Çalışanlar bunu sakın yapmayın !

Anayasa Mahkemesi işverenlerin çalışanlarının kurumsal mailleriyle ilgili yepyeni bir karara imza attı.

Anayasa Mahkemesi işverenlerin çalışanlarının kurumsal maillerini (e-posta) kontrol edebilmelerine olarak tanırken kurumsal mail hesabından özel amaçlı yazışmaları da işten atma sebebi sayılmasına izin verdi. Mahkeme’nin bu kararı iki çalışanın kurumsal mailleri delil gösterilerek işten atılması sonucundaki başvurularına karşılık verdi.

Anayasa Mahkemesi (AYM) işverenlerin şirket çalışanlarının kurumsal maillerini (e-posta) kontrolüne ve mesai saatleri içinde bu hesaplarından özel amaçlı yazışma yapılmasının işten çıkarmaya delil sayılmasına vize verdi. AYM, kurumsal e-posta hesaplarının işveren tarafından incelenmesini özel hayata saygı ve haberleşmenin gizliliği hakkının ihlali olmadığına hükmederken, işe iade davasında delil olarak kullanılmasını da hukuka uygun buldu. 

Mahremiyete ilişkin yazışmalar içeren kurumsal e-posta hesapları işverence incelenerek işe iade davasında delil olarak kullanılan iki çalışanın hak ihlali iddiasıyla yaptıkları bireysel başvuru reddedildi.

KISKANÇ EŞ DELİL GÖSTERDİ

Dünkü Resmi Gazete’de yayımlanan karara göre, Ö.K. 1 Mart 2010’da, O.Ö. 11 Nisan 2011’de özel bir şirkette çalışmaya başladı. O.Ö.’nün eşi 14 Mayıs 2012’de şirket yöneticisini ziyaret etti ve Ö.K. ile O.Ö. arasında duygusal ilişki olduğunu iddia etti. Kurumsal hesaptan e-posta yazışmalarını delil olarak verdi. İşveren bu yazışmalara dayanarak, iki çalışana istifa edebilecekleri, karşılıklı anlaşma yoluna gidilebileceği aksi takdirde iş sözleşmelerinin feshedileceğini bildirdi. Duygusal ilişki iddiasını reddeden iki çalışanın iş sözleşmeleri İş Kanunu’nun 25. maddesindeki “Ahlak ve iyi niyet kurallarına uymayan haller ve benzerleri” başlıklı bent uyarınca 21 Mayıs 2012’de feshedildi.

BİREYSEL BAŞVURU

O.Ö., eşiyle arasında boşanma davasının sürdüğünü ve iddiaların iftira olduğunu öne sürdü. İki çalışan O.Ö. ve Ö.K., işe iade davası açtılar. Ancak, Bakırköy 12. İş Mahkemesi, işe iade davasını reddetti. Kararın, Yargıtay’ca onanması üzerine iki çalışan AYM’ye bireysel başvuruda bulundu. Başvuru dilekçesinde başvurucular, kişisel e-posta hesapları üzerinden gerçekleştirdikleri yazışmaların içeriklerine işverence rızaları olmaksızın ulaşıldığını, işten çıkarıldıklarını, işe iade davalarının ise bu yazışmalar delil olarak kabul edildiğini vurgulayarak, özel hayata saygı ve haberleşmenin gizliliği haklarının ihlal edildiğini savundular.

AYM: HAK İHLALİ YOK

AYM ise başvurucuların özel hayata saygı ve haberleşmenin gizliliği haklarının ihlal edilmediğine hükmetti. AYM kararında, çalışanların sözleşmelerine uymak zorunda oldukları, iş sözleşmelerinin parçası olan düzenlemelerle şirket kaynaklarının, bilgisayarların, kurumsal e-posta hesaplarının kişisel amaçlar doğrultusunda kullanımının kesin şekilde yasaklandığı belirtildi. Gerektiğinde yazışmaların ve iletişim kayıtlarının takip edilebileceği ve incelenebileceği hususunda da başvuruculara gerekli uyarılar ve bilgilendirmelerin yapıldığı ifade edildi. Kurumsal olmadığı sürece kişisel hesapların ve kişisel iletişim vasıtalarının mesai saatleri içerisinde kullanılma imkanı olmasına ve buna ilişkin bir engel bulunmamasına rağmen, yapılan işin gerekleriyle ilgisi olmayan yazışmaların iş sözleşmelerine aykırı biçimde mesai saatleri içerisinde kurumsal hesaplar üzerinden gerçekleştirildiği kaydedildi. Kararda, bu nedenlerle başvurucuların kurumsal e-posta hesapları üzerinden gerçekleştirdikleri kişisel yazışmaların korunması konusunda makul bir beklenti içinde oldukları sonucuna ulaşılamayacağı belirtildi.

Özel hayatı ihlal değil

AYM kararında şöyle denildi: “Açıklanan nedenlerle özel hukuk iş ilişkilerinden doğan uyuşmazlıkları karara bağlayan Derece Mahkemelerince ilgili ve yeterli gerekçeler oluşturularak anayasal güvencelerin korunması açısından pozitif yükümlülüklerin yerine getirildiği ve yargılama süreçlerinde gerçekleştirilen işlemlerde yazışmaların içeriklerinin alenileştirilmediği anlaşıldığından başvurucuların Anayasa’nın 20. maddesinde güvence altına alman özel hayata saygı hakkı ile Anayasa’nın 22. maddesinde güvence altına alınan haberleşmenin gizliliği hakkının ihlal edilmediğine karar verilmesi gerekir.”

Canduran : Yerinde ve doğru karar

Ankara Barosu Başkanı Hakan Canduran AYM kararını Hürriyet’e değerlendirirken, kurumsal hesaptan mesai saati içinde özel yazışma yapmanın iş akdinin feshine neden olacağını ve karar ışığında bu yazışmaların delil kabul edilerek, işe iade davalarının reddedileceğini bildirdi. Canduran şu değerlendirmeyi yaptı:

“Eğer bir çalışan şahsi mailinden ve mesai saati dışında bir yazışma yapsaydı ve bu gerekçeyle iş akdi feshi yapılsaydı, bu kesinlikle özel hayatın ihlali anlamına gelirdi. Ancak, bu kararda olduğu gibi kurumsal bir hesaptan ve işverenin çalışanından iş beklediği mesai saati içinde yazışma sözkonusuysa artık özel hayatın gizliliği ihlal edilmiştir denilemez. Sözleşmede de hüküm olduğu için kurumsal hesaptan özel yazışmalar iş akdinin feshinde delil olarak kabul edilebilir. AYM’nin bu kararı doğrudur. İkinci olarakta, iş mahkemelerinin bu yazışmaların süresine bakması da gerekir. Mesaiyi aksatacak şekilde yapılması da iş akdinin feshini gerektirir. AYM de iş mahkemesin bu kararlar ışığında makul ve ölçülü karar verdiğini belirlemiştir ve özel hayatın ihlali yok demiştir.”

Sonraki Haber