Spor yazarları Fenerbahçe-Torku Konyaspor maçını değerlendirdi
Spor yazarları, Fenerbahçe ile Torku Konyaspor arasında oynana Türkiye Kupası yarı final maçını değerlendirdi.
Pereira'nın kaderi finale bağlı - Altan Tanrıkulu / MeydanFinale çıkan takım ilk maçtan belli gibiydi.. Konyaspor’un Fenerbahçe’yi zorlayacak gücü kalmamıştı.. Umudu da yoktu.. Skor 2-0 olana kadar tek bir gol pozisyonuna bile giremediler.. Fenerbahçe de ilk yarıda kötüydü.. Volkan-Diego ikilisinin paslaşmasını Fernandao noktalayınca tribünler de iki takım da rahatladı.. 26 Mayıs’taki finalde Fenerbahçe kupayı almak zorunda.. Ligde şampiyon olsa bile Galatasaray’a finalde kaybetmek Pereira’nın tartışılmasına yol açar.. Yönetim bu sezon kritik maçlarda hatalar yapan Portekizli çalıştırıcıyla Şampiyonlar Ligi riskini almak istemeyebilir.. Bir başka olasılık daha var.. Fenerbahçe ligde ikinci olabilir.. Bu duruma zaten alışmış gibi.. Takım da iyi oynamaya başladı.. Eğer Galatasaray’ı finalde yener kupayı alırsa Pereira kalabilir.. Şampiyonlar Ligi’nde iki tur geçmek hiç de kolay değil.. Üstelik play-off’ta sürekli en güçlü takımlar geliyor.. Yönetim bir yol daha sözleşmesi olan Pereira’yı tutup önümüzdeki sezon için daha iyi oyuncular alma yoluna girebilir.. *** Gelecek yıl planlarına hafif bir göz attıktan sonra biraz Volkan Şen’den bahsedelim.. Çok ilginç bir oyuncu Volkan.. Bursaspor’da tarihi bir şampiyonluk yaşadı.. Trabzonspor’da dip yaptı.. Bursa’ya kaptan olarak döndü ve harika bir sezon geçirdi.. Fenerbahçe’de uzun süre tamamlayıcı oyuncu olarak oynadı.. Sezonun ikinci yarısında çok güçlendi ve daha çok sorumluluk aldı.. Fenerbahçe’nin kazandığı bir çok maçta etkili oldu.. Çizgiden içeri girişleri, adam geçişleri, ani dönüşleri ile çok tehlikeli bir kanat oyuncusu.. Tüm bunlara karşın son vuruşlarda yetersiz.. Galatasaray maçında olduğu gibi bazen boş kaleye gol atamıyor.. Bu konuda sürekli çalışması şart.. Konyaspor hem ligde hem de kupada çok iyi mücadele etti.. Sınırlı kadrosuyla önemli iş başardılar.. Kutlamak gerek..
Akşam yazarı Alaattin Metin, teknik direktör Vitor Pereira'nın tribünler tarafından ıslıklanan Diego Ribas'la gerçekleştirdiği özel görüşmeyi yazısına taşıdıDiego’yu nasıl ikna etti? - Alaattin Metin / AkşamDiego’nun ismini on birde gören, şaşırdı. Oysa gayet normal. O protestolar olunca ne hocasının üstüne yürüyüp küfretti ne de sırtından formasını çıkardı. Tam tersine elini göğsüne götürerek taraftarlara “Haklısınız” diyerek saygı da gösterdi.Bizim futbol kültürümüzde iyi oynadığın zaman alkışlamak da, omuzlara almak da... Kötü oynadığın vakit de en ağır şekilde protesto etmek de. Hatta “Sevdiğimiz-sevmediğimiz” diye ayırım yapmak da bizim kültürümüzde var.Pereira ise farklı düşünüyor. Maçtan iki gün önce Diego ile özel bir görüşme yaptı. Şöyle dedi: “ Futbol hayat gibidir. Her zaman her şey istediğimiz gibi olmaz. İşler ters gittiğinde mücadele etmeyi de öğreneceğiz. Futbolun içinde acı çekip tecrübe kazanmak da var. Sen profesyonelsin. Bundan da dersler çıkarmalısın.”Pereira futbolcusunu kazanmak adına, Diego da profesyonellik adına gereğini yaptı. Bundan sonra soru şu olmalı: Yeni hoca, yeni futbolcularla F.Bahçe şampiyon olsa da olmasa da başarılı bir sezon geçirmiştir. Pereira’nın bir yıllık sözleşmesi daha var. Tecrübe de kazandı. Gönderip, yerine yeni bir hoca almak zaman kaybı olabilir. Peki Pereira kalırsa Diego ne olacak? Onun da sözleşmesi devam ediyor. Kiraya vermek ne kazandırır? Veya ne kaybettirir? Diego’nun şanssızlığı Alex’in yerine gelmesi ve çıtanın yükseklerde olması. Maça gelince hiçbir önemi olmayan bir doksan dakika. Kjaer bildiğimiz çizgisinde, kalitesinin en üstünü gösteriyor. Volkan Şen yine farklı futboluna devam ediyor. Topu ayağına aldığı vakit, tribünlere zevk ile birlikte heyecan, rakip takıma da korku veriyor. Onun dışında hepsinin aklı, bu haftaki maçlarda. Şimdilik kupa finali kimsenin umurunda değil.
