Avukat Serdar Öktem'in katillerinin yeni görüntüsü ve ifadeleri ortaya çıktı
İstanbul'da uğradığı silahlı suikast sonucu öldürülen avukat Serdar Öktem cinayetine ilişkin gözaltına alınan şüphelilerin şüphelilerin hücre evinden çıktığı anların görüntüsü ve emniyet ifadeleri ortaya çıktı.
Zincirlikuyu'da 6 Ekim saat 16.15 sıralarında avukat Serdar Öktem'e uzun namlulu silahlarla saldırı düzenleyerek kaçan şüphelilerden S.Ö, E.P, M.K, C.Ü, S.A'nın kullandıkları araç, Arnavutköy İstiklal Mahallesi'nde ormanda terk edilmiş şekilde bulundu. Şüphelilerin taksi ile kaçtığının belirlenmesi üzerine takibe alınan araç, Eyüpsultan İlçe Jandarma Komutanlığı ekipleri tarafından Odayeri mevkiinde durduruldu.
Taksiden inerek ağaçların arasından kaçan şüpheliler yakalandı. 2'si 18 yaşından küçük 5 şüpheli ve onlara yardım ettiği belirlenen bir kişi İstanbul Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekiplerince gözaltına alındı. Ekiplerin bölgede yaptıkları aramalarda ise 2 kalaşnikof tüfek, 2 tabanca ve kar maskesi, eldiven gibi ekipmanlar ele geçirildi. Yapılan çalışmalarda saldırıyı gerçekleştirenlerle irtibatlı oldukları değerlendirilen, H.Ö, Y.K, M.B, D.Y, E.K, F.E ve S.A.S de gözaltına alındı. Gözaltı sayısı 13'e yükseldi.
Şişli'de Avukat Serdar Öktem'in öldürülmesiyle ilgili yürütülen soruşturma kapsamında şüphelilerin verdiği ifadeler ortaya çıktı. Etkin pişmanlık hükümlerinden faydalanmak istediğini beyan ederek bildiklerini anlatacağını söyleyen şüpheli Semih Aydın, "Olay gününden yaklaşık 7 gün önce ismini Alican Çakır olarak daha sonrasında öğrendiğim kişi benimle görüntülü aramak marifetiyle iletişime geçti. Bana, 'Beni tanıyor musun? Ben Daltonların başı Alican Çakır'ım. Senden bir şey isteyeceğim' dedi. Kendisine ne istediğini sorduğumda o da bana, 'Birkaç kardeşimizi bir yere bırakacaksın' dedi. Ben başta kabul etmedim ve görüşmemiz sonlandı. Bu görüşmeden 2 gün sonra yine aynı şahsa ait hesaptan bana fotoğraf geldi. Fotoğrafı açtığımda kardeşimin okumakta olduğu okula ait bir fotoğrafın olduğunu gördüm. Ben de buna istinaden bu şahsı aradım ve teklifini kabul edeceğimi söyledim. Oda bana, 'Kötü bir şey yok. Sadece sabaha karşı bir kardeşimizi bir yere götüreceksin. Sadece araba süreceksin' dedi. Ben de 'Tamam' dedim. Bunun üzerine Alican Çakır isimli şahıs bana bu götüreceğim şahısların olduğu hücre evine ait adresi konum olarak attı. Konum Esenyurt'ta bir yeri gösteriyordu. Bana telefonda tarif etmiş olduğu daireye doğru yöneldiğim esnada kapıda bir kişi beni bekliyordu. Bu şahsı ilk defa burada gördüm. Ancak olay sebebiyle ismini Memo olarak bildiğim bir şahıs beni karşıladı ve 'Üzerinde telefon var mı?' diye sordu. Ben telefonumu gösterince, 'Buraya telefonla giremezsin. Eve telefon sokmuyoruz. Bizim de telefonlarımız yok' diyerek benim telefonumu istedi. Ben de telefonumu bu şahsa verdim. Telefonumu alır almaz, kırarak parçaladı ve evin arka tarafına attı. Daha sonra Beni daireye aldı. İçeride mahalleden tanıdığım Sidar ve isimlerini sonradan öğrendiğim Cengizhan, Ejder ve Memo vardı. Ben girdiğimde bu şahıslar alkol sofrası kurmuştu ve beni karşıladılar. Bu adreste yaklaşık 5-6 gün boyunca kaldım" dediği öğrenildi.
Şişli'de Avukat Serdar Öktem'in öldürülmesiyle ilgili yürütülen soruşturma kapsamında şüphelilerin verdiği ifadeler ortaya çıktı. Etkin pişmanlık hükümlerinden faydalanmak istediğini beyan ederek bildiklerini anlatacağını söyleyen şüpheli S.A., "Olay gününden yaklaşık 7 gün önce ismini A.Ç. olarak daha sonrasında öğrendiğim kişi benimle görüntülü aramak marifetiyle iletişime geçti. Bana, 'Beni tanıyor musun? Ben Daltonların başı A.Ç.'ım. Senden bir şey isteyeceğim' dedi. Kendisine ne istediğini sorduğumda o da bana, 'Birkaç kardeşimizi bir yere bırakacaksın' dedi. Ben başta kabul etmedim ve görüşmemiz sonlandı. Bu görüşmeden 2 gün sonra yine aynı şahsa ait hesaptan bana fotoğraf geldi. Fotoğrafı açtığımda kardeşimin okumakta olduğu okula ait bir fotoğrafın olduğunu gördüm. Ben de buna istinaden bu şahsı aradım ve teklifini kabul edeceğimi söyledim. Oda bana, 'Kötü bir şey yok. Sadece sabaha karşı bir kardeşimizi bir yere götüreceksin. Sadece araba süreceksin' dedi. Ben de 'Tamam' dedim. Bunun üzerine A.Ç. isimli şahıs bana bu götüreceğim şahısların olduğu hücre evine ait adresi konum olarak attı. Konum Esenyurt'ta bir yeri gösteriyordu. Bana telefonda tarif etmiş olduğu daireye doğru yöneldiğim esnada kapıda bir kişi beni bekliyordu. Bu şahsı ilk defa burada gördüm. Ancak olay sebebiyle ismini M. olarak bildiğim bir şahıs beni karşıladı ve 'Üzerinde telefon var mı?' diye sordu. Ben telefonumu gösterince, 'Buraya telefonla giremezsin. Eve telefon sokmuyoruz. Bizim de telefonlarımız yok' diyerek benim telefonumu istedi. Ben de telefonumu bu şahsa verdim. Telefonumu alır almaz, kırarak parçaladı ve evin arka tarafına attı. Daha sonra Beni daireye aldı. İçeride mahalleden tanıdığım S.A. ve isimlerini sonradan öğrendiğim C., E. ve M. vardı. Ben girdiğimde bu şahıslar alkol sofrası kurmuştu ve beni karşıladılar. Bu adreste yaklaşık 5-6 gün boyunca kaldım" dediği öğrenildi.