Biz Çanakkale’ye bir darülfünun gömdük
Biz Çanakkale’ye bir darülfünun gömdük
Tarihin en trajik savaşları arasında gösterilen Çanakkale’de Atatürk’ün sözleriyle “Bir üniversite şehit olmuştu”. Anadolu’nun dört bir yanındaki pek çok lise de iki yıl boyunca mezun veremedi.
“Ne ben şu İngilizleri tanırım ne onlar beni. Ah, bizi böyle karşı karşıya getirmeye sebep olanlara ne diyeyim bilmem. Ahdettim ki sebepsiz yere bir kurşun atmayayım!”Hukuk fakültesinde okurken kendini bir anda Çanakkale’deki savaşın ortasında bulan İsmail Hakkı (Sunata) cephede tuttuğu not defterine böyle yazmıştı. Savaşın anlamsız olduğunu düşünen idealist bir hukuk öğrencisiydi. Fakat cepheye gitmekten çekinmedi.Çanakkale’de hayatta kaldı, sonrasında dört yıl Doğu Cephesi’nde savaştı. Savaşta geçen yıllarının ardından nihayet hukuk fakültesine dönerek eğitimini tamamladı. Ama pek çok öğrenci, İsmail Hakkı Bey kadar şanslı değildi.
Atatürk’ün “Biz oraya bir darülfünun (üniversite) gömdük” dediği Çanakkale Savaşı, sadece üniversiteliler için değil, Türkiye’nin dört bir yanındaki liselilerin de canlarına mal olmuştu.Çanakkale’de Nisan 1915’ten itibaren kara çıkartmalarının artması üzerine Sultan (V. Mehmed) Reşad, Harbiye Nezareti’ne (Savunma Bakanlığı) bir tebliğ yayımlattı. Buna göre Askerlik Kanunu değişmiş, lise ikinci sınıf öğrencilerinin de askerlik hizmetine alındığı açıklanmış, kıtalara teslim olmaları istenmişti.
Çağrı üzerine Anadolu’nun farklı yerlerinden lise öğrencileri gönüllü olarak savaşa katılmaya başladı.İstanbul’daki Galatasaray, Vefa, Kabataş ve İstanbul Lisesi öğrencileri cepheye ilk ulaşanlardandı.Kısa süre içinde Balıkesir, Bursa, Edirne, İzmir, Kastamonu, Kayseri, Kütahya, Konya, Denizli, Erzurum ve Sivas’tan 15-16 yaşında, ülkenin en eğitimli, gencecik insanları cephedeki yerlerini almışlardı. Pek çoğu geri dönmedi.Hayallerini bıraktıkları okullardan iki yıl boyunca mezun olan öğrenci sayısı 4-5’i aşmadı. Çanakkale Savaşı’na katılan liseliler hakkında maalesef kapsamlı bir akademik çalışma bulunmuyor.Ancak tarihçi İsmail Çolak’ın ‘Okuldan Çanakkale’ye’ isimli kitabında, Çanakkale’ye giden liselilerin çeşitli kaynaklardan derlenen hikâyeleri anlatılıyor. İşte onlardan bazıları: