Camide namaz sırasında kan donduran cinayet
Kayseri'de yaşanan korkunç olayda 63 yaşındaki bir kişi daha önce tartıştığı 32 yaşındaki bir başka kişiyi camide namaz kılarken öldürdü. Cinayet anı güvenlik kameralarına yansırken katil zanlısı cinayeti de öldürdüğü kişinin eşine "git kocanın leşini topla" dediğini de itiraf ederken savunmasında "Onun ocağı batmış, benim ocağım batmış, nasıl beraatimi isteyeyim. Beratimi ve tahliyemi istemiyorum" ifadelerini kullandı.
Olay, 19 Temmuz'da saat 17.00 sıralarında, Melikgazi ilçesi Selçuklu Mahallesi Metin Yüksel Caddesi'ndeki Sami Ramazanoğlu Camisi’nde meydana geldi. İddiaya göre, Y.Ş., daha önce otomobil park etme nedeniyle tartıştığı komşusu Ş.T.’nun ikindi namazına gittiği camiye geldi. Y.Ş., yanında getirdiği bıçakla namaz kılan Ş.T.'nu vücudunun çeşitli yerlerinden yaraladı. Çevredekilerin ihbarı üzerine olay yerine çok sayıda polis ve sağlık ekibi sevk edildi. Sağlık ekiplerinin yaptığı kontrolde Ş.T.’nun hayatını kaybettiği belirlendi. Ş.T.’nun cansız bedeni Kayseri Devlet Hastanesi morguna götürüldü. Ş.T.’nun cenazesi, yakınları tarafından teslim alınıp Hulusi Akar Camisi’nde kılınan namazın ardından toprağa verildi.
Öte yandan, yaşanan olayın güvenlik kamerası görüntüleri ortaya çıktı. Görüntülerde, Y.Ş.’nin namaz kılan Ş.T.’na bıçakla saldırdığı görüldü. Cami cemaatinin ayırdığı Y.Ş.’nin bir süre sonra Ş.T.’na yeniden saldırdığı da kameraya yansıdı. Ş.T.’nun 30 yıl önce tek çocuğu olan Mehmet’i bahçe duvarının üzerine devrilmesi sonucu 12 yaşında kaybettiği öğrenilirken, olaydan sonra polise teslim olan Y.Ş. ise emniyetteki işlemlerinin ardından tutuklandı. Kayseri Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturma tamamlanarak iddianame hazırlandı. Kayseri Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edilen iddianamede Y.Ş. Hakkında, ‘tasarlayarak kasten öldürme’ suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istendi.
Kayseri 2’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davanın ilk duruşmasına tutuklu sanık Y.Ş., Konya’da tutuklu bulunduğu cezaevinden Sesli ve Görüntülü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla katılırken, ölen Ş.T.’nun şikayetçi eşi R.T. ile taraf avukatları salonda hazır bulundu. 2018 yılında Ş.T.’nun oturduğu adrese taşındıklarını söyleyen sanık Y.Ş., “2018 yılından beri maktul, bana ve aileme sürekli hakarette ve tehditte bulundu. Sigara izmariti ve çöp atmaktan dolayı sorun çıkarıyordu. Misafirimiz arabayı maktulün evinin önüne park ettiğinde bağırıp, çağırıp küfrediyordu. Birkaç kez de annemi ve kardeşimi darbetti. Aynı olaylara devam etti. Olay günü de hakaret ve tehditlerde bulununca gözüme perde indi, kendimi kaybettim, evin girişinde bulunan bıçağı alıp belime taktım. Camide olur diye oraya gittim. Yaptıkları gözümün önüne geldi. Nasıl gittiğimi ve ne yaptığımı hatırlamıyorum. Kaç kez vurdum, neresine vurdum hatırlamıyorum. Farz namazı esnasında ‘Hadi şimdi de hakaret etsene, bizi aşağılasana, tehdit etsene’ dediğimi hatırlıyorum. Sonra da eve gittim. Yoldayken de polisleri arayıp ‘Son kez çocuklarımı göreyim. Beni evden alabilirsiniz’ dedim. Sonradan da olay nedeniyle pişman oldum” ifadelerini kullandı.
Cinayet sonrası eve gelerek çocuklarını son kez görmek istediğini belirten Y.Ş., “Eve gelirken Şevki’nin eşini balkonda gördüm. Ona, 'Şimdi git kocanın leşini topla' dedim. Öldürdüğümü kabul ediyorum. Onun hayattan kopmasından pişmanım. Onun ocağı batmış, benim ocağım batmış, nasıl beraatimi isteyeyim. Beraatimi ve tahliyemi istemiyorum. Keşke bunlar yaşanmasaydı. 7-8 sene küfretti arkamı dönüp gittim. Keşke yine gitseydim. Haksız tahrik indirimi istiyorum. Ben yaşadıklarımı anlatmak için karşınıza geldim. Artık mecbur kaldım. Ben beraatimi talep etmiyorum. Tahliyemi değil tutukluluk halimin devamını istiyorum. Bütün mahallenin de tanık olarak dinlenmesini istiyorum. Anlatılanlarda kopukluk var. Bir komşumuz olaya şahitken diğer olaya şahit değil. Ş.T. bizle hep kaçak dövüştü. Özellikle erkeğin olmadığı yerlerde bizi üzerine çekmeye çalıştı. Ben bütün sokağın dinlenmesini istiyorum. Mahallenin büyükleri ile konuşup arayı bulmalarını istedim. ‘Ne derdi varsa oturup çözelim’ dedim. Mahallenin büyükleri de aracı olmak istemediler.” diye konuştu.