Yeşilçam böyle öpüşür

İşte Türk sinemasının son bir kaç yıldır basına da konu edilen ve çok konuşulan öpüşme sahneleri.

Galerinin tamamı için tıklayınız

Bundan yıllar önce Yeşilçam'da "iyi kızlar" asla ve asla öpüşmezlerdi. Deli gibi aşık olsalar bile. O dönemde sadece, kocasına ve çocuğuna bağlı iyi aile kadınlarının yuvasını yıkan kötü kadınların yapacağı bir işti bu.Aslında bu tür sahneler bir zamanlar sadece Yeşilçam'da değil sinemanın kalbi Hollywood'da da skandal yaratıyordu. Tıpkı sol karede gördüğünüz The Kiss (Öpücük) filmindeki gibi. 1896'da çekilen bu sessiz filmde John C. Rice ile May Irwin'in 30 saniye süren öpüşme sahnesi öyle büyük bir tepki gördü ki.. Bunun ardından ABD'de 1930'larda çıkan bir yasa sinema filmlerindeki öpüşme sahnelerini 10 saniyeyle sınırladı.Sağdaki kare ise Türk sinemasının ilk öpüşme sahnelerinden biri. Muhsin Ertuğrul'un 1932'de çektiği Bir Millet Uyanıyor'da Emel Rıza ve Ercüment Behzat Lav dönemin koşullarına göre oldukça cesur bir öpüşme sahnesi için kamera karşısına geçmişler.Günümüzün genç kuşak yıldızları ise rollerinin gereğini her koşulda yerine getiriyorlar... Kendi özel yaşamlarını, kişiliklerini bir yana bırakarak canlandırdıkları karakterin her türlü insancıl durumunu beyazperdeye yansıtıyorlar. Durum böyle olunca da bir zamanlar tabu olan bu sahnelerin böylesine rahatlıkla beyazperdeye yansıtılıyor olması günlerce konuşuluyor.İşte Türk sinemasının son bir kaç yıldır basına da konu edilen ve çok konuşulan öpüşme sahneleri.

Beren Saat nazara geldi