Çanakkale'de yüzlerce yıllık Osmanlı'dan kalma tarih gün ışığına çıkarıldı
Çanakkale Savaşları'nın yaşandığı tarihi Gelibolu Yarımadası'nda bulunan Osmanlı Dönemi'ne ait 829 mezar taşı ve 67 kitabe tek tek okunup, fotoğraflanıp kayıt altına alındı.
Çanakkale Savaşları'nın yaşandığı tarihi Gelibolu Yarımadası'nda bulunan Osmanlı Dönemi'ne ait 829 mezar taşı ve 67 kitabe, Çanakkale Savaşları Gelibolu Tarihi Alan Başkanlığı'nın desteklediği proje kapsamında ÇOMÜ'den Dr. İsmail Sabah ve beraberindeki ekip tarafından tek tek fotoğraflanıp, günümüz Türkçesine çevrilerek kayıt altına alındı. Dr. Sabah, mezar taşlarının çevirisi sırasında birçok hikayenin de gün yüzüne çıktığını söyledi. Çalışmanın tarihi bilgilere ışık tutacağına dikkati çeken Dr. Sabah, Osmanlı Dönemi'ne ait mezar taşları ve kitabelerin ana kaynak değeri taşıdığını kaydetti.
Çanakkale Savaşları'nın yaşandığı tarihi Gelibolu Yarımadası'nda bulunan Osmanlı Dönemi'ne ait 829 mezar taşı ve 67 kitabe, Çanakkale Savaşları Gelibolu Tarihi Alan Başkanlığı'nın desteklediği proje kapsamında ÇOMÜ'den Dr. İsmail Sabah ve beraberindeki ekip tarafından tek tek fotoğraflanıp, günümüz Türkçesine çevrilerek kayıt altına alındı. Dr. Sabah, mezar taşlarının çevirisi sırasında birçok hikayenin de gün yüzüne çıktığını söyledi. Çalışmanın tarihi bilgilere ışık tutacağına dikkati çeken Dr. Sabah, Osmanlı Dönemi'ne ait mezar taşları ve kitabelerin ana kaynak değeri taşıdığını kaydetti.
Dr. İsmail Sabah, "Bu mezar taşları kabirde medfun kişinin ad, soyad ve vefat tarihi bilgisinin haricinde döneme ait tarihsel bilgileri de içermesi açısından oldukça kıymetli taşınmaz kültür varlıklarıdır. Bu amaçla Çanakkale Muharebeleri ile anılan coğrafyada, tarihi Gelibolu Yarımadası'nda, bölgenin Osmanlı tarihine de ışık tutacak bir çalışmaya başladık. Bu kapsamda günümüzde Tarihi Alan Başkanlığı sınırları içerisinde kalan alanda 829 mezar taşı ve 67 tane kitabeyi hem fotoğraflayarak hem de bunları günümüz Türkçesine aktararak kayda aldık. Bu mezar taşları üzerindeki metinler, hastalıktan ölenler, döneme ait birtakım meslekler yine dönemin sosyoekonomik yapısına ışık tutacak bazı veriler içermesi açısından sadece tarihçiler için değil; farklı bilim dallarında çalışan araştırmacılar için bir kaynak teşkil etmektedir. Bu çalışmanın bir diğer özelliği de şu olmuştur; bundan sonraki süreçte burada herhangi bir mezar taşının kaybolması veya çalınması durumunda, tarihi Gelibolu Yarımadası'na ait olduğunu ispatlayacak bir hukuki dayanağı da aslında oluşturmuş olduk" dedi.
Osmanlı Dönemi mezar taşları ve kitabelerini okurken yeni bilgilere de ulaştıklarının altını çizen Dr. Sabah, "Örneğin Havuzlar'da yer alan çeşme kitabesinin tercümesini yaparken bir şey dikkatimizi çekmişti. Normalde çeşmeler, hayır eserleri oldukları için yerleşim yerlerinin içerisine yapılır. Ancak bahsetmiş olduğumuz çeşme, en yakın yerleşim yeri olan Kilitbahir köyüne 3-4 kilometre mesafedeydi. Biz bu kitabeyi okurken kitabede ismi de geçen Halil Paşa, Osmanlı Dönemi'nin kaptanıderyalarından biridir. Bu çeşmeyi neden yerleşim yerinin içerisine değil de yerleşim yeri uzağına yaptığı sorusunu sorunca havuzların Osmanlı tarihi için ve Türk denizcilik tarihi için de en önemli mekanlardan biri olduğunu, bu çeşmenin vatandaşın kullanımı için değil de donanmanın su temini ihtiyacı için yapıldığını keşfettik" diye konuştu.