Parayı nereye yatırmalı ?

Dünyayı ilgilendiren iki önemli para politikası toplantısı öncesi Dolar ve Euro nasıl bir seyir izleyecek, borsa ve faizde ibre hangi yöne dönecek?

Türkiye, AK Parti'nin zaferle çıktığı 1 Kasım Genel Seçimi'nden sonra gelişmekte olan piyasalardan pozitif ayrıştı. Türk Lirası, son günlerde Dolara karşı en iyi performans gösteren para birimlerinden biri ve Euro'ya karşı en iyi performansı gösteren para birimi oldu.

HT Ekonomi'den Fulya Öktem'in haberine göre Dolar, Fed Başkan Yardımcısı Stanley Fischer’ın faiz artırımını ertelemenin, güçlü doların neden olduğu ekonomik sorunları dengelediğini belirtmesiyle önemli para birimleri karşısında zayıfladı.

Bu hafta içinde ayrıca emtia fiyatlarında sert düşüşler yaşandı. Altın yaklaşık 5,5 yılın en düşük seviyesine gerilerken petrol fiyatları Ağustos ayından bu yana en düşük seviyeleri gördü. 

Bugün Avrupa'dan büyüme verileri ve ABD'den perakende satışlar ile üretici enflasyonu verileri izlenecek. Analistlere göre Avrupa'dan gelebilecek kötü veriler Euro üzerinde baskı yaratırken ABD tarafında güçlü istihdam verilerinin ardından güçlü gelecek satış verileri dolarda sert yükselişlere yol açabilecek.

Peki bu yoğun veri akışı ile gerçekleşmesi muhtemel hareketlerin Türkiye'ye etkisi ne olacak? Dolar, Euro, borsa ve faiz nasıl bir seyir izleyecek?

Saxo Capital Markets Menkul Değerler A.Ş. Strateji Danışmanı Cüneyt Paksoy, piyasaları yönlendirecek bu yoğun gündemi değerlendirdi. 

AN İTİBARİYLE DURUM

Son gelen ABD Tarım Dışı İstihdam verisi ile Amerikan Merkez Bankası (FED) başkanları ve Avrupa Merkez Bankası (ECB) Başkanı Mario Draghi'nin yaptığı açıklamaların FED'in Aralık'ta faiz artırımı yapacağına yönelik beklentileri oldukça yükselttiğini belirten Paksoy, bu beklentinin fiyatlara yansıdığını yansıdığını kaydetti.

ECB Başkanı Draghi'nin son konuşmasında küresel büyüme ve ticaretten doğan risklerden ve bunların Avrupa'ya etkisinden bahsederek önlem alınması gerektiğini söyledi ve enflasyon konusunda uyarılarda bulundu. Cüneyt Paksoy, bu konuşmanın ECB'nin Aralık ayında parasal genişleme için yeni bir dizi enstrümanla piyasanın karşısına çıkabileceği beklentisini doğurduğunu ve bu algının Euro lehine hareketi genişlettiğini belirtti.

ATLANTİK'İN İKİ YAKASI ARASINDA

"Bir taraf genişlerken diğer taraf sıkılaşıyor. Atlantik'in iki yakasındaki bu birbirine zıt iki politika elbette kurlardaki hareketlere yansıyacak" diyen Cüneyt Paksoy, Türkiye için en önemli iki merkez bankasının politikalarını şöyle değerlendirdi:

"ECB kur hedefimiz yok dese de aslında iki konu onlar için çok net. İlki rekabetçi kuru korumak ve Avrupa'daki büyümeyi sürdürülebilir şekilde masada tutmak ikincisi ise Fed'e dur diyebilmek.

Diğer yandan Fed'in aslında içten içe çok güçlü bir Dolar istemediğini söyleyebiliriz. Çünkü Dolar bu kadar güçlenirse kazanımların korunup korunamayacağı sorusu var.

Şimdi karşımızda Aralık ayında genişleme dair yeni enstrümanlar ile masaya gelebilecek bir ECB ve faiz artırmaya yönelik kapıyı aralık bırakmış bir FED var."

"DOLARIN GÜVENLİ LİMAN ALGISI DA YÜKSELİYOR"

Cüneyt Paksoy; "Euro aleyhine geri çekilme devam ediyor. Petrolde yine sert düşüş oldu, diğer emtialar da düşüyor. Altın da FED etkisiyle geriliyor. Küresel büyüme endişeleri masada oldukça, emtiadaki geri çekilme sürdükçe, küresel ekonomilerdeki toparlanma geciktikçe Dolar, rezerv para olmasının yanında güvenli liman olarak da önem kazanıyor" dedi.

