Trabzonspor - Beşiktaş maçının ardından yazar görüşleri
Beşiktaş'ın 2-0 kazandığı Trabzonspor maçındaki performansı eleştirilen hakem Bülent Yıldırım spor yazarlarının da eleştirilerine hedef oldu
Dün akşam oynanan ve Beşiktaş'ın 2-0 kazandığı Trabzonspor maçındaki performansı eleştirilen hakem Bülent Yıldırım spor yazarlarının da eleştirilerine hedef oldu. İşte o eleştiriler...Futbolun baronları ne istiyor! (Alen Markaryan) ÖlmekBir dalganın vurduğu kıyıda!ÖlmekÇaresiz bir minübüs koltuğunda!ÖlmekAcımasız bir şarapnel parçasında!Nereden bakarsan ağırNereden bakarsan insanlık dışıVe faydasız isyanlar!Allah’tan rahmet dilemek ağız dolusuYürekten…Ve Hakk’a yürüyen bütün vatandaşlarımızın mekanını Cennet düşleyerekten,Başımız sağ olsun. Acının yumak yumak olduğu günün sonrasında maça çıkmak daMaçı anlatmak daYazmak da ıstırapGönülsüz olsa da buyurun;Maçın 10 dakikası aşıldığında4-5 pasta gelip bir de kaleyi yoklayanDevamında 55 metreden boş kaleye şandel deneyen Trabzonlu oyuncular vardı.Biz ‘nasıl oluyor da elini kolunu sallayan kaleye geliyor’ diye hayıflanırkenQuaresma, Şenol Güneş’e dönüp eliyle orta sahayı gösterdi.‘Burası niye boş?’ diyeSonra akıllara zarar bir futbol katliamına tanıklık ettik.Trabzon ceza sahası içindeÖnce Gomez çekilerekSonra Mustafa Yumlu eliyle topu keserek5 tane hakemin gözü önünde defalarca penaltıya sebep oldu.Yüzbinlerce kişinin gözü önünde cereyan eden bu futbol katliamınaYazıklar olsun ki o 5 hakemin biri bile ‘penaltı’ diyemedi.Beşiktaş’ı nasıl engelleriz diye düşünen futbolun baronlarıTrabzonlu oyuncunun Suriye İl sınırından kalesine geri pas vermesiniVe o topu da eliyle tutan kalecisini de görmezden geldi.Ben olsam yemin ederim takımı sahadan çekerim.‘Alın futbolunuzu başınıza çalın’ derim. Kurşun gibi ağır bir hava hakimdi ikinci yarıyaTop parktaki salıncak gibi bir öne bir arkaya gelip-gidip duruyordu.Trabzon evlere şenlikti.Beşiktaş da ona ayak uyduruyordu.Oryantal çalan orkestrayaCazla eşlik eden şarkıcı gibiydi pas hatalarıRitim bozuk, şive kötüydü.Ana dili iyi konuşan biri çıkmalıydı ortalığaVe bu çadır tiyatrosuna son vermeliydi.Quaresma’nın ne dediğini duymadım amaGomez ‘Bu işte benden iyisi yok’ dedi: 0-1Sonra bütün geçen dakikaların acısını çıkartan ikinci gol geldi.Size bir sır vereyimHer Beşiktaş maçında kendimi 50 bin kişilik Pers Ordusu’na karşı savaşan300 kişilik Spartalılar gibi hissediyorum.Bire 5, belki 10Niyeyse!Bu kadar hak yemeBu kadar düzenden yana olma.Vallahi ayıp, billahi ayıp!Vedat Okyar demişti ya, “Şampiyon olmak istiyorsan hakemi de yeneceksin” diyeAdamın kemiklerini sızlattınız. (Akşam)
Lanet olsun hepinize - Bilal MeşeValla işimiz, ancak maçı yorumlamak içimden hiç gelmiyor! Diyeceksiniz ki, hayat devam ediyor. Yoo hayat devam etmiyor, masum hayatlar sönüyor, her gün şehitlerimizi toprağa veriyoruz. Televizyonları açmaktan korkar hale geldik! Bir yanda şehit haberleri, diğer yanda bombalı saldırılar ve ölen yüzlerce insanımız. Hayır, isyan ediyorum, ciğerimiz yanıyor, ciğerimiz! Ne tadımız kaldı, ne de tuzumuz! Ne oldu bizlere? Aynı bayrak altında yaşıyoruz, aynı havayı soluyoruz. Bu ülkeye kimsenin ihanet etmeye hakkı yok, olamaz da! O tetikleri çekenlere, masum insanlarımızı öldürenlere lanetler yağdırıyorum.