Erdoğanın başını ağrıtan 10 kişi
İşte seçimde Erdoğan’ın başını ağrıtan 10 kişi
Kemal Kılıçdaroğlu: Erdoğan’ın siyaset sahnesine ilk etkili gelişi 1994 yerel seçimleriyle olmuştu. Erdoğan ve diğer RP’liler yolsuzluk iddialarını ana eksen olarak almış ve müthiş bir patlama yapmışlardı. Kılıçdaroğlu’nun 15 yıl sonra bu oyunu tersine çevirdiğini söyleyebiliriz. CHP adayının İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığını kazanması çok ama çok zor ancak CHP’nin oylarını epey artıracağı da muhakkak. Seçimden güçlenerek çıkacak bir Kılıçdaroğlu, yıllardır Baykal’la didişerek ülkeyi tek başına yönetmeye alışmış Erdoğan’ın ezberini ve huzurunu bozacaktır.
Mansur Yavaş: “Keşke Mansur Yavaş’ı biz aday gösterseydik!” Değişik illerde sohbet etme imkanı bulduğum birkaç AKP’liden benzer yakınmalar duydum. Şaşırmadım zira MHP’li Beypazarı Belediye Başkanı ve Ankara Büyükşehir Belediye Başkan adayı Yavaş’ın kampanya performansını en yakından takip edenler arasında AKP’liler (kurmaylar dahil) olduğunu çok iyi biliyordum. Gökçek Ankara’da hep MHP tabanından yüksek miktarda oy almıştı. Bu sefer Yavaş, normalde AKP’ye oy vermesi beklenen seçmenin bir bölümünün oyunu alabilir.
Volkan Canalioğlu: Daha kampanya başlamadan önce Erdoğan’a yakın bir milletvekili Trabzon’un CHP’li Belediye Başkanı Volkan Canalioğlu hakkında “Tıpkı bir zamanların RP’li başkanları gibi” deyip şöyle devam etmişti: “Ramazan’da her gün ayrı bir camide teravih namazı kılmış. Ama hepsinde sahiden kılmış!” Erdoğan’ın bile “İyi adam, lafımız yok” deme durumunda kaldığı Canalioğlu, CHP’nin İstanbul’da ürkerek giriştiği açılımların tümünü, belki de fazlasını, çoktan ve sessiz sedasız gerçekleştirmiş biri. Beş yıl önce Erdoğan’ın seçim zaferinin keyfini tam olarak çıkaramamasına neden olan Canalioğlu 29 Mart’ta da partisinden daha fazla oy alıp AKP’lileri bir kez daha üzebilir.
Yılmaz Büyükerşen: Eskişehir’i 1999’dan beri yöneten Prof. Yılmaz Büyükerşen, “başarılı belediye başkanı” olmak için RP-FP-AKP geleneğinden gelmenin şart olmadığını kanıtladığı için öteden beri Erdoğan’ı rahatsız ediyor. Büyükerşen’in Milli Görüş kökenli başkanlardan en büyük farkı, bir kenti sadece altyapı olarak değil kültürel-sosyal olarak da ileriye doğru dönüştürebilmesi.