Kılıçdaroğlu: ''Gerekirse 16'lı masa kuracağım!''

Kılıçdaroğlu: ''Gerekirse 16'lı masa kuracağım!''
Güncelleme:

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin grup toplantısında gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. Kılıçdaroğlu asgari ücret zammı için "Sendika iradesini Saray'a ipotek etmişse, sendika olmaktan çıkar" dedi.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin grup toplantısında gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu.

Kılıçdaroğlu kürsüye, "Adaletin yılmaz savunucusu, gençlerin demokrat amcası, çetelerin, uyuşturucu baronlarının korkulu rüyası, milyonların umudu..." anonsuyla çıktı.Cumhurbaşkanı Erdoğan'a sert sözlerle yüklenen Kılıçdaroğlu, "Erdoğan hâlâ İstanbul'un rantının peşinde. Erdoğan, Türkiye Cumhuriyeti’nin iradesini satmıştır" dedi.

Kılıçdaroğlu, deprem yardımlarının depremzedelere ulaştırılmadığını söyledi. Kılıçdaroğlu, "Biz takipçisi olacağız, bu halkın karşılaştığı her sorunun takipçisi olacağız" dedi. Kılıçdaroğlu, asrın felaketi sonrasında düzenlenen Türkiye Tek Yürek kampanyasında toplanan 115 milyar TL'nin 41 milyar TL'sinin hala yatırılmadığını belirterek "Nerede bu paralar? Kim ödemedi bu paraları?" diye sordu.

İktidara yakınlığıyla bilinen Yeni Şafak gazetesine tepki gösteren Kılıçdaroğlu, “Kalemini Saray’a ipotek etmemek zorundasın. Facebook hesaplarından 3 milyona yakın para harcıyor, benim seçilmemem için harcıyor. Bu nasıl bir ahlak anlayışıdır? Kim verdi sana o parayı? Hazine ve Maliye Bakanlığı’na çağrı yapıyorum, o para nereden geliyor inceleyeceksin” dedi. Kılıçdaroğlu devamında Yeni Şafak'a dava açacağını ifade etti.

Kılıçdaroğlu, ittifaklara ilişkin kendisine yöneltilen eleştiriler için ise "Değil 6'lı masa, Türkiye'nin aydınlığa çıkması için gerekirse 16'lı masa kuracağım" dedi.

 Kılıçdaroğlu'nun konuşmasından satır başları: 

 "Bir deprem felaketi yaşadık. 50 binden fazla insan hayatını kaybetti. Yüreğimiz hala o bölgede. O insanların huzur içinde yaşamaları için hepimizin üzerine düşen görevler var. O bölgede yaşayanların faturalarının ertelenmesi için bir kararname çıktı aradan bir süre geçti. Evi yıkılamayan ama kısmen oturulabilir olan evlere faturalar gelmeye başladı. Depremi yaşayan insanlara en azından 85 milyon insana katkı moral vermek istedik. Kampanyalar açtık. Belediye başkanlarımız o bölgelere gittik. Şimdi bu faturaların gelmesi doğru değil.

En azından yılsonuna kadar bizler ödeyebiliriz. Bunun için paramız yok diyecekler. Hayır efendim paramız var. Türkiye Tek Yürek Kampanyası açıldı. Herkes karınca kararınca katkı vermeye çalıştı. Taahhüt edilen parayı ödeyeceklerini söylediler. Kim bu parayı ödemeyenler? Acaba bu parayı ödemeyenler beşli çeteler mi? Hatırlarsanız şehitler için de para toplamışlardı. Nerede bu paralar, kim ödemedi bu paraları. Televizyonlara çıkıp parayı ödeyeceğim diyeceksiniz sonra yok olacaksınız. Takipçisi olacağız."

CAN ATALAY TEPKİSİ

"Tutuklu bir arkadaşımız var Can Atalay. Seçimi kazandı. Mazbatasını da aldı, ama parlamentoya gelip yemin ediyor. Anayasaya meclis içtüzüğüne aykırı demokrasiye aykırı. Meclis Başkanına çağrı yaptım. Sayın Kurtulmuş, asıl sorumlu sensin. Onu oradan çıkaracaksın gelecek yemin edecek. Kim haksızlığa uğradıysa hep yanında olacağız. Çünkü biz Cumhuriyet Halk Partiliyiz. Cumhuriyeti kuran demokrasiyi getiren partiyiz."

HAZİNE VE MALİYE BAKANLIĞI'NA YENİ ŞAFAK SORUSU

"Gazeteciden söz ettim. Bir gazete nasıl olur da 3 milyon yakın bir reklamı verir cumhurbaşkanı seçilmesin diye. Yeni Şafak gazetesinden bahsediyorum. Sen gazetesin benim lehime yazmak zorunda değilsin objektif olmak zorundasın. 3 milyona yakın benim seçilmemem için harcıyor. Kim sana verdi o parayı? Buradan Hazine ve Maliye Bakanına çağrı yapıyorum o parayı nereden buldular inceleyeceksin ahlaklıysan. Bir gazete böyle bir şey yapabilir mi? Elimde bütün veriler var. Dava açacağım. Yeni Şafak gazetesinin ne mal olduğunu bilmesini isterim. Bu kadar ahlaksızlık olur mu? (Kalemini satan gazeteci eleştirisi) Öyle bir ifade kullanmasam olurdu.

"ERDOĞAN İSTANBUL'UN RANTININ PEŞİNDE"

"İstanbul bizim için de dünya için de önemli bir merkez. Erdoğan boşuna söylemiyordu ‘İstanbul’u kaybeden Türkiye’yi kaybeder’ diye. Evet AK Parti’nin oylarını 2002’deki rakamlara indirdik. Ne olursa olsun ‘ben İstanbul’u nasıl alabilirim’ arayışı içinde. ‘İstanbul’un kupon arazilerini benim bilgim dışında satamazsın’ diyen oydu. Erdoğan hâlâ İstanbul'un rantının peşinde. 'Biz İstanbul'a ihanet ettik' diyen kendileri. İhanete doymamış olacak ki ihanete devam etmek istiyor."

"İŞÇİNİN HAK VE HUKUKUNU ARAMAK YİNE BİZE DÜŞTÜ"

"Asgari ücret açıklandı. 11 bin 402 lira oldu. Bu rakam makul bir rakam mı? Beni şaşırtan Türk-İş başkanının buna hiç itiraz etmemesi. Makul diyor. Aynı Türk-İş'in yaptığı başka bir açıklama var; Bekar bir çalışanın yaşama maliyeti 13 bin 430 TL. Siz buna itiraz etmeyeceksiniz! Bu doğru değil. İşçinin hakkını ve hukukunu korumak sendikanın görevidir. Sendika iradesini Saray'a ipotek etmişse, sendika olmaktan çıkar. Hukuktaki adı 'Sarı sendikalık'tır."