Her satırı korkunç: Yangında eşi ve 2 çocuğu ölen şüphelisi itfaiye erinin ifadesi ortaya çıktı
Aydın'da bir itfaiye erinin evinde çıkan yangında eşi ve 2 çocuğu hayatını kaybetmişti. Yangını sevgilisi ile birlikte planladığı iddia edilen itfaiye eri tutuklanarak cezaevine gönderilmişti. Yürütülen soruşturmada her satırı kan donduran ayrıntılar ortaya çıktı.
Aydın'ın Nazilli ilçesinde, F.G. ile çocukları D.G. (11) ve T.G.'in (4) yaşamını yitirdiği yangına ilişkin yürütülen soruşturma kapsamında tutuklanan itfaiye personeli T.G. ile adli kontrol şartıyla serbest bırakılan nişanlısı F.T.'nin savcılıktaki ifadeleri ortaya çıktı. T.G. ifadesinde, eşinin 'Birini ara doğal gaz kokusuna baktır' mesajını görmesine rağmen cevap vermediğini belirtip, "Genelde onun mesajlarını cevapsız bırakırım" dedi. F.T. ise ifadesinde, olaydan yaklaşık 10- 15 gün önce F.G.'in kendisine 'İçime kötü şeyler doğuyor, deprem, ölüm gibi bir şey olacak, bu bana koyacak' dediğini anlattı.
Nazilli Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturma kapsamında itfaiye eri T.G. ve nişanlısı F.T.'nin savcılıkta verdikleri ifadeler ortaya çıktı. T.G.’in ifadesinde, eşi F.G. ile daha önce ayrılma kararı aldıklarını fakat ailelerin araya girmesiyle tekrar barıştıklarını ancak sonrasında ilişkilerinin tekrar bozulduğunu söylediği öğrenildi. Kendisinin geceleri dışarıda alkol aldığını ve eve pek uğramadığını belirten T.G., olay gecesi kendisinin balkonda, eşinin de salonda olduğunu anlattı. T.G., "Balkonda olduğum esnada eşim F.G. bana saat 03.30 sıralarında doğal gaz kokusu olduğundan bahisle WhatsApp üzerinden mesaj attı. Bunun üzerine doğal gaz borularını ve hattını kontrol ettim, herhangi bir koku almadım. 10- 15 gün önce tadilat yaptırmıştık ancak tekrar herhangi bir koku almadım. Ezan okunmadan önce diye hatırladığım bir zamanda eşim oruç tuttuğu için sahur hazırlamak üzere mutfağa geçti. Ben de üzerimi değiştirerek 05.45'te itfaiyeye gitmek için evden çıktım. Direkt itfaiyeye gittim. Bu esnada kendisi mutfaktaydı" dedi. T.G., ifadesinin devamında, "İtfaiyeye gittiğimde Hüseyin Serkan Yaşar ile Zafer Halilaki ayaktaydı. Hüseyin Serkan sahur yapmıştı, toplanıp içeri gitti. Bir süre Zafer ağabeyle oturdum. Daha sonra acıktık. Daha sonra ben, Uzun Çarşı'ya börek ve poğaça almaya eve de montumu almaya gittim. Bu esnada anahtar yanımdaydı. Apartmanın dış kapısının anahtarı ve iç daire kapısının anahtarı aynı anahtarlıkta takılıydı. Genelde dış kapıyı şifreyle açarım. O gün nasıl açtığımı hatırlamıyorum. Saat 07.00 sıralarında daire kapısını açıp, içeri girmeden montumu alarak çıktım. Bu esnada herhangi bir doğal gaz, is, duman kokusu almadım. Şüphelenecek herhangi bir şey görmedim. Montumu giyerek binadan çıktım ve tekrar itfaiyeye gittim" dedi.
Bu esnada kamera görüntülerinde girip, çıkarken sürekli eve baktığının doğru olduğunu ifadesinde belirten T.G., şöyle devam etti:
"Bende çevre kontrolü hastalığı var. Olaydan sonra veya önce itfaiyede, olayın yaşanmış olduğu evime veya babamların evine girip çıkarken çevre kontrolü yaparak girip, çıkarım. Buradaki kamera kayıtları incelenirse bunun benim olağan olarak yaptığım bir hareket olduğu görülecektir. İtfaiyeye döndüğümde arkadaşlarımla poğaça yedik. Akabinde 07.40- 07.45 civarı eşimi aradım ancak açmadı. Ben de mesaj attım. Birkaç defa aradım. Bana atmış olduğu 'Çok geç gelme pazara gidelim. İnsanlar uyanınca da ev sahibini mi arayacaksın, doğal gazı yapanı arayacaksın? Birini ara kokuya baktır' şeklindeki mesajlarını itfaiyeye ilk geldiğimde gördüm ancak cevap vermedim. Ben genelde onun mesajlarını cevapsız bırakırım."
Eşini saat 07.45 gibi birkaç kez aradığını, telefonu açmaması üzerine eve gittiğini aktaran T.G., ifadesinde ayrıca, "Bu esnada saat 08:00 sıralarındaydı. Ben yukarı çıkarken komşumla karşılaştım. O da dairesinden çıkıyordu. Daire kapısına geldiğimde herhangi bir koku almadım. Anahtarımın yanımda olmadığını fark ettim. Kart ile açmaya çalıştım ancak açamadım. Zile bastım, kapıyı çaldım, yaklaşık 3- 4 defa çalıp bekledim. İkişer dakika arayla çalmış olsam yaklaşık 8- 10 dakika sürmüştür. Yukarıda kapıyı çalarken aşağıda bodrum kattaki daireden komşumun gittiğini duydum. Bir süre sonra ben de çıktım. Başka kimseyi duymadım, görmedim" dedi. Savcının "Daha önceki beyanlarınızda eve en son 07.00'de gelerek montunuzu aldığınızı söylediniz. Şu an da ise saat 08.00- 08.10 esnasında gelerek yaklaşık 10 dakika apartman dairesinin önünde bulunduğunuzu söylüyorsunuz. Çelişki hakkında ne söyleyeceksiniz?" sorusuna T.G., "Benim yalan söyleme gibi bir lüksüm yok. Zaten her yerde kamera var, gerek savcılıkta gerek karakolda vermiş olduğum ifadelerde bu hususu hatırlamamış olabilirim" diye karşılık verdi. T.G., çarşıya gittikten sonra komşusunun kendisini araması üzerine eve geldiğini de belirtip, içeri girmek istediğini fakat yoğun dumanlardan dolayı giremediğini belirtti.