İster Beşiktaş, ister Fenerbahçe şampiyon olsun, bizi hiç ama hiç ilgilendirmiyor. Hiçbir şey insan hayatından asla önemli değildir. Ne var ki ekmek paramız, elimiz varmasa da zirve adına önem taşıyan mücadelede düşüncelerimizi ortaya koymak zorundayız. Hafta içinde kritik maçları yönetecek hakemlerle ilgili bir yorum yazmıştım, Bülent Yıldırım da ilk beşin içindeydi. Dedik ki, ‘zorluk derecesi yüksek maçları bu beşli kaldırır’... Hayy demez olsaydık! Kritik mücadelenin 12. dakikasında Beşiktaş’ın buz gibi penaltısı güme gitti! Mustafa Yumlu, Gomez’in dokunuşunda yerde topu elle kesiyor, kaleye gider veya gitmez, o tarafı bizi bağlamaz, meşin yuvarlak yön değiştiriyor. Bülent Yıldırım, pozisyona yakın, topu kale arkasındaki hakeme atıyor! Hakan Ceylan, burnunun dibinde ‘gıkı’ çıkmıyor, gözüne perde inmiş!Peki, 33’de Cavanda’nın kalecisine verdiği geri pası Yıldırım’ın yine es geçmesine ne demeli! Yazıktır, günahtır arkadaş... Ortada bir emek var, hiç olmasa buna saygı duyun, maçı adaletli yönetin! Trabzonsporlu oyuncuların sertliklerine göz yumması ise ayrı bir eleştiri konusudur! Bu Trabzonspor’un güçlü rakibine 76 dakika direnmesi de büyük başarıdır. Quaresma’nın asisti, Gomez’in rekoru kıran harika kafa golü, Trabzon’un puan umudunu alıp, götürdü. Gomez’in savunmaya kadar inip, kritik bir pozisyona set çekmesi ders niteliğindedir. Kaçırdıkları da var, ne var ki bu olumsuzluk onun başarısına asla gölge düşürmez. Quaresma’nın yerine oyuna giren Olcay, nihayet ortaya çıktı! Kızmasın, biz iyi oynayan ve golleri atan Olcay’ı özlüyoruz. Attığı gol onun penceresinden ALTIN değerindedir. Evet, Kartal Karadeniz’de yine yüksekten uçtu, önce Rize’yi ardından da Trabzon’u yenerek zirveye kondu. (Milliyet)
Her şeye rağmen lider - Güntekin OnayBEŞİKTAŞ, Trabzonspor karşısında ilk yarıda daha ofansif görünmekle birlikte Rize’deki etkinliğinden uzaktı. Trabzon ceza alanı civarında çok top kaybeden siyah-beyazlılar girdiği pozisyonları da değerlendiremedi. Özellikle Mario Gomez ilk yarıda tanınmayacak haldeydi. Alman yıldız kritik noktalarda isabetsiz paslar attı, top kontrolünde ve son vuruşlarda kendi kalitesinden uzak işler yaptı. BEŞİKTAŞ’IN bir diğer sorunu da Quaresma’nın yine taç çizgisine çok yakın oynamasıydı. Genellikle rakibi merkezden delmeye çalışan Beşiktaş’ın sol taraftan getirdiği toplarda da Quaresma diğer kanattan ceza alanına girmekte gecikti. Portekizli büyük yetenek ancak ceza alanına toplu veya topsuz daha fazla girmeli. 2. yarı maçın tek hakimi olan Beşiktaş, zorladı zorladı ve kaçırdıklarına rağmen maçı kazanmayı başardı. Savunmada Tosic-Necip ikilisi hatasız oynadı. Gol gelene kadar Beşiktaş’ta bir gerginlik ve stres göze çarptı. Nitekim golün ardından daha rahat oynayan siyah-beyazlılar kendisine liderliği getirecek sonucu almayı başardı. YILDIZLAR SAHADA 90 DAKİKA KALMALI BEŞİKTAŞ’IN bu günleri görmesindeki baş rol oyuncularından biri olan ve gol krallığına koşan Gomez’in kaçırdığı goller, bitkinliği, yorgunluğu skorun 76 dakika boyunca değişmemesindekiönemli etkenlerden biriydi. Şayet Gomez diri ve gününde olsaydı maç çok daha erken kopardı. Yine de büyük yıldızları 90 dakika sahada tutmak gerekiyor. Nitekim 76’da Quaresma gibi bir