Nuri Bilge Ceylan'ın 'gözü' üzerimizde!
Nuri Bilge Ceylan'ın 'gözü' üzerimizde!
Türkiye sinemasının dünyadaki yıldızı Nuri Bilge Ceylan’ın ‘bakmak’ temalı fotoğrafları Dirimart’ta açılan ‘Bakmak Üzerine’ başlıklı sergide bir araya getirildi. Serginin küratörü Heinz Peter Schwerfel, “Bu seçkide insanlara odaklanmak ve bakmak üzerine bir oyun oynamak istedim. İlk başlarda insanların bakışından çok etkilenmiştim. İnsanlardaki bu duyguyu yakalamak manzara fotoğraflarına göre zor bir iş” diyor.
Nişantaşı’ndaki Dirimart Galeri, ‘Kış Uykusu’ filmiyle Cannes’da Altın Palmiye kazanan usta yönetmen Nuri Bilge Ceylan’ın ‘bakış’lara odaklandığı fotoğraflarını bir araya getirdi. Küratörlüğünü Heinz Peter Schwerfel’in üstlendiği ‘Bakmak Üzerine’ adlı sergi, adını John Berger’in ünlü ‘Görme Biçimleri’ kitabından alıyor. Ceylan’ın 2003’ten bu çektiği fotoğraflar arasından yapılan seçki, fotoğrafta yer alan öznelerin, izleyicilere bakışına odaklanıyor. Ceylan’ın panoramik ortamda kurgulayarak çektiği kişiler bakışlar adeta Ceylan’a cevap veriyor.
Büyük boyutlu 9 fotoğrafın yer aldığı sergiyle ilgili Milliyet’ten Fisun Yalçınkaya’ya konuşan küratör Heinz Peter Schwerfel, “Bu sergideki fotoğraflar, bakmak teması üzerine seçildi. Sergideki fotoğraflarda yer alan özneler direkt olarak, çarpıcı biçimde izleyiciye bakıyor. Burada ‘bakmak’ kelimesini iki farklı şekilde kullandık, özneler izleyiciye izleyiciler de öznelere bakıyor. Bu seçkide insanlara odaklanmak ve bakmak üzerine bir oyun oynamak istedim. İlk başlarda insanların bakışından çok etkilenmiştim. İnsanlardaki bu duyguyu yakalamak manzara fotoğraflarına göre zor bir iş. Bir başka açıdan da bu fotoğrafların August Sander’ı bana hatırlatan bir yönü var. Sander, yüzyılın başlarında güncel insanları çekti ama bu insanlar tarih sahnelerinden fırlamış gibi görünüyordu. Ceylan’ın fotoğraflarını gördüğümde hemen aklıma bu geldi ve onun da çok hoşuna gitti bu bağlantı. Seçkiyi bunun üstüne kurduk” diyor.
Küratör Schwerfel, Nuri Bilge Ceylan’ın sineması ve fotoğrafları arasındaki bağı da şöyle özetliyor: “Hem sinemasında hem de fotoğraflarında ‘zamansızlık’ hakim. Ne zaman çekildiğinin önemi yok, filmlerinde de bu zamansızlık önemli. İkincisi filmlerinde insan ruhunun farklı yönlerine farklı katmanlarına ve belirsizliğe odaklanıyor. ‘Kış Uykusu’ filminde 3 saat boyunca izlediğiniz adamı aslında o kadar da anlamadığınızı anlıyorsunuz sonunda. Fotoğraflarındaki karakterleri de böyle belirsizlik içinde ve anlaşılması zor.”