Hrant Dink ödülü o isme gitti !

Uluslarası Hrant Dink Ödülleri bu sene Samar Badawi'ye gitti.

Uluslararası Hrant Dink Ödülleri'ni bu sene KAOS GL ile birlikte Samar Badawi kazandı. Ülkesinin uyguladığı seyahat yasağından ötürü ödülünü almak için İstanbul'a gelemeyen Badawi'nin ülkesindeki erkek vesayetine karşı başlattığı başkaldırı, sonrasında kadınların oy verme hakkından araba kullanabilmelerine kadar geniş bir yelpazeye yayılmış. Badawi, ülkesinden aldığı tehditlere ve gördüğü baskıya rağmen çalışmalarını yalnızca kadınlar için değil, Cidde'de hapishanede bulunan abisi ve kocası için de devam ettiriyor.

Radikal'den Birce Altay'ın haberine göre Hrant Dink’in doğum günü olan 15 Eylül’de, ‘ayrımcılıktan, ırkçılıktan, şiddetten arınmış, daha özgür ve adil bir dünya için çalışan, bu idealler uğruna bireysel risk alan, ezber bozan, barışın dilini kullanan, bunları yaparken insanlara mücadeleye devam etme yolunda ilham ve umut verecek kişilere’ verilen Hrant Dink Ödülleri’nin bu seneki sahiplerinden biri Samar Badawi oldu. Son senelerde Ortadoğulu pek çok kadın insan hakları aktivistinin adını daha sık duyar, yaptıklarını saygıyla izler olmamıza rağmen Samar Badawi’nin hikayesi ve mücadelesi belki de Suudi Arabistan’da doğup orada devam ettiği için görece az insan tarafından biliniyor.

1981 doğumlu Samar Badawi’nin mücadelesi kendi içinden, kendi evinden başlamış. 14 eşi olan ve uyuşturucu kullanan babasından fiziksel şiddet de gören Badawi, Cidde’deki bir kadın sığınma evine kaçmış. Kendi gözetimini çiğnediği gerekçisiyle 15 sene boyunca fiziksel istismarda bulunduğu kızına dava açan babasına karşılık Badawi, evlenmek isteyip babasından izin alamadığında vesayetinin değiştirilmesi talebinde bulunmak için mahkemeye gitmiş. Human Right Watch baba kız arasındaki dava durumunun sırasının bu şekilde olduğuna dikkat çekse de olay Suudi basınına bu şekilde yansımamış.

6 AY HAPİS YATTI

Dava süresinin sonunda, Suudi Arabistan yasalarına göre her kadının erkek bir velisi olmasını gerektiren yasaya Badawi’nin uymadığına karar verilmiş ve Badawi 4 Nisan 2010 senesinde bu yüzden hapse girmiş. Badawi hapse girdikten sonra salıverilmesi için birçok kampanya ve protesto düzenlenmiş. O sırada İslam dinini aşağıladığı gerekçesiyle önce ölüm cezasına çarptırılmış fakat cezası sonra müebbet hapse çevrilen Badawi’nin abisi Raif Badawi’nin davasına bakan insan hakları aktivisti ve avukat  Waleed Abulkhair, Samar’ın davasını da  üstlenmiş. Badawi’nin hapiste olduğu dönemde salıverilmesi için sosyal medyada da kampanyalar yürüten Abulkhair’in de katkısıyla Samar aynı senenin Ekim ayında hapishaneden kurtulmuş ve sonrasında da Waleed ile evlenmiş.

2011 senesindeki yerel seçimlerde oy kullanmak için yaptığı başvuru reddedilince, bu reddin hukuksal bir boyutu olmadığını savunarak Divan El Mazalim’e şikayette bulunmuş Badawi; seçme ve seçilme hakkı talep etmiş. İlk duruşmada ertelenen davayı takip eden davada, ‘dava konusunun oluşmadığına’ karar verildi ve Badawi’nin talebi cevapsız kalmış.

KADINLARIN ARABA KULLANABİLMELERİ İÇİN ÇALIŞTI

Takip eden senelerde Suudi Arabistan’da giderek yaygınlaşan, kadınların araba kullanmalarının önündeki engellerin kaldırılması için yürütülen kampanyalarda aktif olarak rol alan Samar Badawi, 2011 senesindeki büyük kampanyaya hem araba kullanarak destek vermiş, hem de araba kullanan kadınlara olası polis durdurulmalarında ve takip eden davalarında yardımcı olmuş.

Bu yaptığı çalışmalar her ne kadar kendi ülkesinde durdurulmaya çalışılsa da dünyanın dikkatinden kaçmamış. 2012 senesinde Amerika’da Hillary Clinton ve Michelle Obama’nın katılımıyla gerçekleşen Women of Courage ödülüne layık görülmüş Badawi.

2014 senesinde gelindiğinde ise onun için daha zor zamanlar başlamış zira Nobel Barış Ödülü için aday gösterilen eşi Abulkhair yürüttüğü çalışmalar yüzünden 15 sene hapse mahkum edilmiş. Aynı sene Cenova’da katıldığı Birlşemiş Milletler toplantısında özellikle bu konuya dikkat çekmiş Badawi. 2014 senesinde Amerika’ya yaptığı bir başka seyahat sırasında, Suudi Arabistan Dışişleri Bakanlığı’ndan insan hakları konusunda yürüttüğü çalışmaları derhal bitirmesi için tehdit edilmiş. Ülkesine döndüğünde pasaportunun alınması dışında bir sıkıntı yaşamayan Badawi asıl problemle 2 Aralık 2014 senesinde Brüksel’e giderken hakkında çıkarılan seyahat yasağını öğrendiğinde karşılaşmış. O günden beri Badawi Suudi Arabistan’dan dışarı çıkamıyor; geçtiğimiz hafta İstanbul’da düzenlenen ödül törenine katılmasının sebebi de bu.

ÖDÜLÜNÜ, ÇALIŞMA ARKADAŞI ELSA SAADE ALDI

15 Eylül akşamı düzenlenen ödül törenine katılamayan Badawi’nin adına İstanbul’a gelip törene katılan çalışma arkadaşı ödülü alırken, ‘Samar burada olamıyor. Bu yüzden hem çok üzülüyor, hem de öfkeleniyorum. Benim olmayan bir sesi buraya taşıyorum. Samar gibi insanların aramızda olabilmesi ve sizlere seslenebilmesi gerekiyordu. Ne yazık ki bu şu an mümkün değil.’ Diyen Elsa, Agos’tan Fatih Gökhan Diler’e verdiği röportajda Samar ile bir aydır iletişim kuramadıklarını ve onun büyük risk altında olduğunu söylemiş. Aynı röportajda Samar’ın bir defa daha dünyaya gelme şansı olsa yine Suudi Arabistan’da doğmak isteyeceğini de ifade eden Elsa, Suudi Arabistan’daki aktivizmin sesi duyurmak çok güç olduğu için dünyadaki diğer örneklerinden farklı olduğunu, fakat onun Hrant Dink Ödülü’ne layık görülmesinin bunun mümkün olduğunu gösterdiğini sözlerine eklemiş.

Sonraki Haber