süperstarın harika ortasında Gomez uçarak kafa ile golü attı ve ikinci yarıda tek kale oynayan Beşiktaş, forvet hattındaki bireysel sorunlara rağmen aradığı golü buldu. ATIBA’NIN sorumluluk duygusu, sakatlığına rağmen Oğuzhan’ın çalışkanlığı ve etkili oyunu Beşiktaş’ın kazanmasında ve hakim bir oyun oynamasında etkendi. Trabzonspor, eksiklerine rağmen sahaya tüm gücünü koydu ancak bu performans Beşiktaş’tan puan almak için yeterli olmadı. Stopersiz, Gökhan’sız yorgun Kartal tüm olumsuzluklara rağmen zorlu periyodu lider kapatmayı başardı. HAKEM Bülent Yıldırım, ilk yarıda Beşiktaş’ın açık bir penaltısını vermedi. Mustafa Yumlu, Gomez’in vuruşunu elle kesti lakin devam kararı çıktı. Ayrıca Cavanda’nın kaleci Esteban’a ayak içi ile verdiği pasta da devam kararı tecrübeli hakemin imza attığı bir diğer skandaldı. Son haftalarda Türkiye’nin 3 kıdemli hakemi Cüneyt Çakır, Fırat Aydınus ve Bülent Yıldırım’ın sergilediği yönetimler ne yazık ki maçların sonuçlarını ve yarışın seyrini etkiliyor. (Vatan)
Lider'in dönüşü - Atilla GökçeMaçın skoruna Beşiktaşlılardan önce Hakem Bülent Yıldırım sevinmeli. İki takımın şampiyonluk için soluk soluğa yarıştığı lige “adaletsiz” bir katkıda bulunacaktı, olmadı. Anlaşılan o ki Bülent Yıldırım maçı yönetmeye değil, “idare etmeye” memur edilmiş. MHK Başkanı ve atama yetkilileri, “Kural ne diyorsa o, gördüğünü çal!” dememişler sanki... Tatsızlık çıkarmamasını, vaziyeti idare etmesini talep etmişler adeta... Onikinci dakikada Douglas’ın Kerim Frei’ye ikram ettiği (!) top, ondan Gomez’e geliyor... Gomez topu boş kaleye atacak ya, Mustafa Yumlu can havliyle beline sarılıp indiriyor. (BU BİR PENALTI)... Yetinmiyor. Kendisi de yerde... Top önünde. İki kolunu açarak hacim genişletmiş Mustafa... Yine yetinmiyor. Eliyle topa müdahale ediyor. (BU DA BİR PENALTI)... Bülent Yıldırım, görmüyor bunu... Peki beşinci hakem n’apıyor? O da üç maymundan birini oynuyor: DUYMADIM, GÖRMEDİM, SÖYLEMEM! Söylemeyin arkadaşlar... Vicdan sahibi her futbolsever, kurala saygılı her vatandaş söylüyor zaten hak ettiğinizi. Ha, bir de 35’de Cavanda’nın topu Kerim’e kaptırmamak için Esteban’a (kaleciye) verdiği pas var. Bülent hoca bunu da görmedi. O nedenle işte maç kazara berabere bitse, ya da Trabzon kazansa Bülent Yıldırım, vermediği o penaltı, M.Yumlu’ya göstermediği sarı kart nedeniyle asla ibra edilmez, aklanamazdı. Maçın skoru Beşiktaş’ın isyanını engelledi. Sakin durdular yine de. Futbolcular o adaletsiz karara itiraz etseler, sinirlenseler, elhak Bülent Hoca bir de kırmızı - mırmızı maçı arapsaçına döndürürdü. Beşiktaş, zor maçı disiplinle oynadı. Necip ve Tosiç hatasız emanetçilerdi. Atiba, Oğuzhan, Sosa ve Kerim beklendiği gibi oynadılar. Baskılı, bol pozisyonlu bir maç çıkardılar. Trabzonspor da uzun toplarla Beşiktaş savunmasını aşıp Cardozo ve Muhammed’le gol arayışına girişti. Özellikle Gomez’in en az dört kez gole çevirebileceği fırsatları harcadığını, ağır kaldığını gördük. Her neyse... Şimdi maç eksiği - maç fazlası bitti. Lider yerine döndü, başa geçti. Beşiktaş’a da Fenerbahçe’ye de saygıyla başarılar diliyoruz. Yolları açık olsun. Bülent Yıldırım’a gelince... Ben çok mahcubum hocam... Adalet adına, kurallar adına, şu masum oyun adına! (Milliyet)