1 EURO 1 DOLAR OLUR MU?

Euro/Dolar paritesi bir süredir 1,07 seviyesinde işlem görüyor. Cüneyt Paksoy paritede 1,10'lara doğru hareket olmazsa 1,05 seviyesinin tekrar test edilme ihtimalinin bulunduğunu vurguladı. Paksoy; "Bu seviye çok kritik çünkü daha önce oralardan döndük. Ayrıca 1,05'in konuşuluyor olması 1=1 senaryosuna (1 Euro = 1 Dolar) dair beklentileri güçlendirebilir. Teknik açıdan 1,10 önemli bir pivot. Kur tarafında veri akışına bağlı olarak arada tepkiler gelecektir" dedi.

'SİYASİ İSTİKRAR ÇIPASI' NE KADAR ETKİLİ OLUR?

Saxo Capital Markets Strateji Danışmanı Cüneyt Paksoy, Euro Bölgesi ve ABD'nin Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelere etkileri konusundan ise şu değerlendirmelerde bulundu: "Daha fazla genişlemeye gidebilecek ve sorunları olan bir Avrupa ile sıkılaşmaya giden ve görece daha güçlü bir ekonomisi olan Amerika ekonomisinin masada olduğu bir ortamda Euro/Dolar paritesindeki aşağı yönlü risklerin gelişmekte olan ülkelerde yaratacağı etkiler hangi boyutta olacak? İşte burada Türkiye için siyasi istikrar çıpası çok önemli. Küresel ölçekte güçlenen FED algısına rağmen içeride büyük çapta bir hareket olmadı, fiyatlarımız çok değişmedi, yansıması sınırlı oldu. Normal şartlarda Dolar Endeksi'nin bu denli yükseldiği bir dönemde daha farklı hareketler beklenebilirdi. Biz genelde Güney Afrika Randı ile korele hareket ediyorduk. Güney Afrika Randı zirvelerine yakınken biz gördüğümüz zirvelerden uzağız. Bunun en önemli sebebi siyasi istikrar algısını yaratan tek parti iktidarı. Şimdi gözler yeni kabinenin nasıl bir reform yolu izleyeceğinde." 

TÜRKİYE'NİN 'ARALIK' STRESİ

Gösterge tahvil faizinin yüzde 10'lar civarında, Borsa İstanbul 100 Endeksi'nin 82 bin puanda bulunduğuna ve Dolarda 2,87-2,88 TL gibi önemli bir omurga seviyesinde hareket edildiğine işaret eden Cüneyt Paksoy, Doların güçlenmeye devam etmesi ve gelişmekte olan ülkeler üzerindeki baskının artması durumunda Aralık toplantılarına doğru kurlarda yeniden bir hareketlenme görülebileceğini vurguladı. Paksoy; "Eğer piyasalar yeni kabineye olumlu yaklaşırsa bir miktar pozitif ayrışma tepkimiz devam edebilir" dedi.

"DOLARIN YUKARI YÖNLÜ HAREKETİ HALA MÜMKÜN"

Türkiye'nin en büyük ticaret ortağı Avrupa'daki gelişmelere ve Euro'daki seyrin Türkiye'ye etkilerine de değinen Cüneyt Paksoy; "Dolar/TL ve döviz sepeti hareketlerini de takip edeceğiz. Doların yukarı yönlü hareketi hala mümkün. Avrupa'da büyüme oluştukça bu bize pozitif yansır. Bizim maliyetimiz Dolar, gelirimiz Euro. Paritede gerileme bizim için önemli, döviz sepetinin aşağı yönlü hareket etmesi ve Dolar/TL'nin sabit kalması makasın fazla açılmaması açısından kritik. İhracatın anlamlı kalabilmesi, ihracatçının kur makası yememesi için euro aleyhine gelişecek senaryoda makas oluşmaması için belirli bir denge sağlanmaya çalışılacak" değerlendirmesinde bulundu. 

MAKASIN AÇILMAMASI NASIL SAĞLANACAK?

Yeni hükümetin beklendiği bu süreçte pozitif algı fiyatlamasının görüldüğünü kaydeden Paksoy, cari fazla rakamlarının da iyimserlikte etkili olduğunu belirtti. Saxo Capital Markets Strateji Danışmanı Cüneyt Paksoy; "Ancak Fed etkisi daha da güçlenirse gözümüz tahvil faizlerinde olacak, tekrar yüzde 11-12'lere dönüyor muyuz. Gösterge tahvil faizi 11-12 bandından yukarı çıkmamalı. Çünkü bu bant son 6 senedir yabancı algısının Türkiye lehine döndüğü bölge. Döviz tarafında da sepette denge olmalı. Bunlar makasın açılmaması için hayati öneme sahip" dedi.

Sonraki Haber