Sarıyer Belediyesi'nin psikoloğundan pandemi uyarısı

Sarıyer Belediyesi'nin psikoloğundan pandemi uyarısı
Güncelleme:

Pandemi döneminde online olarak devam eden eğitim, birçok soruna yol açtı. Özellikle dikkat dağınıklığı ve öğrenme güçlüğü yaşayan öğrencilerin geride kaldığı bu dönemde öğrenciler, ekran bağımlılığından dikkat dağınıklığına kadar pek çok sorunla mücadele ediyor.

Gerekli imkanlara sahip olmadığı için eğitime katılamayan öğrenciler, dikkat eksikliği ve öğrenme güçlüğü yaşayanlar, çocukların iyi eğitim almasını isteyen veliler ile öğretmenler ekseninde devam eden online eğitim süreci birçok sonunu da beraberinde getirdi. Sarıyer Belediyesi’nde görevli Psikolog Pınar Yazıcı, çocukların ve ailelerin bu dönemde kaygı bozukluğu, dikkat dağınıklığı ve ekran bağımlılığı gibi pek çok sorunla mücadele ettiğini söylüyor. Belirli bir noktaya kadar bu sıkıntıların yaşanmasının normal olduğunu söyleyen Yazıcı, şiddeti ve süresi artan davranışlar için mutlaka bir uzmana başvurulması gerektiğini belirtiyor.

EN ÇOK BAŞVURU İLKOKUL VE ORTAOKUL KADEMESİNDEN

Pandemi döneminde çocuklar en çok uzaktan eğitimle alakalı dikkat sorunları, motive olmama, sürece alışamama ve sürecin getirdiği belirsizliğe bağlı olarak kaygı bozukluklarıyla kendilerine başvurduğunu söyleyen Psikolog Pınar Yazıcı, velileri şu sözlerle uyardı; “Bu süreç hepimiz için çok yeni. Aileler tüm okul sistemini eve taşımak zorunda kaldı. Öğrenciler uyuma ve uyanma saatlerinden öğrenci olmanın sorumluluklarına kadar pek çok alanda sıkıntı yaşadı. Ders çalışmakta zorlanan, alışkanlıkları oturmamış ve odaklanma sorunu yaşayan çocuklar için süreç de daha zorlu geçiyor. Aileler de teknoloji okur yazarlığının az olması, ekipman eksikliği nedeniyle bu süreci planlamak ve oturtmakta zorlandı. Ne yapacağını bilemeyen de bizlere başvurmaya başladı. Daha çok ilkokul ve ortaokul kademesinde başvuru arttı.

AYRINTI VERMEK DOĞRU DEĞİL

Belirli bir noktaya kadar kaygı yaşamak çok normal öncelikle bunu kabul etmek lazım. İkinci olarak da çocukla konuşulmalı. Korkuları nedir, endişeleri nedir, süreçle ilgili bilgisi var mı, bildikleri doğru mu? Problemi ve en çok kaygı duyduğu şey ne ise onunla alakalı konuşmak lazım.  Bu noktada çok fazla ayrıntıya girmek doğru değil. Bunun yerine sorduğuna cevap vermek lazım. Annenin ve babanın tutumu da çok önemli. Onlar çok kaygılı ve endişeliyse bu ister istemez çocuğa da yansıyor. Peki hangi noktada bir uzmana başvurmak lazım? Bu noktada iki ayrı kriter var. Şiddet ve süreleri. Yani çok uzun mu sürüyor ve çok mu şiddetli. Örneğin kaygı bozukluğu olan bir çocuk kaygıyı çok fazla yaşıyor ve normalden de uzun sürüyorsa bir uzman arayışına girebilir. Çünkü bir çok psikolojik problemin temeli çocuklukta atılır.”

VELİNİN DESTEĞİ ÖNEMLİ

“Aldığımız başvurularda ilk önce süreçten bağımsız bir dikkat eksikliği ve hiperaktivite var mı ona bakıyoruz” diyen Yazıcı, tedavi sürecini ise şöyle anlatıyor, “Süreçle alakalı bir sorun olduğunu düşünüyorsak yaşantısını planlamaya çalışıyoruz. Derse giriş saatlerini takip ediyoruz. Olabildiğince aynı yerde ve  daha sessiz bir ortamda, ebeveyni gözetiminde derslere girmesini sağlıyoruz. Yaşına bağlı olarak en azından ders saatlerini takip etmesini istiyoruz. Onun haricinde velinin de desteği önemli tabi. Uzaktan eğitimin yüz yüze eğitim kadar devam zorunluluğu yokmuş gibi bir algı oluşturuluyor. O ciddiyeti ilk önce veliye yüklemek gerekiyor ki çocuklar da görüp nasiplensin.”