Ordu ele geçirdi... Zimbabve'de neler oluyor ?

Zimbabve ordusunun devlet kanalını ele geçirmesi gözleri o bölgeye çevirdi.

Zimbabve ordusu, devlet kanalını sabah saatlerinde ele geçirdi. Gece boyunca başkent Harare'de patlama ve silah sesleri duyuldu. Alman Der Spiegel haber sitesi, Zimbabve ordusu komutanı Constantino Chiwenga'nın darbeden kısa süre önce Çin Savunma Bakanı Chang Wanquan ile görüştüğünü ve darbeye yönelik konuşmaların Çin'de yapıldığına ilişkin söylentilerin olduğunu yazdı. Çin Savunma Bakanlığı ise iddiaların ardından Chiwenga ile yapılan görüşmenin sadece bir askeri görüş alışverişi olduğunu açıkladı.

Sabah saatlerinde devlet kanalı ZBC'de ordunun açıklamasını okuyan Tümgeneral Sibusiso Moyo, yaşananların askeri bir darbe olmadığını, 93 yaşındaki Cumhurbaşkanı Robert Mugabe ve ailesinin de güvende olduklarını söyledi.

DARBEDE 'ÇİN' İDDİASI

Alman Der Spiegel haber sitesi, Zimbabve ordusu komutanı Constantino Chiwenga'nın darbeden kısa süre önce Çin Savunma Bakanı Chang Wanquan ile Çin'de görüşme gerçekleştirdiğini belirtirken, bu görüşmenin darbenin arkadasından büyük bir şüpheyle karşılandığı yorumunda bulundu. 

Der Speigel, darbeye yönelik konuşmaların Çin'de yapıldığına ilişkin söylentilerin olduğunu yazdı.

Çin Savunma Bakanlığı ise iddiaların ardından Chiwenga ile yapılan görüşmenin sadece bir askeri görüş alışverişi olduğunu açıkladı.

NELER YAŞANDI?

Başkent Harare'de bulunan parlamento binasının ve iktidardaki Zanu-PF partisinin genel merkezinin etrafının askeri araçlar tarafından çevrildiği bildiriyor.

Daha erken saatlerde, Mugabe'nin özel konutunun etrafında ve başkentin kuzey bölgelerinde silah sesleri ve patlamalar duyuldu.

Daha sonra askerler, devlet kanalı ZBC'ye girerek, burayı ele geçirdi. Tümgeneral Moyo daha sonra ekrana çıkarak ordunun açıklamasını okudu.

Çarşamba sabah saatlerinde de Twitter'da Zanu-PF partisinin resmi hesabı olduğunu söyleyen bir hesap üzerinden, bunun bir darbe olmadığı, "iktidarın kansız bir şekilde" el değiştirdiği açıklandı. Aynı hesap, Mugabe'nin ailesiyle birlikte gözaltında olduğunu da duyurdu.

Ancak kısa bir süre sonra bu hesabın gerçek olup olmadığıyla ilgili soru işaretleri doğmaya başladı. Hesaptan daha sonra atılan bir Twitter mesajında resmi hesap oldukları belirtildi ve geçen hafta görevden alınan Cumhurbaşkanı Yardımcısı Emmerson Mnangagwa'ya bağlılıklarını açıkladı.

Tüm bunlar yaşanırken Zimbabve hükümetinden ise hiçbir açıklama gelmedi. Analistlere göre, bu durum, Mugabe'nin yönetimi kaybettiğinin önemli bir işareti.

Şu ana kadar Mugabe'yi korumakla görevli olan Başkanlık Muhafızları'nın tutumuna dair de herhangi bir bilgi bulunmuyor. Muhafızlar'ın Mugabe'yi desteklemek adına devreye girmeleri halinde şiddet olaylarının artmasından endişe ediliyor.

BU NOKTAYA NASIL GELİNDİ?

Zimbabve'de yaşananların temelinde, Mugabe'nin halefiyle ilgili tartışmalar yatıyor. Yalnızca ülkesi değil, kıta için de en güçlü liderler arasında gösterilen Mugabe'den sonra iktidara kimin geleceğine dair tartışmalar son dönemde alevlendi.

Mugabe, geçen hafta içerisinde yerine geçmesi muhtemel yardımcısı Mnangagwa'yı görevden almıştı.

Bu hamle, haleflik yarışında Mugabe'nin 52 yaşındaki eşi Grace Mugabe'nin bir adım öne çıktığı yorumlarının yapılmasına neden oldu.

Ancak bu gelişme ordunun sert tepkisini çekti. Genelkurmay Başkanı Constantino, 90 üst düzey subayın katılımıyla düzenlediği basın toplantısında bu karar sert tepki gösterdi.

Constantino, Zanu PF'deki tasfiyelerin "net bir şekilde bağımsızlık mücadelesine katılanları hedef aldığını" ve bu süreci sona erdirmek için ordunun harekete geçmeye hazır olduğunu söyledi.

Görevden alınan Mnangagwa, 1970'lerde ülkenin bağımsızlık mücadelesinde yer alan isimler arasında bulunuyor.

DARBE Mİ OLDU?

BBC'nin güney Afrika muhabiri Andrew Harding, bu yaşananları "sıra dışı tek gecelik kumar" olarak nitelendirdi.

Harding, ordunun müdahalesinin Mugabe'nin meşruiyetinin Batılı devletler tarafından sorgulanmadığı, Zimbabve'de güçlü bir siyasi muhalefetin bulunmadığı ya da yaşanan ekonomik sorunlar nedeniyle güçlü sokak eylemlerinin olmadığı bir dönemde yaşandığına dikkat çekti.

Harding, "Bu yaşananlar, esas olarak Zanu-PF partisinin içindeki bir iktidar mücadelesi. Kim kazanırsa, muhalif kanadı tasfiye etmesi çok yüksek bir ihtimal" dedi.

Her ne kadar ordu bunun bir darbe olmadığını söylese de, aksini düşünenler de var. Zimbabve muhalefet lideri Morgan Tsvangirai'nin eski danışmanı Alex Magaisa, BBC'ye yaptığı değerlendirmede, ordunun darbe yapmadığı yönündeki açıklamasının doğru olmadığını söyledi.

Magaisa, "Buna darbe dememeye karar verdiler. Çünkü darbe deseler destek bulamazlar ve bu hareket tepki çeker. Ancak otorite kurma açısından bakıldığında ise şu anda gücün ordunun elinde olduğu ve Cumhurbaşkanı Mugabe'nin sadece adının kaldığı görülüyor" diye konuştu.

KİM, NE TEPKİ VERDİ?

ABD Büyükelçiliği, Çarşamba günü "devam eden belirsizlik ortamı" nedeniyle kapalı olacağını ve az sayıda çalışanın elçilik binasında bulunacağını açıkladı.

İngiltere de bu ülkede vatandaşlarından mevcut durum netleşene kadar evlerinden ya da kaldıkları yerlerden çıkmamalarını istedi.
Zanu-PF'nin İngiltere Temsilcisi Nick Mangwana da BBC'ye yaptığı değerlendirmede, Mugabe'nin halen görevinin başında olduğunu ancak partisinin ordunun müdahalesine göre "hizaya getirildiğini" söyledi.

Zimbabve'nin komşusu Güney Afrika Cumhurbaşkanı Jacob Zuma yaptığı yazılı açıklamayla, yaşananları "derin bir endişeyle" takip ettiğini söyledi. Zuma, Zimbabve ordusundan "siyasi tıkanıklığı dostane bir şekilde" çözmesini istedi.

Sonraki Haber