarına gönderdik. O saate kadar sosyal medyada halkın müthiş tepkisi vardı. Çünkü bu mobil satış noktalarını İstanbullu sahiplendi. Ve bunu çok yerinde bir proje olarak gördü.

"BAŞKANIMIZ EKREM İMAMOĞLU'NUN MÜTHİŞ ZEKA ÜRÜNÜDÜR"

Biliyorsunuz bu mobil satış noktaları, İBB Meclisi’nde yeni Halk Ekmek büfelerini engelleyen AKP-MHP çoğunluğu karşısında Başkanımız Ekrem İmamoğlu’nun müthiş zeka ürünüdür. Dolayısıyla başkanımızın bize talimatı şöyle oldu: Arkadaşlar bu yol kapanmışsa yeni bir yol yapacağız. Arabaları yüklüyorsunuz, İstanbul’un mahallelerine dağılıyorsunuz. Mobil satış noktalarının hikayesi böyle başladı."

"HALK EKMEK İÇİN 5 KİLOMETRE YÜRÜYEN VATANDAŞ VAR"

Özgen Nama, sabit büfelerin haricinde 40 mobil araçla 40 noktada Halk Ekmek satışı yaptıklarını ifade etti. Her bir araçta 2 bine yakın ekmek bulunduğunu belirten Nama, "İnanın 5 kilometre yol yürüyüp, gelip 6-7 tane ekmek alan yoksul vatandaşlarımız var. Bu yoksul vatandaşlarımız 12 lira ödeyeceğine 6 lira ödüyor, 14 lira ödeyeceğine 7 lira ödüyor. Yani iki liraya değil bir liraya ekmek alıyor. Oradan tasarruf ettiği aylık 200-300 lirayla elektrik faturasını, su faturasını, doğalgaz faturasını ödüyor. Dolayısıyla biz de onlarla bir dayanışma içerisine girmiş oluyoruz. Onlara destek olmuş oluyoruz" dedi.

"EKMEK KUYRUKLARI, DERİN YOKSULLLUĞUN FOTOĞRAFIDIR"

Türkiye'nin hem içeride hem de bulunduğu coğrafyada birçok krizle karşı karşıya kaldığını anlatan Nama, ama hiçbir zaman ekmek büfelerinin önünde böyle kuyruklar olmadığını söyledi. Nama, "Bu ekmek kuyruklarını okuyamayanlara söylemek istediğim bir şey var: Bu, derin yoksulluğun yaşandığının fotoğrafıdır. Bu fotoğrafı iyi okuyoruz ve içimiz yanıyor, üzülüyoruz, bunu içimizde hissediyoruz. Her gün o büfelerin önünde, mobil araçların önünde ekmek için sırada bekleyen her İstanbullu hemşerilerimizle konuşuyoruz, sohbet ediyoruz, onlarla dertleşiyoruz. Toplumun buna ihtiyacı var. Halkın ekmeğine dokunmasınlar, dokunmayı akıllarından geçirmesinler" diye konuştu.

"HALK EKMEK BİR CHP ESERİDİR"

Halkın ekmeğine dokunanlara, "Halk Ekmeğin" tarihini okumalarını önerdiğini belirten Özen Nama, şunları söyledi:

"Halk Ekmeğin tarihi mücadeleler tarihidir. 1972 yılında Ahmet İsvan’dan başlar. O fabrikanın kuruluş aşamaları ta 1978 yılında Aytekin Kotil’e kadar sürer. Her iki efsane belediye başkanımızı da saygıyla, rahmetle, hürmetle anıyorum. CHP'nin belediyecilik anlayışının da bu ülkeye kazandırdığı en önemli sosyal belediyecilik örneğidir Halk Ekmek. Halk Ekmek bir Cumhuriyet Halk Partisi eseridir. Halk Ekmek büfelerini kim çalıştırıyor biliyor musunuz? Yoksullar çalıştırıyor. Ayda iki bin- üç bin lira kazanç elde ediyor. Onlar, çaresiz genelde ileri yaştaki bireyler oluyor, engelliler oluyor, kadınlar oluyor. Eğer onlar, komşusunun aldığı ekmeği dahi yazabiliyorsa, onlara kredi açabiliyorsa ve bu vatandaş da sayın Meral Akşener’e dönüp, 'Ben Halk Ekmek'ten yazdırarak ekmek alıyorum' diyorsa, bu yoksulluk fotoğrafının sözlü ifadesidir. Daha ne diyeyim, daha vatandaş ne desin?"

Mobil Ekmek araçlarının sabah erken saatlerde yola çıktığını ve çok değişik hikayeler yaşandığını anlatan Nama, bazen ekonomik durumu iyi olan bir vatandaşın mobil araçların önüne gelerek, kaç ekmek kaldıysa, örneğin 780 tane mi kalmış, hepsini satın aldığını belirtip, kuyruktaki vatandaşlara dağıttığını anlattı. Nama, belediyelerin ve vatandaşların dayanışmasına engel olunmamasını istedi. 

 

ANKA