Nükleeri bir daha düşünün ! 30 yıl oldu, izleri silinmedi..

Tam 30 yıl önce yaşanan Çernobil faciasının izlesi hala ilk günkü gibi..

Çernobil faciasının üzerinden tam 30 yıl geçti. Greenpeace aradan geçen bunca zaman sonra neler değiştiğini araştırdı. Hazırlanan rapor 30 yıl sonra bile etkilerin devam ettiğini gösteriyor. Etkilenen bölgedeki kanser oranları, diğer bölgelerdeki insanları göre yaklaşık 10 kat fazla...

Radikal'den Serkan Ocak'ın haberine göre Greenpeace tarafından bölgede yapılan çalışmalar sonucunda hazırlanan “Nükleer İzler: Çernobil ve Fukuşima’nın Süregelen Mirası” adlı rapor, Çernobil’de aradan geçen 30 yıla rağmen nükleer felaketin etkilerinin halen insan hayatını tehdit eder boyutta olduğunu ortaya koydu. Rapor 11 Mart 2011’de meydana gelen Fukuşima felaketinin üzerinden geçen 5 yılın da hiçbir şeyi değiştirmediği gerçeğini gözler önüne serdi.

Greenpeace, Ukrayna, Rusya ve Japonya’da yürüttüğü çalışmalar ve yaptığı görüşmeler sonucunda süregelen bu tehlikeleri hazırladığı 48 sayfalık bir raporla su yüzüne çıkardı. Raporda yer alan bazı çarpıcı gerçekler şöyle:

100 BİN KİŞİ HÂLÂ EVİNE DÖNMEDİ

• Felaket gerçekleştiği sırada 10-14 yaşında olup Çernobil'den etkilenmiş bölgelerde yaşayanların tiroid kanser oranları, etkilenmemiş bölgelerde yaşayanlara oranla 9.7 kat daha fazla.

• Aynı zamanda arındırma çalışmalarında yer alan kadın temizlik işçileri arasında meme kanseri oranları oldukça yüksek.

• Çernobil alanındaki temizlik işçilerinin felaketten sonra dünyaya gelen çocuklarında DNA mutasyonu felaket öncesinde doğmuş kardeşlerine göre 5.6 kat daha fazla...

• Fukuşima’da 90’dan fazla çocuğa 2015 sonunda tiroid kanseri teşhisi kondu.

• Greenpeace tarafından yapılan çalışmalar Ukrayna, Belarus ve Rusya’da Çernobil’den etkilenen bölgelerde radyasyonun halen bulunduğunu ortaya koyuyor. Felaketin üzerinden geçen 30 yıla karşın yerel halk halen radyoaktif bulaşmış gıdayla besleniyor.

• Fukuşima’da felaketten 5 yıl sonra dahi halen evine dönememiş 100 bin kişi var. Çernobil’in üstünden geçen 30 yıla rağmen hâlâ 5 milyon kişi kirlenmiş alanlarda yaşıyor.

• Fukuşima’nın çevresindeki radyoaktif atıklar 16 kilometre mesafelik bir alanı kapsıyor. 2015 yılı Eylül ayında 1 metreküplük 9.16 milyon atık torbası 114 bin 700 alanda depolandı. Fakat bu torbaların dayanıklılığı sadece 3 sene, hatta şimdiden bir kısmı zarar görmüş durumda.

KAZA RİSKLERİ GÖZARDI EDİLİYOR

Greenpeace Akdeniz İklim ve Enerji Kampanyası Sorumlusu Avukat Deniz Bayram Türkiye’deki nükleer santral planları ve enerji politikasına dair şunları söyledi, “Bu korkutucu veriler gösteriyor ki nükleer felaketler geleceğe çok tehlikeli bir miras bırakıyor. Bu bilimsel gerçekler doğrultusunda tüm dünyada nükleer enerjiyi terk etme yönelimi söz konusuyken, Türkiye’nin enerji politikası nükleer enerjiyi önceliyor ve başta Akkuyu olmak üzere nükleer projeler planlanmaya devam ediyor. Ayrıca Mersin Akkuyu’da ilköğretim öğrencilerine İl Milli Eğitim Müdürlüğü’nden alınan izinle Akkuyu Nükleer A.Ş tarafından gelecek nesillere nükleer propagandası yapılıyor. Çernobil ve Fukuşima konusundaki gerçeklerden bahsedilmeyerek, kaza risklerinin gözardı edildiği, nükleer santrallerin çok güvenilir olduğu anlatılan eğitimle çocuklar yanıltılıyor. Nükleer enerjinin yıkıcı sonuçlarına dikkat çekmek isteyen Greenpeace aktivistlerinin barışçıl eylemlerinin bile cezalandırılmaya çalışıldığı bu ortamda Greenpeace Akdeniz olarak Türkiye’nin enerji politikasının nükleer yerine yenilenebilir enerji üretimi yönünde değiştirilmesini talep ediyoruz.”

NE OLMUŞTU?

26 Nisan 1986’da Ukrayna’nın Kiev şehrine bağlı Çernobil kentindeki Nükleer Güç Reaktörü’nde meydana gelen kaza sonrasında doğaya salınan fisyon etkisi halen insan sağlığını ve doğayı tehdit ediyor. Çernobil’den 25 sene sonra 11 Mart 2011’de Japonya’da meydana gelen deprem ve tsunami sonrasında Fukuşima’da bulunan nükleer santralde yaşanan kaza atmosfere radyoaktif madde salınmasına neden oldu. 25 yıl arayla yaşanan iki büyük nükleer felaket sadece gerçekleştikleri alanı değil, kilometrelerce uzaktaki herkesin hayatını tehdit etti. Hükümetlerin bölgede yürüttükleri arındırma çalışmaları doğanın nükleer atıkların etkisinden tamamen temizlenmesini sağlayamadı. Bu nedenle iki felaketin etkileri de bugün halen insan sağlığını ve çevreyi tehdit ederken aynı zamanda uzmanlar sonraki kuşakların da ciddi tehdit altında olduğuna dikkat çekiyorlar.

Sonraki Haber