Chp Tbmm Grup Toplantısı

Chp Tbmm Grup Toplantısı

Genel Başkan Kılıçdaroğlu: (2)- "Türkiye mülteciler açısından tampon ülke olmamalıdır. Ama gittiler altına imzayı attılar. Hangi gerekçe ile biz bu mültecilere bakacağız? Baktığımız kadar baktık zaten. Gidiyorlarsa gitsinler. Sorun bizim değil ki onların

TBMM (AA) - CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Türkiye'nin mülteciler açısından tampon ülke olmaması gerektiğini belirterek, "Ama gittiler altına imzayı attılar. Hangi gerekçe ile biz bu mültecilere bakacağız? Baktığımız kadar baktık zaten. Gidiyorlarsa gitsinler. Sorun bizim değil ki onların sorunu. Burada durmak istemiyor, oraya gitmek istiyor." dedi.

Kılıçdaroğlu, partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, üç akademisyenin bir bildiriye imza atmalarının ardından, terör örgütü propagandası yaptıkları gerekçesiyle tutuklanmalarına tepki gösterdi.

Geçmişte bazı AK Parti yöneticilerinin sarf ettiği sözleri tekrarlayan ve "Bu sözler için savcılar nerede?" diye soran Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:

"Çünkü güçleri oraya yetmiyor. Çünkü onlar bir makamdan talimat alarak görevlerini yerine getiriyorlar. Diyorlar ki 'Akademisyenleri tutuklayacaksınız, hapse atacaksınız', 'Emredersiniz' diyorlar. Onlar için hukuk yok. Hiç kimse kusura bakmasın bir makamdan talimat alıp, o talimatın gereğini yerine getirenler, satılık insanlardır. Bu kadar açık. Yargı satılık insanların alanı değildir. Yargı dürüst ve namuslu insanların alanıdır."

Sabahattin Zaim Üniversitesi Rektör Yardımcısı'nın, bir konuşmasında, "Ülkeyi ayakta tutacak olanlar okumamış, hatta ilkokul bile okumamış, üniversite okumamış, cahil halktır. Onlar bu yanlışların hiçbirini yapmazlar. Türkiye'nin okumuş kesimi, profesörlerden başlayarak geriye doğru en tehlikeli olanlar üniversite mezunları. Olayları en rahat okuyanlar da ilkokul mezunları. Çünkü zihinleri berrak. Üniversite ve sonrası durum çok vahim. Çünkü gidişatı okuyamıyorlar, zihinleri bulanık" şeklinde ifadeler kullandığını aktaran Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bunu söyleyen bir akademisyen. Şimdi Sabahattin Zaim Üniversitesinin yöneticilerine sesleniyorum, lütfen eğer bu adamı burada tutacaksanız, üniversiteyi kapatın. Eğer bu düşünceleri paylaşıyorsanız, üniversiteyi kapatın, kimseyi okutmayın. Niye üniversite açtınız? Hangi gerekçe ile açtınız? Bu adam birilerine yalakalık yapsın diye mi oraya getirdiniz?"

Üniversitelerin toplumun kalkınmasında ve gelişmesindeki önemine işaret eden CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, "Bu adamın bilgi çağından, insanlığın geldiği evrimden haberi yok. Nasıl okumuş, nasıl profesör olmuş, nasıl o koltuğa oturmuş, anlamakta zorluk çekiyorum. Gerizekalı desem, adama hakaret etmiş olurum, çünkü gerizekalılığın da bir düzeyi var." diye konuştu.

Kılıçdaroğlu, Türkiye'nin içinde bulunduğu durumdan çıkması ve sorunların çözülmesi için ülkenin kurucu ayarlarına geri dönmesi, barış eksenli bir politikaya geçilmesi gerektiğini belirterek, dış politikanını tamamen değişmesini, kavgadan değil, barıştan yana bir yaklaşım sergilenmesini istedi.

Irak, İran, Suriye, Mısır, Libya, İsrail, Rusya ile neden kavgalı hale gelindiğinin sorgulanmasının şart olduğunu vurgulayan Kılıçdaroğlu, bu ülkelerle Türkiye'nin çıkarları doğrultusunda sorunları çözecek partinin CHP olduğunu, partisinin sorunları doğru tespit ederek, çözüm önerilerini ortaya koyduğunu kaydetti.

