BİM iktidara isyan bayrağını açtı: Spekülasyon!

Gıda Perakendecileri Derneği Başkanı ve BİM İcra Kurulu Üyesi Galip Aykaç, fahiş fiyat uygulamasına dair eleştirilerde zincir marketlerin FETÖ'yle ilişkilerinin araştırılması gerektiğini söyleyen MHP lideri Bahçeli'ye çok sert yanıt verdi

Gıda Perakendecileri Derneği Başkanı ve BİM İcra Kurulu Üyesi olan Galip Aykaç’tan “Sürekli zam yapan zincir marketlerin FETÖ’yle irtibat ve ilişkisinin titizlikle araştırılması gerektiğine inanıyoruz” diyen MHP Genel Başkanı Bahçeli’ye sert yanıt geldi.

“Bizi terörist ilan edenlere, maaşlı televizyon yorumcularına, depo basıp yağları halka dağıtırım diyen iş bilmez yöneticilere, FETÖ örgütü ile ile bizi tehdit eden parti liderlerine söyleyeceklerimiz var” diyen Aykaç, şöyle dedi:

“Bu ülkenin güzel insanları sizlerin yalanlarına hiçbir şekilde itibar etmediler.

Üç harfliler diye bizleri farklı yere koymaya çalışan ve Müslüman olduğunu iddia eden bu insanlara söyleyeceklerimiz var. Lütfen aynaya baksınlar, kendilerini göreceklerdir. Bunların hepsinde art niyet ve algı yönetimi vardır. Tüketicilerimiz bunlara hiçbir zaman karşılık vermemiştir.”

‘BRE AHLAKSIZLAR, BRE DENSİZLER! HESAP KİTAP DA BİLMİYORSUNUZ’
PLAT Özel Markalı Ürünler Sanayicileri ve Tedarikçileri Derneği’nin 7. Private Label Zirvesi'nde konuşan Aykaç, perakende sektörüne yönelik bu suçlamaları yapanlara “Bre ahlaksızlar, bre densizler” diye seslenerek “Sizlere bundan sonra sizin tonunuzda cevap vereceğim, bilesiniz” dedi.

Ekim ayında TÜFE’nin yüzde 85,51, ÜFE’nin ise yüzde 157,69 olduğunu anımsatan Aykaç, “Organize perakende sektörüne yakıştırmalarının tamamını misliyle kendilerine iade ediyoruz. Siz hesap kitap da bilmiyorsunuz, yayına çıkalım doğrusunu söyleyelim diyoruz, bizi yayına da almıyorsunuz” diye konuştu.

“Organize perakendede kar edenlerin en yükseğinin ettiği kar yüzde 4'tür. Onu tamamını da verseniz enflasyon aşağı gelmez” diyen Aykaç, şöyle devam etti:

‘NEREDE 1’E ALIP 3’E SATMAK, NEREDE ÖYLE BİR ÜRÜN?’
“Bunu bile bile 1'alıp 3'e satıyorlar, 4'e satıyorlar diyecek kadar alçalan gazetecilere, oda başkanlarına diyorum ki, bu algı operasyonunuzun vatandaşta karşılığı yoktur.


Bizim masraf yapımızı iyi kontrol etmekten gelen bir farkımız vardır. Brüt kar marjımız yüzde 17,5'tir. Yani 100'e aldığımız bir malı 117,5'e satıyoruz. Nerede bu 1'e alıp 3 katına satmak Nerede öyle bir ürün?

Bu gazetecileri himaye edenlere, perde gerisinde bizi hedef gösterenlere, ‘başaramayacaksınız' diyorum. Bizim ülkeyi yönetenlerle sorunumuz yok. Olmasına da müsaade etmeyeceğiz. Biz bu ülkenin temel taşlarıyız, bunları yerinden oynatmaya da kimsenin gücü yetmez.

Bize bakarak ya bir tuğla da ben koyayım bu binanın temel taşına demeyen, bir tane dikili ağacı olmayan insanlar sizlere ve bizlere bu yakıştırmayı yapıyorlar. Bre ahlaksızlar, bre densizler sizlere bundan sonra sizin tonunuzda cevap vereceğim bilesiniz.”

‘TARLADA 0 TL OLAN ÜRÜN MARKETE GELENE KADAR 7,5 TL OLUYOR’
Türkiye'de 55 milyon tondan fazla sebze ve meyve üretimi gerçekleştirildiğini, bunun yaklaşık yüzde 30-35 arasındaki kısmının ise fire olarak ayrılıp, geriye kalan 35 ila 37 milyon tonun yüzde 15'ini perakendecilerin sattığı bilgisini veren Aykaç, “Geriye kalan yüzde 85'i manavlar, pazarlar, ev dışı kanallar vb.de satılıyor” dedi.

“Soruyorum, bu durumda yüzde 15'lik piyasasını oluşturduğu sebze ve meyveyle enflasyonun sebebi biz olabilir miyiz” diyen Aykaç, “Bu yanlış algıyı hep beraber ortadan kaldırmamız lazım” diye konuştu.

“Domatesi tarladan 0 liraya yani hiç para vermeden alsak bile onun markete gelmesi 7,5 liradır” diyen Aykaç, şöyle devam etti:

‘ASIL MESELE PLANSIZ ÜRETİM VE DIŞA BAĞIMLILIK’

“Çünkü bu marketin bir çalışma maliyeti vardır. Dükkân kirası var, elektrik masrafı var, personel masrafı var, iletişim masrafı var. Tüm bunları alt alta koyduğunuzda domatesin fiyatı bu noktalara gelecektir.