Yeni kupa sahnesi - Gürcan Bilgiç / SabahFinale adını yazdıran F.Bahçe, bu sezon hiç yenemediği G.Saray ile bir kez daha karşılaşma şansı yakaladı. Antalya’daki maç, iki takımın da sezon özeti olacak İlk maçtaki 3-0'lık sonuç, iki takıma da rövanşı çoktan bitirtmişti. Bu sezon oynadığı maçların 30'unda gol yememiş bir Fenerbahçe'ye karşı dört gollü bir galibiyeti hedeflemek çok özel bir rüya olacaktı. Nitekim Aykut Kocaman da Aspor'a "Ayaklarımızı yere basarak konuşmalıyız" diyerek maç hedefini belirlemişti.İlk yarısında tempo yerine kontrolün hüküm sürdüğü oyun şablonlarından, gol de çıkmadı, "vay" diyeceğimiz pozisyon da... Yedi rotasyonu vardı Fenerbahçe'nin, en az beş kulübe oyuncusu da Aykut Kocaman'dan forma almıştı.İkinci yarının başında, "Bu maçta da oynatılır mı?" denilen Volkan Şen'in tek kişilik şovuyla ilk gol geldi. Topuk çalımlarıyla slalom ve duvar paslarından sonra, topu Fernandao'nun kafasına çarptırdı. Gerçekten de yanında anlaşıp, top alış-verişi yapabileceği ortaklar bulduğu anda, her takım için hücumdaki en etkili ayak olabileceğini yine gösterdi.Golün ardından maçın hızı da arttı, heyecanı da. Bu kez Konya'nın boşluk aramaya başlaması, 60'dan sonra gelen değişiklikler ve teknik adam hamleleriyle, maçın amacı da değişti. İki takım da artık dakikaları kendi gelişimleri ve testleri için kullanmaya başladılar. Penaltıdan Fenerbahçe ikiyi bulduktan sonra, Konyaspor forvetlerinin ceza alanında topla buluşma sayıları da artıyordu.Finale adını yazdıran Fenerbahçe, bu sezon hiç yenemediği Galatasaray ile bir kez daha karşılaşma şansı yakaladı. Antalya'daki maç, iki takımın da sezon özeti olacak aslında. Büyük derbinin, yüz yıllık rekabetin, sonunda kupa olan yeni sahnesi bizi bekliyor.
Van Persie ve Nani - Senad Ok / Milliyetİlk maçı 3-0 kazanan Fenerbahçe, ikinci yarıda bulduğu golle son 45 dakikayı formaliteye çevirdi ve final biletini cebine koydu. O yüzden maçtan çok maç içinde dikkatimi çeken başka bir konuyla ilgili birkaç tespit yazmakta fayda var. Gözlerim Van Persie ve Nani’yi aradı. İki futbolcunun zekası ve önemi, olmadıkları zaman daha net gözüküyor. Son maçlardaki pas trafiği, yer değiştirme, hızlı oyun dün gece yoktu. Bunun temel sebebi de bu iki yıldızın olmamasıydı. Fernandao gol atıyor ama yapabilecekleri sınırlı ve belli. Sürprizi yok. Van Persie ise tam tersi. Üstüne bir de sürekli gezip, oyun kuruyor. Topa dokunuyor. Oyunu açıyor. Skor yapmasa bile skor üretilmesine bir şekilde katkı sağlıyor. Nani de basit oynadığında durdurulması çok zor. Fenerbahçe’nin hücumdaki lokomotiflerinden biri konumunda. Diego ile kıyaslanmayacak derecede farklı bir profil çiziyor. Dün geceki maç bu açıdan önemliydi. Bu iki futbolcunun doğru oynatıldığında takımı ne kadar değiştirdiğinin kanıtıydı. 11 yıldır Fenerbahçe’nin hemen hemen her maçını yerinden izlemiş biri olarak Alex’ten sonra gördüğüm en zeki oyuncu diyebilirim Van Persie için. Bunu da bir golcü için söylüyorum. Benzer şekilde Nani de Van Persie ile aynı dili konuşabiliyor saha içinde. Bu yüzden ne yapıp edilmeli ve bu iki futbolcu takımda kalmalı. Özellikle de Van Persie. Bir daha bu çapta ve zekada bir ismi getirmek çok daha zor ve maliyetli olabilir. Özetle Fenerbahçe takımını kurdu. Savunma hattından sonra hücumu da çözdü. Eğer mevcut takım korunursa, takviyelerle birlikte gelecek sezon iki değil üç kulvarda da sonuna kadar yoluna devam edebilir.