Kemal Kılıçdaroğlu, "Eğer, 'kavgadan besleneceğiz' diyorsanız, ülkeyi kan gölüne döndürürsünüz. Geldiğimiz nokta da budur. Yeni bir barış iklimi yaratmak istiyorsak, bunların gitmesi lazım." değerlendirmesinde bulundu.

- "Eğer ahlak varsa bunların gitmesi lazım"

Yaşanan terör olayları nedeniyle TBMM Başkanı'nın ve Meclis'in inisiyatif alması gerektiğini vurgulayan Kılıçdaroğlu, bu kapsamda Meclis Başkanı İsmail Kahraman'a yaptığı ziyareti hatırlattı.

"Terör gibi herkesi bunaltan bir soruna bu Meclis çözüm getirmeyecek de kim getirecek?" diye soran Kılıçdaroğlu, Meclis Başkanı Kahraman'ın liderlere terör gündemiyle bir toplantı çağrısı yapmasını istedi.

Kemal Kılıçdaroğlu, "Eğer liderler sorunun çözümüne katkı vermiyorlarsa, neden vermediklerini çıkıp millete anlatsınlar. Bu çağrımı tekrarlıyorum. TBMM, buna el koysun. Çünkü bu hükümetle bu işler yürümez." ifadelerini kullandı.

Türkiye'nin başına bu kadar bela açan insanların siyasi sorumluluğu bulunması gerektiğini anlatan Kılıçdaroğlu, "Eğer bir hükümette birisi kalkıp siyasi sorumluluğu üstlenmiyorsa, o erdemi ve o ahlakı göstermiyorsa, hükümet bitmiştir. Sıcak koltuğuna oturacak, her gün şehit cenazeleri gelecek ve sorumluluk üstlenmeyecek. Bombalar patlayacak, 'terörü lanetliyoruz' diye iki cümle kuracak, yine sıcak koltuğunda oturacak. Bunların gitmesi lazım. Eğer ahlak varsa, ahlakın kırıntısı varsa bunların yerlerinden ayrılmaları lazım." dedi.

Devlette liyakat sisteminin yeniden etkin hale getirilmesini isteyen Kılıçdaroğlu, bakanlıkların cemaatlar, vakıflar, tarikatlar arasında bölüşüldüğünü, böyle bir devlet yapısının kabul edilemez olduğunu, etkili görevlere yetkin insanların getirilmediğini, bu nedenle her alanda Türkiye'nin ateşe atıldığını ve bunların aşılması gerektiğini bildirdi.

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, terör olaylarının ekonomiyi de olumsuz yönde etkilediğini belirterek, "istikrar" diye gelen iktidarın istikrarı tamamen bitirdiğini öne sürdü.

- "Türkiye bir mülteci bakımevi olmamalıdır"

Konuşmasında AB ile Türkiye arasında mültecilere ilişkin anlaşmaya da değinen Kılıçdaroğlu, büyük bir başarı olarak gösterilmeye çalışan anlaşmanın Türkiye'yi mülteci bakımevine döndüreceğini iddia etti.

Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:

"Türkiye bir mülteci bakımevi olmamalıdır. Türkiye mülteciler açısından tampon ülke olmamalıdır. Ama gittiler altına imzayı attılar. Hangi gerekçe ile biz bu mültecilere bakacağız? Baktığımız kadar baktık zaten. Gidiyorlarsa gitsinler. Sorun bizim değil ki onların sorunu. Burada durmak istemiyor, oraya gitmek istiyor. Çıkıp şu yürekliliği göstermediler, 'Kardeşim, ne 6 milyar avrosu? 6 milyar avroyu ben size vereyim, tamamına siz bakın'. Burası mülteci bakımevi mi? Yarın bunlar, 2 milyon 700 bin Suriyeli ne olacak Türkiye'de? Türkiye başına nasıl bir bela aldığının farkında mı? Bir felaketi devralıyoruz. Bu insanlara nasıl bakılacak? Nasıl beslenecek bu insanlar? 'Avrupa'ya giden Suriyeliler kadar bizden seçip Suriyeli alacaklar', bir insana yapılan en büyük saygısızlıktır bu. Geri gönderecekler, 'İçlerinden mühendisleri, doktorları, avukatları alacağım, döküntüler sizde kalacak'. Bir insana böyle bakılır mı? Kişi ölümü göze alarak, çoluk çocuk gitmiş oraya. Al bak kardeşim, al bak. Suriye kan gölüne dönerken ağzını bıçak açmıyordu, seyrediyordun sadece. Sorunu çözmek için hiçbir çaba göstermedin. Ne zaman mülteciler gitti başladın ağlamaya."