Bizi bunun sorumlusuymuş gibi göstermeye çalışanlar var. Bu yanlış algıdan bu ülkeyi kurtarmak zorundayız. Asıl mesele plansız üretim, girdi maliyetlerinin yüksek olması, birçok konuda dışa bağımlılığın azaltılamaması”.

‘DÜNYADAKİ ENFLASYONU BİZ DAHA AĞIR YAŞIYORUZ’

Aykaç’ın konuşmasında dikkat çeken diğer noktalar ise şu şekilde:

Dünyada yaşanan enflasyonu ülkemizde biraz daha ağır yaşıyoruz. Enflasyon sermaye düşmanıdır. Hem üreten hem de tüketen için.

Fırsatçılık yapan marka tedarikçileri var. Bunların bir kısmı uluslararası. Zaman zaman dışarıya bağımlı oldukları için karlılıkları azaldığı zaman karlılığı nasıl normal seviyeye çıkarırız diye kabul edilemeyecek gerekçelerle önümüzde fiyatlar getirebiliyorlar.

2023 karlılığımızı şimdiden öngöremiyoruz diyerek önümüze fiyat koyan böyle fırsatçılar da var. Bu var olanlara biz ‘bir daha karşımıza gelmeyin' diyoruz.

‘ŞEKERİN ÇUVALI 212 TL’DEN 950 TL’YE ÇIKTI, SORUMLUSU BİZ OLAMAYIZ’

Şeker fiyatları, Türkiye Şeker Fabrikaları sitesinin geçen sene bu zamanlardaki fiyatı, 50 kilogramlık çuval fiyatı 212 liraydı. Bugün 950 lira. Bunun perakendedeki fiyat değişiminden biz sorumlu olamayız.

Aşağı yukarı üretimin yarısı Türkiye Şeker Kurumu'ndan, diğer yarısı da özel sektörden geliyor. Ama doğru yönetilemediği için geçen sene bir özel sektör şirketinin sahibinin bana söylediklerini aynen tekrar etmek istiyorum: ‘Bu seneki kadar hiçbir zaman kar etmedik'. Evet, işte spekülatör orada. Biz değiliz. Oraya bakmak lazım.

‘2023, ET VE SÜTTE DAHA ZORLU GEÇECEK’

Buradan bir kez daha değinmekte fayda görüyorum. Eğer tedbir alınmazsa süt ve et konusunda 2023, bu yıldan daha zorlu geçecektir.

Bugünlerde süt hayvanlarının girdi maliyetleri çok yüksek olduğu ve yeterli fiyatı piyasada bulamadığı için inekler kesime gitmiştir. Bu kesilen ineklerin de artık sonlarına gelinmiştir. İneği keserek sadece sütü değil eti de kestik. Et fiyatlarının da artacağı bugünlerde kulağımıza geliyor.”

‘TARIMLA UĞRAŞAN NÜFUS AZALDI, TEDBİR ALINMALI’

Çok önemli bir yerin altını çizmek gerekiyor. Üretim ve dolayısıyla üreticiler çok önemli.

Üreticilerin mutlaka emeklerinin karşılığını alıyor olmaları, kazanıyor olmaları lazım ki üretmeye devam etsinler. Sonraki süreci de sürdürülebilir verimlilikle yönetmek gerekiyor.

Tarım ülkesiyiz fakat mevcut tarım ve hayvancılık sistemimizin geliştirilmeye ihtiyacı olduğunu unutmayalım. Köyde yaşayan ve tarımla ulaşan nüfusun ne yazık ki 2021 yılı sonunda yüzde 6,8'e düştüğünü görüyoruz. Kırsalda yaşamayı özendirici tedbirlere acil ihtiyaç vardır.

BAHÇELİ ‘FETÖ’YLE İRTİBATLARI ARAŞTIRILSIN’ DEMİŞTİ

Bahçeli, TBMM’de partisinin grup toplantısında önemli açıklamalarda bulunmuş; ‘Zincir marketlerde gün aşırı yapılan zamların toplumsal ve ekonomik huzurumuza tahammülsüzlük olduğu kanaatindeyiz” demişti.

“Ticaret Bakanlığımızın fırsatçıların üzerine kararlılıkla gideceğinden, keyfi ve hatta sinsi bir plan dahilinde fiyat etiketlerini şişirenlerden adli ve idari manada hesap soracağından kuşku duymuyoruz. Vatandaşlarımızın kesesine dokunan kim olursa olsun karşısındayız” diyen Bahçeli, şöyle devam etmişti:

“Sürekli zam yapan zincir marketlerin FETÖ’yle irtibat ve ilişkisinin titizlikle araştırılması gerektiğine de inanıyoruz. Milletimizin sırtına zam kamburu yerleştirmek isteyenler her yerde bizi karşılarında bulacaktır.

Bu açgözlülere müsamaha gösterilmemelidir. Ekmeğimizden çalan, sofralarımızın tadını kaçıran, mutfaklarımıza karabasan gibi çöken kim varsa iki yakasından tutmak devletin asli vazifesidir, bu vazife de bihakkın yerine getirilecektir.”

Sonraki Haber