Zehirli deniz yılanları ile ilgili şaşırtan gerçek

Yapılan bir araştırma, zehirli deniz yılanlarının dalgıçları cinsel partnerleri sandığını ortaya koydu.

Yıllardır dalgıçlar deniz yılanları tarafından gerçekleştirilen sebepsiz saldırıları rapor etti. Bu davranış bilim insanlarını şaşırtmıştı. Çünkü kara yılanları insanlarla yüzleşmek yerine kaçarken, denizdekiler farklı bir davranış gösteriyordu. Yapılan yeni bir araştırma ise söz konusu kafa karışıklığını ortadan kaldıracak gibi görünüyor: Buna göre zehirli deniz yılanları üreme mevsimi boyunca dalgıçları potansiyel çiftleşme partnerleri sanıyor.

Avustralya Büyük Set Resifi gibi yerlerde dalış yapan çok sayıda dalgıç, zehirli deniz yılanlarının, özellikle de 1 metreyi aşkın uzunlukta olanların dalgıçlara saldırılarda bulunduğunu bildirdi. Dalgıçlar, hava soluyan ancak tüm yaşamlarını okyanusta geçiren yılanların bazen saklandıkları yerlerden fırlayarak ve hızlı zikzaklar çizerek doğrudan kişinin üzerine geldiğini söylüyor. Bu karşılaşmalar genelde dalgıçların ısırılmasıyla sonuçlandı.

YANLIŞ KUR TEPKİLERİ GÖSTERİYORLAR

Yeni araştırmalar, deniz yılanlarının yaşam alanlarını ziyaret eden insanlara karşı büyük olasılıkla hiçbir kötülük beslemediğini ortaya koyuyor. Araştırmacılar, erkek deniz yılanlarının dalgıçlarla çok fazla zaman geçirmek ve etraflarında dolanmak gibi ‘yanlış kur tepkileri’ gösterdiğini keşfetti. Özetle saldırgan tavırlar çiftleşme mevsiminde aşkı bulmak için acil bir arayışın bir göstergesi.

İlk bakışta, bir yılanın insanları başka bir yılanla karıştırabileceği fikri boyut ve şekil farkı göz önüne alındığında gülünç görünse de deniz yılanı evriminin bunu mümkün kıldığı savunuluyor.

BAŞKA HAYVANLARDA DA GÖZLEMLENDİ

Zeytin deniz yılanları genellikle Avustralya’nın resiflerinde ve Endonezya, Papua Yeni Gine gibi daha küçük habitatlarda ve resif düzlüklerinde bulunur. Bu bilgi ülkemizde bulunmamasından dolayı derin bir ‘oh’ çekmemize sebep olsa da uzmanlar geçmişte deniz aslanları, yunuslar ve deniz kaplumbağalarında da bu davranışın gözlemlendiğini aktardı.

Avustralya’daki Commonwealth Bilimsel ve Endüstriyel Araştırma Kurumu’ndan bir bilim adamı olan ve çalışmanın ortak yazarı Tim Lynch, 1994 yılında deniz yılanlarını incelemek ve doktora tezi için Keppel Adaları çevresinde 250 saat tüplü dalış yaptı. Lynch, kaç tane yılanla karşılaştığını, onlara yaklaşıp yaklaşmadıklarını 30 dakikalık periyotlar içinde ne kadar süreyle karşılaştığını kaydetti.

Çalışmanın ortak yazarlarından olan biyolog Rick Shine ise tamamlanan tezi ilgiyle incelediğini hatırlıyor, ancak o sıralar hakemli bir dergide yayımlanmamıştı. Ardından 20 yıldan uzun bir süre sonra, Covid-19 pandemisi neredeyse tüm saha araştırmalarını durdurmuşken, verileri tozlu raflardan indirme kararı aldılar.

ÇİFTLEŞME DÖNEMLERİNDE DAHA SIK RASTLANIYOR

Shine ve Lunch, 158 karşılaşmanın yarısından çoğunda deniz yılanlarının dalgıçlara yaklaştığını ve bu etkileşimlerin özellikle de mayıs ve ağustos aylarındaki çiftleşme mevsiminde daha da yaygın olduğunu buldu. Erkek yılanların saldırganlıkları rakip bir erkek deniz yılanıyla karşılaştıktan veya kovaladığı dişi yılanın izini kaybettikten sonra meydana geliyordu. Bu erkek yılanların çoğu Lynch’in paletlerine aşık olmuş gibi görünüyordu. Tıpkı kur sırasında birbirlerine yaptıkları gibi kıvrılıyorlardı.

Shine, bu ayrıntıların deniz yılanlarının su altında o kadar iyi göremediğini gösteren önceki araştırmalarla birleştirdiğinde, dalgıçlar ve deniz yılanları arasındaki etkileşimin yanlış kimlik vakası olduğunu öne sürdü.

Shine, “Erkek deniz yılanları, ilk etapta dişileri bulmakta zorlanıyor. Dişi yılan kaçar ve erkek onunla teması kaybederse suda gördüğü herhangi bir şeye doğru fırlayabilir. Peşinde olduğu şeyin ise dişi yılan olmadığını anlaması biraz zaman alır. Yılanlar genellikle kötü niyetli varlıklar olarak görülür, ancak bu durumda gerçekten sadece aşkı arıyorlar.” ifadelerini kullandı.

Bilim adamları, deniz yılanlarının zehirli olmasına rağmen, hayvan tehdit altında hissetmedikçe veya incinmedikçe ısırma ihtimalinin düşük olduğuna dikkat çekti. Deniz yılanı ısırığından ölmek çok nadir. Avustralya’da bir deniz yılanı sokmasından son raporlanan ölüm 2018 yılında oldu. Balıkçı teknesinde bulunan bir gezgin yılan tarafından ısırıldıktan sonra öldü.

YÜZMEK, DİŞİLERİN KUR YAPMA ŞEKLİNİ TAKLİT EDİYOR

Peki bu yılanların saldırılarından ve çiftleşme arzusundan dalgıçlar nasıl korunabilir. Uzmanlar karşılaşıldığı durumda dalgıçlara hareketsiz kalmaları, yılanla savaşmamaları ve hızla kaçmamalarını tavsiye ediyor. Çünkü yüzme eylemi, dişi yılanların kur yapma şeklini taklit eder ve erkek yılanları da hedeflerini kovalamaya teşvik eder. Bir deniz yılanıyla karşılaşıldığında kaçmaya çalışmak muhtemelen boşuna olacak, hatta kovalamanın şevkini bile artırmaya sebep olabilir.

Ne yapmalı konusuna gelince uzmanlar, “Deniz yılanları sizden daha hızlı yüzebilir, yüzerek kaçmak tamamen zaman kaybı. Yılanın sizi bir deniz yılanı ya da bir mercan parçası olmadığınızı anlamasına izin verin. Muhtemelen anladıklarında sizi bırakıp yollarına koyulacak.” diye ifade etti.

Bu karışıklık nasıl oldu?

Deniz yılanları, tıpkı karada hareket edenler gibi çok iyi görmemelerine rağmen etraflarındaki dünyaya karşı çok hassaslar. Ayrıca bu sürüngenler oldukça gelişmiş bir tat ve koku duyusuna sahip. Uzmanlar ise bu denli hassas olan yılanların nasıl oluyor da karışıklık yaptığını şöyle açıklıyor:

“Yılanlar okyanusa döndüğünde, elbette bazı yeteneklerini kaybettiler. Tat ve koku sinyalleri hafifleyince de görme yeteneklerine güvenmek zorunda kaldılar ve ne yazık ki bu da o kadar iyi değil.”

Sonraki Haber