- "Bu, Türkiye'yi aşağılamak, ikinci sınıf ülke görmektir"

Avrupa'nın 500 milyon, Türkiye'nin ise 78 milyon nüfusu olduğunu anımsatan Kılıçdaroğlu, bu kadar büyük bir nüfusa sahip olmasına rağmen, 2 milyon 700 bin kişiyi kabul etmeyip para karşılığı Türkiye'ye baktırmaya çalıştığını kaydetti.

Bunun Türkiye'yi aşağılamak ve ikinci sınıf ülke konumuna düşürmek olduğunu ifade eden Kılıçdaroğlu, hükümetin de böyle bir muameleye neden olan anlaşmaya imza atmasını eleştirdi.

Türkiye'nin 72 şartı yerine getirmesi halinde, Avrupa'ya vizesiz seyahatin gündeme geleceğinin söylendiğini aktaran Kemal Kılıçdaroğlu, 2014 yılında Meclis gündemine getirilen Geri Kabul Anlaşması'nda da yine Avrupa'ya vizesiz seyahatin gerçekleşeceğinin söylendiğini ileri sürdü.

Kılıçdaroğlu, "Onu unutturdular, şimdi buna yeni bir vize kamufle etmeye çalışıyorlar. Vize de turist vizesi. Yahu milletin ne parası var ki zaten turist vizesini sorun etsin. Turist olarak gidenler zaten gidiyorlar. '72 şart' diyorsan getir, hepsine destek vereceğiz. Ama ben de adım gibi biliyorum ki bunları getiremeyecekler. Çünkü getirdikleri zaman demokrasi lazım Türkiye'ye. AB standartları olması lazım. Diktayı arzu eden bir yönetim demokrasiden yana tavır mı alır? Unutturacaklar." değerlendirmesinde bulundu.

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, AB'nin 17-18 Mart tarihlerinde bir sonuç bildirgesi yayımladığını ve bildirgede, "AB, demokrasi, hukuk devleti, ifade özgürlüğünün de dahil olduğu temel haklara saygı konusu olduğunda Türkiye'nin en yüksek standartlara saygı duymasını bekler" cümlesinin yer aldığını aktararak, bu cümleye muhatap olmanın kabul edilemez olduğunu ifade etti.

- "Çoğunun gözüne bu akşam uyku girmeyecek, rahat uyuyamayacaklar"

Kılıçdaroğlu, iş adamı Rıza Sarraf'ın ABD'de tutuklanmasıyla ilgili şu değerlendirmelerde bulundu:

"Ben eminim çoğunun gözüne bu akşam uyku girmeyecek, yataklarında rahat uyuyamayacaklar. FBI Bölge Direktörü, bu suçlamaların gerçek ortaklara bir mesaj olduğunu söylüyor. Yani Rıza Sarraf gerçek ortak değil. Gerçek ortaklar var. Deniz Feneri'ni hatırlıyorsunuz değil mi? Ne diyordu Alman hakim, 'Asıl failler Türkiye'dedir' diyordu. Rıza Sarraf orada konuşur, göreceksiniz, konuşacaktır. Bütün kirli çamaşırlar ortaya çıkacak. Ve böylece biz dört bakanla ilgili bütün gerçekleri, bütün ayrıntıları ile öğrenmiş olacağız. Birilerinin Rıza Sarraf'ın önüne nasıl, hangi gerekçe ile yattığını çok daha iyi öğrenmiş olacağız. Ne diyorduk? Allah büyüktür, diyorduk. Hiçbir haksızlığa, yolsuzluğa yer vermemeliyiz. Türkiye'yi hukukun üstünlüğü bağlamında yüceltmeliyiz."

Öte yandan Kılıçdaroğlu, toplantı çıkışında gazetecilerin, partiden ihraç edilen Ankara Bağımsız Milletvekili Aylin Nazlıaka'nın grup toplantısına katılmasına ilişkin sorusuna, "Vatandaş olarak herkes gelebilir" karşılığını verdi.

(Bitti)