DEM Parti'den bebek katili teröristbaşına özgürlük için kanun teklifini TBMM'ye sundu
MHP lideri Bahçeli'nin geçen sene eli kanlı bölücü terör örgütü PKK'nın bebek katili elebaşısı Abdullan Öcalan için yaptığı çağrıda yer alan ve o gün bugündür DEM Parti ve 50 bin canın katili, terörist başı Öcalan'ın dilinden düşürmediği "umut hakkı" için DEM Parti TBMM'ye kanun teklifi verdi.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin geçen yıl Ekim ayında eli kanlı bölücü terör örgütü PKK'nın elebaşısı bebek katili Abdullah Öcalan'a yönelik çağrısıyla başlayan yeni çözüm sürecinde atılacak yasal adımlar için çalışmalar devam ederken 1 yıldır Öcalan'a Bahçeli'nin "gerekirse umut hakkı tartışılmalı" çıkışı Öcalan serbest mi kalacak tartışmalarını beraberinde getirmişti.
O günden bu yana AK Parti'den "umut hakkı gündemimizde yok" açıklamaları gelmeye devam etse de ne DEM Parti ne de 50 bin canın katili, eli kanlı bölücü terör örgütü PKK'nın bebek katili elebaşısı Abdullah Öcalan "umut hakkı"nı dilinden düşürmüyor.
DEM Parti, her fırsatta bebek katili Öcalan için "özgürlük" çağrıları yaparken, bebek katili de İmralı'dan yaptığı her açıklamasında "umut hakkı" talebini yineliyor.
Umut hakkı ile ilgili AK Parti'den ise peş peşe "gündemimizde yok" açıklamaları gelmeye devam ediyor.
İşte bu tartışmalar devam ederken DEM Parti Şırnak Milletvekili Nevroz Uysal Aslan, "Bu teklif yalnızca bir yasal düzenleme değil, Türkiye’nin yüzleşmesi gereken tarihsel bir adaletsizliğe ve ertelenmiş bir barışa karşı yükselen hukuk çağrısıdır" diyerek "Ağırlaştırılmış Müebbet Hapis Cezasında Koşullu Salıverme Yasağının Kaldırılması ve 25. Yılda Koşullu Salıverme İmkanının Sağlanması" talebiyle Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne kanun teklifi sundu. Aslan kanun teklifiyle ilgili açıklamasında ağırlaştırılmış müebbet uygulamasının Abdullah Öcalan’a özgü bir düzenleme olarak oluşturulduğunu, ancak zamanla tüm topluma sirayet eden yapısal bir hukuksuzluk haline geldiğini kaydeden Aslan, "Adalet olmadan barış olmaz. Tecrit sürerse diyalog gelişmez, umutsuzluk sürerse demokrasi ve hukuk kök salmaz" ifadelerini kullandı.
Bahçeli, Öcalan'a umut hakkı için şartını açıklamıştı
"Hatırlanacağı gibi MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli 22 Ekim 2024 tarihinde partisinin TBMM grup toplantısnda "Tecridi kaldırılırsa gelsin TBMM'de DEM Parti grup toplantısında konuşsun. Terörün tamamen bittiğini ve örgütün lağvedildiğini açıklasın. Bu dirayet ve kararlılığı gösterirse umut hakkının kullanımıyla ilgili yasal düzenleme yapılması ve bundan yararlanmasının önü de ardına kadar açılsın" ifadelerini kullanmıştı.
Umut hakkı nedir ?
Umut hakkı, müebbet veya ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası alan hükümlünün serbest kalma imkanının tanınması hakkı. Ömür boyu hapis cezasına çarptırılan kişilerin, belli bir süreden sonra toplumla yeniden buluşmasını sağlamak için verilen bir hak.
Umut hakkı, kişinin yeniden özgürlüğüne, topluma kavuşma umudunu korumasını sağlar. Bütün ülkeler, hukuk sistemlerinde bir düzenlemeye giderek umut hakkını hukuk sistemlerine entegre etmeye çalışmıştır.
Umut hakkı, ölüm cezasının kaldırılma eğilimiyle birlikte ortaya çıktı. İlk düzenlemelerde, ağır suçlardan mahkum olanların erken tahliye olanağının ortadan kaldırıldığı düzenlemeler yapıldı.
Müebbet hapis cezaları, mahkumların hayatları boyunca devam edecek şekilde düzenlendi. Bu durumda, mahkumların salıverilme imkanı olmuyordu.
Ancak buna rağmen 'insan hakları hukukunun' etkisi ile müebbet hapis cezası mahkûmlarının da cezalarının belirli bir süresi infaz edildikten sonra tahliye olmalarının önü açıldı. Bu hakka ise 'umut hakkı' adı verildi.
Umut hakkı ilk olarak Alman Federal Anayasa Mahkemesi kararlarıyla ortaya çıktı. Ömür boyu hapse çarptırılan kişlerin kişiliklerindeki gelişim göz ardı edilerek mahkûmların bir gün özgür kalma umutları tamamen ellerinden alındığında; devletin insan onurunun özüne ağır bir darbe vurmuş olacağına dikkat çekilmişti.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), umut hakkını insan onuru ve insanlık dışı muamele yasağı kapsamında değerlendirir. Örneğin, mahkumların cezasının belirli aralıklarla gözden geçirilmesi gerektiği ve salıverilme umudundan yoksun bırakılmanın insan hakları ihlali sayılabileceği kararlarıyla dikkat çekmiştir.